Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Ah Şu Sevimli Çocuklar!

Ah Şu Sevimli Çocuklar!

Geçtiğimiz Cuma günü 23 Nisan Çocuk Bayramıydı. Pazartesi günkü Aile Eğitim Seminerimize dâvet yazısından dolayı Çocuk Bayramı ile ilgili yazı yazamadık. İstememize rağmen o günü kısmet olmadı ama nasip bugüneymiş, fazla geç kaldığımızı düşünmüyoruz.
Geleceğimizin ümit tomurcukları çocuklarımızın bayramıydı 23 Nisan. Dinde herhangi bir yeri olmamasına karşın güzel etkinliklere kapı aralaması açısından çocuklarımızı konuşmak onları sevindirmek bizim de üzerinde coşkuyla duracağımız bir husus alsa gerek diye düşüyoruz.
Çocuklarımız canımızdan bir parça. Üzerine hassasiyetle titrediğimiz âdeta koklamaya kıyamadığımız evimizin neşe kaynağı varlıklar… Sevimli, tatlı, sevecen, tertemiz, billur zekâlı, engin hayalli, dur durak bilmeyen yumurcaklar… Nasıl severiz onları! Toz kondurmayız üzerlerine, ne isterlerse alıp-bulup yerine getiririz bitip tükenmek bilmeyen isteklerini. En güzel sevgiler çocuklarımıza odaklanır.
Kutsal kitabımızda tam 297 âyet çocuktan bahseder. Hatta çeşitli yönleriyle çocukla alâkalı olan âyetlerin sayısı ise 342 dir. (İbrahim CANAN, Kur’an’da Çocuk, İst, 1984, s.17-20) Anne babanın çocuklarına sevgilerinin tezâhürü olan bazı sevgi sözcükleri vardır ki Kur’ânı Kerim’de şu şekilde ifâdesini bulur bu sözcükler; “ Gözbebeği” (Furkan 4, Kasas 9) “Saçılmış inci”lere benzetilen çocuklardan cennet çocukları olarak bahsedilir.(Vakia 17, Tur 24) Şefkat ve merhamet duygularının doruğunda olarak “Yavrucuğum”, “Oğulcuğum” gibi ifâdelerle mevzu edilir çocuklar.(Yusuf 5, Lokman 13-16-17)
Çocuklarımız çok sevilmekte. Sevginin göstergesi olarak; ‘Seven sevdiğinin üzerine titrer.’ Ona bir zarar dokunmaması için elinden gelen fedâkarlığı gösterir. Bu böyledir gerçektende ve çocuklar hayâtın vazgeçilmezleridir. İşte tam bu sırada şu fikri işleve koymamız gerektiğini düşünüyoruz. O çok sevdiğimiz evimizin neşe kaynağı çocuklarımızı en güzel bir şekilde eğitmemiz gerekir hem aile olarak hem de devlet olarak.
Aile bu konuda üzerine düşeni yapan ilk ve temel basamaktır. Ebeveynler çocuklarını içinde yaşadıkları toplumun manevî ve kültürel değerleriyle bütünleştirecek şekilde yetiştirmek için son derece titiz davranmalıdır. Yine ana-babaların, çocuklarını sağlam karakterli fertler olarak gelişmelerini tamamlamak adına çok ciddi metotlar uygulamaları şarttır. Bugün en büyük sanat çocuk yetiştirmektir. Çağdaş, modern yaşam ve teknolojinin kazanımları çocuklara ne gibi menfi getirileri olmuştur bunun ebeveynler tarafından sorgulanması gerektiği kanaatindeyiz.
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığından dem vurur dururuz. Evet doğrudur. İnsan kalitesinde müthiş düşüşlerin yaşandığı şu günlerde bunu incelemenin çarelerinin aranması gerektiğini tam zamanıdır diye düşünüyoruz. İşte size bir öneri; bu işi düzeltmek için önce çocuklarımızdan başlayalım. Aileler tedbiri alsınlar, çocuklarıyla iyi bir iletişimde olsunlar, onları sevgiyle beslesinler. Çocuklarımızın her isteğini yerine getirmek marifet değil, onların isteklerine ‘hayır’ diyebilmenin asıl marifet olduğunu bilsinler. Anne ve babalar çocuklarını israfa karşı duyarlı yetiştirsinler, yardım ve hayır işlerinde çocuklarını koştursunlar ki onlarda bencillik duygusu yerine faziletli yardım etme ve başkalarını mutlu etme ulvi hissi gelişsin. Çocuklarda mevcut yetenek ve kabiliyetler gözlemlenerek onların geliştirilmesine imkanlar hazırlansın. Onlara merhametli ve geçimli olma hasleti mutlaka yerleştirilsin. Ana-baba olarak iyi bir rol-model olmayı hak edelim. Bedenen ve rûhen sağlıklı bireyler yetiştirmek istiyorsak onlara sağlıklı aile ortamları sağlamalıyız. Ailede yaşanan pürüzler, geçimsizlikler, her çeşit baskı ortamları, sevgisiz şekillenen zeminler, ekonomik sıkıntılar, ruhsal yönden problemli çocukların yetişmesine sebep oluyor. Ancak şurası bir gerçek ki sorunsuz aile yok denecek kadar azdır. Her ailenin kendine özgü problemleri vardır. Olması da doğaldır. İş bu problemlerin çocuklara yansıma ve yansıtılmasının uygun zemin ve ortamlarda yapılmasıdır. Problemler çözülmek içindir. İnsan olan bir şekilde o problemi kendileri için en hayırlı bir şekilde çözme gayretinde olmalıdır. Mevlâ’nın yardımıyla çözmeye çalışılan problem eğer çözülmüyorsa o zaman insan o problemiyle beraber en makul bir tarzda yaşamasını öğrenmelidir. Bunların yanı sıra o problemi, çocuklara yansıtmadan onların şahsiyet gelişimlerini menfi etkilenmesine müsaade etmeden sürdürmek gerekir. Bu sebeplerden aileler kendi aralarındaki uyumsuzluğu en asgariye indirerek kendisiyle ve toplumla barışık çocuklar yetiştirme yarışında olmalıdır. Bu onlara verilecek en güzel bayram hediyesidir.
Genel anlamda düşünüldüğünde çocuklarımızın iyi yetiştirilmesinde ikinci basamak olan Devlet’in rolüne de burada değinmeden geçemeyeceğiz. Her ülke hızla gelişen dünyanın gelişimine ayak uyduracak şekilde ülkesinin çocuklarına yönelik eğitim-öğretim programları geliştirerek onları en mükemmel bir şekilde sunmalıdır. Devlet bu işi bizzat çocuklar ve aile için kuracağı özel ‘Bakanlıklar’ vasıtasıyla geniş çaplı ele almalıdır. Onları tüm dünyanın muzdarip olduğu fuhuş, alkol-sigara, uyuşturucu müptelâsına düşmeyecek, meşru olmayan eğlencelerin batağına saplanmayacak, boş hayallerin peşinde koşmayacak bir şekilde ‘eğitim seferberliği’ hazırlayarak her türlü menfiyattan korumalıdır. Kitle iletişim araçlarının bozuk yansımalarına ve çevrenin olumsuz etkilerine karşı ülke çocuklarının yararına olabilecek her türlü faaliyeti yapılmalıdır. Hatta oturup bu işleri nasıl yapacaklarına dair düşünüp kafa yormalı, heyetler oluşturmalı, bir dizi kararlar almalı ve uygulamalıdır. Uygulamayanların da yakın takipçisi olmalıdır. Bu konu çok mühimdir. Çocuklar ülkenin geleceğidir. Çocukların şu an ki durumlarına baktığımızda onlarla memleketimizin nasıl bir geleceğe taşınabileceğini görmek mümkündür. Acilen ‘Çocuk Bakanlığı’ ve ‘Aile Bakanlığı’ kurulmalıdır. Bu iş özel hassasiyet gerektiriyor. ‘Devlet Bakanlığı’ adı altında yürütülen çalışmalar bugün için gayet kifâyetsizdir.
Bu konuya gösterdiğimiz özen kadar ‘Çocuk Bayramları’ kutlanabilir diye düşünüyoruz.
Tüm hayırlar ve güzellikler sizlerle olsun efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi