Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Akşemseddin Projesi

Akşemseddin Projesi

31 Aralık 2012 tarihli ve Fatih Projesi isimli yazımı okuyan okulumuz öğretmenlerinden Sayın Şaban Özcan Bey, “Fatihin akşemseddinleri” adı altında şöyle demektedir:  
Bizim toplumumuz ve dahi öğretmenler yeniliklere karşı biraz mesafeli olagelmiştir. Sizin gibi öğretmenliğin zirvesinde birisinin “Fatih Projesi” ne heyecanla sahip çıkması genç eğitimcilere güzel örnek oluyor. Bu projeni Akşemseddinleri siz değerli hocalarımız ve sizin eğitiminizden geçen öğrencileriniz olacak. Tarihten akşemseddin gelecek diye beklemenin günümüze bir faydası yoktur. Emeğinize ve yüreğinize sağlık...02 Ocak 2013
Şaban Bey, okulumuz edebiyat öğretmenlerindendir, genç, çalışkan ve değerli bir arkadaştır; kendisini çok severim.
Gayemiz ülkemizin maddi ve manevi alanda kalkınmasına katkıda bulunmaktır. Fatihleri, akşemseddinleri her asırda yetiştirebilirsek o zaman maddi ve manevi alanda terakki ederiz aksi halde yerimizde sayarız. Bunun sonucu gerileme ve yıkılma gerçekleşir; düşüncesindeyiz.
Şaban Beyin dediği gibi toplumumuz ve dahi öğretmenler yeniliklere karşı biraz mesafeli olagelmiştir. Nitekim 2013–2014 yılında uygulanacak olan kılık- kıyafet serbestliği Erzurum Yakutiye Anadolu imam hatip lisesinde tartışmaya neden olmuştur. Geçen yazımda ifade ettiğim gibi genel ahlaka aykırı olmamak şartıyla öğrenci, öğretmen ve memurlar istediği kıyafeti giyebilmelidir. Böyle olmazsa kişi kendisi olmaz, birilerinin egosunun figüranı olur. Artık bu toplum, statükonun figüranı olmaktan kurtulup kendisi olmak istiyor. Terakki etmenin temel şartı budur.
Yenilikler meşru olmalı yani akla ve dine aykırı olmamalı. Tarihi değerlendirirken bu çerçevede değerlendirmeli. Şaban Beyin kastettiği de budur düşüncesindeyim. Cumhuriyetin ilanından sonra yenilik adı altında yapılan inkılâplar sorgulanmalı. Mesela şapka devrimi, tesettüre aykırı kılık- kıyafetin yenilikle bir ilgisi yoktur. Batının isteği doğrultusunda bu inkılâplar gerçekleştirilmiştir.
Fatih Projesi yeniliktir. Bunun gibi akla ve dine aykırı olmayan projelere biraz mesafeli olmak statükocu olmaktan kaynaklanmaktadır. Çünkü statükocu rehavete alışmıştır, yeniliklere adapte olmak onun rahatını bozmaktadır. Statükocular istese de istemese de toplumumuz yenilikleri gerçekleştirir ve uygulama alanına koyar. Fatih Projesi bunun bir örneğidir.  Bir öğretmen öğretmenliğin ister başlangıcında ister ortasında ister zirvesinde olsun Fatih projesi gibi yeniliklere açık olmalı ve bu gibi yeni projelerden ölünceye kadar faydalanmalıdır. Aksi halde rehavet gerçekleşmiş olur ki duraklama, gerileme ve nihayet çöküş gerçekleşir. İnsan hayatında böyle olduğu gibi devlet hayatında da böyle olur. Geçen yazımda ifade ettiğimi gibi Osmanlı devleti gibi devletlerin yıkılmasının sebebi budur.
Fatihlerin ve akşemseddinlerin yetişmesi bir proje dâhilinde olur. Tarihte fatihlerin, akşemseddinlerin, molla güranilerin, kanunilerin,  ebussudların yetiştirilmesi bir proje ile gerçekleştirilmiştir. Laik devletin ortaya koyduğu proje buna engeldir. Bu sebeple Fatih projesinin yanında akşemsedin projesi de hayata geçirilirse o zaman fatihler ve akşemseddinler yetişir.
İmam hatip liselerinde okuyan öğrenci sayısı diğer okullarda okuyan öğrencilere oranla  % de ikiyi geçmez. Bu okula gelen öğrenciler, genelde fen ve Anadolu liselerini kazanamayan öğrencilerdir. Bunların içinden Akşemsedinler yetişmez değil; ama fen ve Anadolu liselerinde okuyan öğrenciler içerisinden çıkması daha mümkündür. Osmanlı devleti, mimar Sinanları, şeyhülislâm zembilli Ali efendileri yetiştirebilmek için dünyanın en zeki çocuklarını bir araya getirip yetiştirmiştir. Günümüzde bu projeyi ABD uygulamaktadır. Dünyanın en zeki ve en çalışkan çocuklarını yetiştirmek suretiyle maddi ve manevi alanda terakki etmektedir. ABD’nin gücü buradan gelmektedir.
 Fatih projesi gibi Akşemseddin Projesini de yürürlüğe koyarsak o zaman şafak sökecek ve böylece başta ABD olmak üzere Batı’nın gücü de sona ermiş olacaktır; çünkü batı’nın projesi adaleti değil gücü üstün tutmaktadır. Bu bir zulümdür, zulüm ile de ‘abâd olunmaz.
Dünya bu durumdan kurtulmak için bizim Akşemseddin Projesini de yürürlüğe koymamızı beklemektedir. Yoksa biz bu proje ile tarihten akşemseddinin gelmesi için yürürlüğe konmasını istemiyoruz. Günümüz fatihlerini, akşemseddinlerini, mimar Sinanlarını yetiştirmek için istiyoruz.
Bilmem anlatabildim mi meslektaşım Şaban Bey, selam ve saygılarımı sunar, hayatta başarılar dilerim. Yapıcı uyarılarınızı ve dualarınızı her zaman beklerim. Hoşça kalın.   
 Not: 31 Aralık 2012 tarihli ve Fatih Projesi isimli yazımda;  Bu proje elektrik kütüphane oluşturulmadığından Portekiz de başarıya ulaşmamıştır. Flaşlarımızdaki konumuzla ilgili bilgileri akıllı tahtadaki belgelerimize atıyoruz ve dersimizi işliyoruz. Cümlelerinde geçen iki kavram sehven yanlış yazılmıştır. Elektrik kütüphane değil,  elektronik kütüphane ve belgelerimize değil, belgelere olacaktır.
24 Aralık 2012 tarihli Kılık – kıyafette Sivilleşme adlı yazımda geçen; Sözde (kelamda) de sivilleşme gerçekleştirilirse o zaman gerçekten zulüm bitecek ve bu asil halk şanlı tarihte olduğu gibi laik olduğu mevkie gelecek ve dünyada gelir dağılımındaki adaletsizliği gidererek zulme son verecektir. Bu cümlede geçen bir kavram sehven yanlış yazılmıştır. Laik olduğu değil, layık olduğu şeklinde olacaktır.  Okuyucularımızdan özür dileriz.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi