Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Aile İçi İletişim ve Eğitim

Aile İçi İletişim ve Eğitim

Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Doç Dr. Halit Ertuğrul, 30.12.2010 tarihinde okulumuz Konya Anadolu İmam Hatip lisesi A / Blok konferans salonunda saat 18.00’de öğretmen ve velilere “Alile İçi İletişim ve Eğitim” konulu bir konferans verdi. Konunun önemine binaen özet olarak sunuyorum; inşallah faydalı olur.

Allah, hiç kimseyi ailesiyle, çocuklarıyla imtihan etmesin! Asıl zenginlik, insanın ailesiyle ve çocuklarıyla geçinmesi, fakirlik ise, bunlarla geçinmemesidir. En tehlikeli insan varlık sebebini bilmeyen insandır. Allah (c.c.), insana birçok nimet vermiştir; mesela göz kapağını açıp kapatamayan veya ağzı kanser olmuş bir insan milyoner olsa ne olacak, kendini kurtarabilir mi? İnsan önce varlık sebebini bilmeli ve verdiği nimetlerden dolayı Yaratıcısına binlerce şükretmeli.

Aile danışmanlığında üç hata gördüm: Birincisi, çocuğun her istediğini vermek, çocuğun her istediği verilirse çalışmaz, kolayca elde edilenin kıymeti olmaz. İkincisi, Her gün hesap sorulmamalı, her gün hesap sorarsanız, çocuk oynamaz. Bir gün teneffüste bir çocuk arkadaşlarıyla oynamıyor, “çocuğum sen niçin oynamıyorsun?” diye sordum. “Öğretmenim elbisem batar, annem bana kızar” dedi. Annesini çağırdım, Osmanlı bir kadındı, duruşundan belliydi, beni dinlemedi, “ben örnek bir çocuk yetiştirdim” dedi. Oğlu üniversite imtihanlarında Türkiye üçüncüsü oldu. Annesini tebrik etmek için telefon açtım, o haşmetli kadın telefonda ağladı. “Oğlum İstanbul Bakır Köy Sinir Hastanesi’nde yatıyor” dedi. Üçüncüsü, çocukları himaye etmeyin, “aman bunu yapamazsın” demeyin, evleniyor, mercimek çorbası pişiremiyor! Kızın birisi çayı yukarda tutmuş, “kızım eğilerek ver,” demişler, “annem şimdiye kadar bana çay tutturmadı.” demiş.

Çocuk hayatın ikiyüzlülüğünü anlasın, onları takip edin, yönlendirin, en başarılı insan hayatın çilesini çeken insanlardır. Hz. Ali şöyle der: “Mükemmeliyetçi anne baba olmayın, siz sadece örnek olun.” 3–12–16 yaş arası çocuklar, dinlemezler, modele bakarlar, babayı % 70, anneyi de %30 örnek alır. Çocuk, ceketi sağa sola atıyor, anneyi dinlemiyor, hocaya götürüyor, hoca, “neden böyle yapıyorsun, evladım? dediğinde “babam böyle yapıyor,” der.

Hz. Peygamber (S.a.v.) efendimiz, “Çocuklarımızla çocuklaşın” buyurur. Bazı çocuklar babadan korkuyor, yatağa giriyor, uyuduğundan değil. Anne babanın modeli çocuğun yol haritasıdır. Sibel her zaman yalan söylüyor, sebebini araştırıyoruz, evine misafir olduk, telefonda babası istenildiğinde babası, “evde yok de” diyor. Çocuk yalanı evde öğreniyor, çocuğa doğru söyleyin, çocuğun huzurunda meselelerinizi tartışmayın, meselelerinizi çocuklarınıza yansıtmayın, bir araştırmaya göre, muhalefet ruhlu olanların aile hayatının kavgalı olduğu görülmüştür.

Çocuk, saygın insan dinler, çocukların önünde özür dileyin birbirinizden, onlar saygıyı öğrensin. Bir aileye misafir oldum, evlerine adım atar atmaz içim huzurla doldu, aile bireylerinin tutumu eve yansır, evin düzenine hayran kaldım. Sabahleyin evin önünde ayakkabım boyanmış duruyor, kendimi tutamadım, “siz kimsiniz? Dedim.” Bizim anamız, babamız yok, huzur evinde yetiştik, sevgiden mahrumuz, evlenirken eşime dedim ki, bana hem baba hem de ana olacaksan seninle evlenirim, dedim, oda kabul etti, evlendik, birbirimizi çok seviyor ve birbirimize çok saygı duyuyoruz,” dedi. Bir insanın cehennemi adam yerine konulmadığı yerdir.” Eşler birbirine saygı duymalı ve birbirini sevmeli, evinizi cehenneme çevirmeyin.

Çocukları adam yerine koyun, hata aradıkça hata yaparlar. Ailenin biri, “çocuğum geri zekâlı çıktı, fen sorularının otuzdan – yirmisini yapamamış,” demiş. Çocuğa geri zekâlı demeyin, “sen başarırsın, otuz sorudan onunu yapmışın, biraz daha çalışırsan yirmisini yaparsın,” deyin. Ben matematik öğretmenime hakkımı helal etmeyeceğim, bir gün beni tahtaya kaldırdı, bir problem sordu, yapamadım,. “Boyacı, eline bak, tırnakların kapkara, senin elin hiç sabun görmez mi, ellerini neden yıkamıyorsun? Otur geri zekâlı, şu basit problemi yapamadın,” dedi. Oturdum, ağladım, o günden beri benim matematikle problemim var. Hz. Ali şöyle der: “Kötü diye çocuk yok, kötü ana, baba vardır.” En iyi öğretmen dersini kolaylaştırandır. Asi gençler, anne baba sevgisinden mahrum olanlardır Hz. Ali şöyle der: “Beş yaşına kadar çocuklarınızı sevgiyle doyurun, Ondört yaşına kadar eğitin, ondan sonra danışın.” Biri, çocuğuna danışarak kırmızı renkli bir otomobil almış, çevreden, “bu renkte neden araba aldın,” diye kınamışlar. “Ben çocuğumu memnun etmek için aldım,”demiştir.

Çocuğun yaramazlığı evdekilerin tutumundan kaynaklanır, Hasan’ın annesi üvey anne. Üvey anne, Hasan’ı adam yerine koymuyor, eziyet ediyor, Hasan’da çevresine zarar veriyor, camları indiriyor. Gönüllere girilmeden kafalara girilmez, Hasan’a harçlık veriyorum, hal hatırını soruyorum, “al şu parayı, bana süt getir,” diyorum. “Öğretmenim, sütün içine tükürürüm,” ben içerim, dedim. “Öğretmenim sen bana deli Hasan demiyorsun, evladım,” diyorsun. Şimdi Hasan Türkçe öğretmeni, üvey annesi felçli, ona bakıyor! Hasan, bunu cenneti kazanma yolu görüyor, “şükürler olsun rabbime diyor. Çocuklara yardım etme ruhu verilmeli, zor duruma düşmüş aileleri görsün ki nimetin kadrini bilsin.

6–18 yaş gurubu kimi severse onun sözlerine uyar. Hz. Peygamber’in hayatını model olarak vermek gerekir. Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Kişi sevdiğiyle beraberdir” Dersime dekolteli bir kız öğrenci girdi biraz dinledikten sonra söz aldı ve şöyle dedi: “Sizi on dakika dinledim, sekiz kere Allah dedin, böyle ders işlersen sınıfı terk ederim, hakkında şikâyette bulunurum, ben bilim dinlemeye geldim.” Evladım, Hassasiyetini anlıyorum, dil alışkanlığı, dikkat etmeye çalışırım, Allah lafzını az söylemeye çalışırım, dedim, sınıftan kovmadım. Benim yazar olduğumu öğrenmiş, bir gün “selamün aleyküm,” dedi. Hayırdır, dedim. “Hocam, kitaplarınızı okuduktan sonra dünyam değişti. Ebru 27 yaşında annesi, babası, “dinini bırak öyle gel,” demiş, gidecek yeri yok, ikna ettim git evinize ailenin elini öp, belki seni kucaklarlar, dedim, Ebru otobüse biner, “Yarabbi gideceğim yer yok, bana kapını aç” diye dua eder. Trafik kazsı olur, Ebru Rabbine kavuşur. Meğer kötü insan yokmuş, kötülüğe bulaşmış insan varmış, Ebru’dan etkilenen 67 yaşında bir Profesör, “Bu Ramazandan sonra yeni sayfa açacağım, şarabı bırakacağım ve namaza başlayacağım,” der. Şimdi başla yarına çıkacağımıza dair bir senedimiz yoktur, dedim, bizi dinlemedi ve o gece öldü. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz,” buyurmaktadır.

Sözlerimi söze başladığım şekilde bitiriyorum: Rabbim sizi eşlerinizle çocuklarınızla imtihan etmesin. Ölmeden önce kendinizi hesaba çekin, benim ömrüm nasıl geçti deyin.

Biz de hocaya teşekkür eder, başarılar dileriz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi