Arapça’da "Rabb" kelimesi; itaat edilen efendi, bir şeyi ıslah eden, bir şeyin maliki ve sahibi anlamlarında kullanılmıştır. Rabb kelimesi, terbiye anlamında mastar iken mübalağa kastı ile terbiye ediciye (mürebbî) isim olmuştur. "Er-Rabb" tabiri Yüce Allah'ın güzel isimlerinin en fazla anlam ifade edenlerinden biridir.

Birçok anlama geldiği gibi, kullarına da adaletle davranan, ihtiyaçlarını gideren, koruyan-kollayan ve yaşatan anlamlarını da içerir.

Keza, rızık dağıtırken kendisine itaat eden, kulluk eden diye ayırmaz, kafiri de doyurur, mecusiyi de. Hatta bazen onlara daha çok verir de kendilerinde varlık-üstünlük görmeye başlarlar.

Peki kul nasıl yapmalı diyecek olursak, Rabbimiz Mülk Suresi, 15. Ayette şöyle emreder; “Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır.”

Peygamber efendimiz (sav)de "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış, yarın ölecekmiş gibi de ahirete çalış." diye yol gösterir.

Elbette Müslüman’ın ölçüsü böyle olmalıdır.

Gel gör ki, ülkemizde tatil günleri nerdeyse çalışma günlerini geride bırakacak gibi. Yılın 104 günü Cumartesi+Pazar hafta tatili. Yıllık ücretli izin, milli ve dini bayramlar tatili derken çalışmaya fırsat kalmıyor.

Bu şekilde çalışma metodu ile ne cari açık kapanır, ne de kişi başına düşen gayri safi milli hasıla artar. Artsa artsa faizdeki repo geliri artar. Bu da halka yansımaz zaten bir avuç kapitaliste, rantiyeciye yarar sağlar.

Üretmeden kalkınma asla mümkün değildir. Sadece bir takım insanların çalışması yeterli olmayacağı için topyekün çalışmak zorundayız.

Müreffeh günler ümidiyle Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.