Kadın ve aileyle ilgili Bakanlık birbiriden güzel çalışmalar icra ediyor. MaşaALLAH her konuda büyük bir özgüven ve özveriyle birçok Bakanlıklarla iletişime girerek görevden göreve koşuyor. Tabi bunda fedâkarlıkla canla başla görevini kutsi bir hizmet aşkıyla yerine getiren Sayın Bakan Fatma ŞAHİN’in koşturmaları ve emekleri büyük. Bu gözle görülüyor. Yapılan hizmetlere bakıldığında Sayın Bakan hanımefendi, hizmeti yürütmüyor âdeta koşuyor, koşturuyor. Doğrusu elimizi vicdânımıza koyuyor, kendisini tebrik ediyor ve çalışmalarının, başarılarının devâmını bekliyoruz.
Göreve geldiği günden beri yakın tâkibe aldığımız Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde icra edilen pek çok faydalı çalışmaya imza attı. Gönüllere ışık tutacak, problemlerimize cevap teşkil edebilecekleri sizlere duyurmayı borç biliyoruz. İşte aileleri tarafından terk edilen devlet himâyesindeki çocuklarımızın daha iyi eğitim görmelerini sağlamak için yürütülen bir çalışma;
Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile devlet koruması altındaki 157 çocuk, yurt genelindeki 48 özel okulda eğitim görmeye başladı. Çocukların, okudukları okullarda başarılı oldukları belirtildi.
Edinilen bilgiye göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, koruma altındaki çocukların akademik başarılarını artırmak, yaşamlarında özgüveni yüksek bireyler olarak yetiştirmek için çeşitli projeleri hayâta geçiriyor. Bu kapsamda, geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan işbirliği protokolü ile Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Sakarya, Sivas, Tokat, Trabzon ve Yozgat'ta bulunan toplam 48 özel okul, ayırdığı kontenjanlarla koruma altındaki 157 çocuğa kapılarını açtı. 2011-2012 eğitim öğretim yılının birinci döneminde özel okulda eğitim görmeye başlayan 97'si kız, 60'ı erkek bu öğrencilerden bazıları, ilk yarıyıl sonunda karne sevinçlerini Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile paylaşmıştı.
Bu öğrencilerden birinin karnesine öğretmeni tarafından yazılan, ‘Sevimli, çalışkan, uyumlu, çok tatlı, harika bir öğrencim. Seni çok seviyorum. Seninle gurur duyuyorum, çünkü sen cesursun, çünkü sen güçlüsün, çünkü sen umutsun, çünkü sen mucizesin. Sana olan inancım sonsuz.’ ifâdeleri dikkat çekmişti.
Hakikaten ne güzel bir çalışma! Kimin aklına gelir. Derdi olanların, memleket sevdâlısı kişilerin derdi olanların aklına gelir. Sağ olsunlar, yoksula, ihtiyaçlıya sâhip çıkan eller ne kutlu ellerdir!
Başka bir çalışma ama bu çalışma süper vizyonlu bir çalışma hem de Batı çapında. Uzun araştırmalar ve yoğun emekle ortaya çıkan bu çalışma da takdir topluyor;
Son günlerde sıkça gündeme gelen 'kadına karşı şiddet ve cinsiyet eşitsizliği' konusunda yeni bir proje geliştirildi. ‘Türkiye'de cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik ortamın desteklenmesi' projesi kapsamında toplumsal cinsiyetle ilgili ulusal kurumların kapasiteleri güçlendirilecek. Mevcut mevzuatta, kadın ve erkeğe bakış açısının yeniden gözden geçirilmesini öngören proje 1 milyon dolara mal olacak. Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun koordinasyonunda İçişleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün ortaklığında BM Kadın Fonu'nun desteğiyle yürütülecek projenin finansmanı İsveç Kalkınma Kuruluşu tarafından sağlanacak. Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı, proje kapsamında mevzuatta kadınlara eşitsizlik yaratan ifâdelerin çıkartılması için ilk etapta 38 kânunun inceleneceğini söyledi. Ayrımcılıkla ilgili tarımda çalışan kadın ve erkek Bağ-Kur'lularla ilgili 'aile reisine ödenir' ifâdesini örnek olarak gösteren yetkili, çalışmanın mevzuattaki boşlukları gidereceğini kaydetti. Bu kapsamda başta Anayasa olmak üzere Medeni Kânun, Borçlar Kânunu, Ticâret Kânunu, Toplu Konut Kânunu gibi temel kânunların elden geçirilmesi bekleniyor.
Belediyelerle de sıkı bir iletişime giren Bakanlık sığınma evlerinde kalan mağdur kadınlarımızı çeşitli kurslara iştirak ettirerek bir meslek sâhibi olmalarını temin ediyor yanı sıra sokakta kalan 18 yaş üstü kadınlarımıza günlük barınma yeri ve ihtiyaç temin etme imkânı sağlıyor. İşte geniş bilgi;
Başta şiddet olmak üzere tâciz, anlaşmazlık, hayâti tehlike altında olma gibi çeşitli sebeplerle sığınma evlerinde kalan kadınların meslek saâhibi olmalarına imkan tanıyan önemli bir adım atıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, evlerini terk etmek zorunda kalan bu kadınlar için meslek edindirme kursları açılmasını kararlaştırdı. Kadın Sorunları Komisyon Raporunda yer alan, 'Kadın Sığınma Evi'nde bulunan kadınlara kültürlerini artırıcı programlar ve hayatlarını kazanabilecekleri eğitici kurslar düzenlenmesi' şeklindeki önerge meclis üyelerinin 'evet' oyu ile karara bağlandı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı diğer önemli bir karar da sokakta yaşayan kimsesizlerin korunmasına yönelik. Meclisin ekim ayı olağan toplantısının dördüncü oturumunda Sosyal Hizmetler Dairesi bünyesinde hizmet vermeye başlayan Barınma Evleri ile ilgili yönetmelik ele alındı. Toplantıda, 'Barınma Evi Yönetmeliği’nin, 'Sokakta yaşayan ve bu durumları istismâra açık 18 yaş üzeri kişileri korumak, temel gereksinimlerini gidermelerine yardımcı olmak amacıyla barınmaları için gerekli hizmetleri yatılı sunacak günlük barınma evi kurulmuş ve hizmet vermeye başlamıştır' şeklindeki maddesi oybirliği ile kabul edildi.
Yine Batı çapında bir farklı çalışma;
Son günlerde öldürülen kadın sayılarının artması Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa proje geliştiren bakanlık, şiddet gören kadının korunması için 'Mağdur İzleme Merkezleri' (MİM) kurma kararı aldı. Sağlık Bakanlığı’nın oluşturacağı kampüsler içerisinde yer alacak merkez, şiddete mâruz kalmış kadından elde edilen adli bulguları ânında savcı ile paylaşacak. Böylece dayakçı eş, akraba, arkadaş her kimse tâkibe alınarak emniyet güçlerine teslim edilecek.
'Mağdur İzleme Merkezleri'nin ilk örneği Ankara'da Gazi Devlet Hastanesi'nin bahçesine Çocuk İzleme Merkezleri olarak hayâta geçirilmişti. İki bakanlığın yetkilileriyle yürütülen Kadına Şiddetle Mücâdele Çalıştayları'nda, izleme merkezlerinin tek çatı altında toplanması kararlaştırıldı. Merkezler, Sağlık Bakanlığı’nın başta İstanbul, Ankara, Kayseri, Erzurum gibi büyük şehirler olmak üzere 26 ilde kurmayı planladığı sağlık kentlerinin içerisine konulacak. Bünyesinde çocuk hekimi, psikolog, adli tıp uzmanı, savcı, savcı kâtibi, avukat, sosyal hizmet uzmanı bulunacak. MİM'de, şiddete maruz kalan çocuklara ayrı, kadınlara ayrı birim bakacak. Şiddet gören kadın ise sığınma evlerine yönlendirilecek. Çocuk ya ailesine ya da sosyal hizmetler çocuk esirgeme yuvalarına verilecek. Bundan sonra ise mağdurların tâkibi üzerine çalışma yapılacak. Mağdurların 3. basamak devlet hastanelerinde hem medikal hem de psikiyatrik tedâvisi izlenecek. Rehabilitasyon devem ederken, mağdur kadın veya çocuğa sosyal beceri ve iş kazandırma kursları verilecek. (Bu husus artık Mecliste kânunlaştı. Yapılan çalışmalar artık semeresini veriyor, ilk defa verilen sözler tutuluyor. Bravo doğrusu)
Hakikaten bunlar çok düzeyli çalışmalar. İnşaALLAH yaygınlaşır, kadına yönelik şiddet önlenir.
Bir başka çalışma sunalım yine; bizim her seferinde vurgu yaptığımız insanımızın rûhi yapılanması için kendi değerlerimizi kendi kültürel kimliğimizi yansıtan filmler yapılması lâzım diye hep yazdığımız ve isteğimiz olan aileyi yeniden yapılandırmayı hedef alan diziler, filmler yapılacak çok şükür. Bakanlık bu konuya da el attı. İşte bilgiler;
Birbirinden marjinal konularıyla izleyiciyi rahatsız eden günümüz dizilerine alternatif olarak, Kültür ve Turizm ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı destekli aile dizileri geliyor. Şiddet, çarpık ilişki dozu giderek yoğunlaşan dizilerin yerini iki bakanlığın ortaklaşa hazırladığı protokolle olumlu içerikli diziler alacak. Her iki bakanlığın ortaklaşa yürüteceği yeni çalışmaya göre, aile kavramının önemsendiği, aile büyüklerinin saygı ve sevgi gördüğü, aile içi şiddet ve tecâvüz gibi konuların işlenmediği dizi ve sinema filmleri maddi destek alacak. Böylece Türk aile yapısına aykırı gençlerin ve çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen dizilerin yerine ekranlarda aile değerlerine vurgu yapan diziler yer almaya başlayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onay vermesi ile protokol, Kültür ve Turizm Bakanı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı arasında imzalanacak. Protokole göre, destek almak isteyen yapımcı şirketler, çekecekleri dizi veya sinema filmlerinin senaryosu ile başvuruda bulunacak. Senaryonun Türk aile hayâtını korumaya dönük senaryo olması hâlinde maddi destek sağlanacak. Yapımcı şirket de dizisini komisyona sunduğu senaryoya paralel olarak çekecek ve anlaştığı kanala yayınlatacak.
Hakikaten bunlar harika ve eğitim amaçlı gelişmeler. Emeği olan herkesi yürekten kutluyor, çalışmalarında engin başarılar diliyorum. Yolları açık olsun. Toplumun mânevi yönden yapılanmasına katkı sağlayan her kurumu tebrik ediyorum. Nice aydınlık yarınlara…