Her yıl azgın Yahudi kafirleri Mescid-i Aksa ‘mızı işgal edip Müslüman(ların) Filistinli kardeşlerimizin kanını akıtıp şehit ediyorlar. Bu yıl da iki gündür devam eden olaylarda da yine yüzlerce Filistinli Müslüman tutuklanıp hapse atıldı, ortalık savaş alanına döndü.

***

Ben 1967'den bu yana bu İsrail kafirinin sürekli Filistinli Müslüman kardeşlerimizi katlettiğine -birebir orada olmasam da- radyolarla, gazete ve televizyonlarla şahit oldum ve oluyorum. Şeyh Ahmet Yasin'in şehit edilişine ve yüzlerce yiğidin şehit edilişine şahit oldum.

***

Her defasında İslam dünyasından cılız çözüm üretmeyen geçerliliği ve etkisi olmayan kınamalarla geçiştirildi halen de geçiştiriliyor. Bunun böyle olduğunu ve olacağını bilen İsrailli kafirler ise zulümlerine devam ediyorlar.

***

Sanki bu yıl da böyle olacağı biliniyordu ve göz göre-göre bugünlere gelindi. Neden biliniyordu? Yahudilerin Hamursuz Bayramı mıdır, nedir bilmiyorum, güya bu bayram her yıl 5 Nisan’da kutlanır, bütün Yahudilerin bu tarihlerde güya Mescid-i Aksay’ı ziyaret etmeleri gerekiyormuş. Bunun için oraya Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyip, Müslümanlara zulmedip, onlara işkence edip, şehit olmalarına varana kadar saldırıyorlar.

***

Gerçi biz şuna canı gönülden inanıyoruz ki; Mescid-i Aksa’nın korumasında -bu uğurda- şehit düşmek her kula, her yiğide nasip olmaz. Tabi biz aciz bir kul olarak, nefis taşıyan biri olarak kalbimiz sızlar, içimiz acır ve yüreğimiz kan ağlar. Ancak onlar şehit oldu öldü de Sabra ve Şatilla kasabı Ariel Şaron gebermedi mi, hem de 3-4 sene köpekler gibi uluyarak canı arkasından, dübüründen çıkarak o da öldü. Bu dünya ona da kalmadı.

***

Yıllarca bu olaylara sessiz kalanlar, göstermelik milleti aldatmak için sekreterine kınama metni yazdıranlar da öldü. Filistinli genç cennetteki tahtında rabbine gülümserken; Yahudi kafirleri cehennemin dibinde BOP Sevdalılarıyla beraber azap çekiyorlar ve çekecekler.

***

İnşallah bu yıl bu son olur, olacak. Yeni bir dünyanın kapıları açılacak; açılmalı... Bu bir temenni olmakla birlikte, bu bir umudun belirtisi ve alametleridir. Çünkü dünyanın şöyle bir gerçeği var: Bazen bir şeye direkt ve en kısa yoldan ulaşılırken, bazı meselelere ulaşabilmemiz için hem sabırla beklememiz hem de çook uzun dolambaçlı yollardan dolaşarak gelmeniz gerekir. İnşallah geliniyor.

***

Bu konuda Resulullah (s.a.v) zamanındaki Hayber’in Fethi'ni iyi okuyup incelememizde fayda vardır. Cenabı Allah basiretimizi artırsın. İnce meseleleri düşünüp, derin analizler edip; hangi taşın nereye konunca nasıl bir fayda vereceğini anlama kabiliyeti versin. Yıllarca ömrünü güya okumaya vermiş insanların böyle konularda iki tane yalın ayağın ağzına bakıp inanmasına üzülüyorum.