Ab’nin Eksik Türkiye Stratejisi İki Tarafa Da Zarar Verecek

Ekonomik krizden çıkma yolları arayan Avrupa Birliği’nin (AB), son olarak ABD ile ticari anlaşma için görüşmeler yapması, Gümrük Birliği üyesi Türkiye’yi ciddi anlamda zarara sokma potansiyeli taşıyor. Bu zararı 20 milyar dolar olarak hesaplayan ifo Dış Ticaret Dairesi Başkan Yardımcısı Dr. Erdal Yalçın, ticari ilişkilerin zarar görmemesi için AB ve Türkiye’nin Ankara Anlaşması’nda düzeltmeler yapılmasını önerdi.

Almanya’nın önemli ekonomi araştırma enstitülerinden ifo, Avrupa Birliği’nin (AB) eksik Türkiye stratejisinin her iki tarafın da ekonomisine zarar verdiğini açıkladı.

ifo Dış Ticaret Dairesi Başkan Yardımcısı Dr. Erdal Yalçın, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne dahil olmasıyla sonuçlanan Ankara Anlaşması’nın AB ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin başarılı olmasında önemli bir etken olduğunu dile getirdi.

AB ticaret politikalarında son dönemde yaşanan gelişmelere değinen Yalçın, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı ticari antlaşmalardan dolayı Türkiye’nin bu ülkelere pazarını açmak zorunda kaldığını ve bunun karşılığında ise bu ülkelere kendi ürünlerini serbest ticaret antlaşması çerçevesinde pazarlayamama dezavantajıyla karşı karşıya olduğunu dile getirdi.

AB üye ülkelerinin ekonomik krizden çıkması için AB ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında serbest ticaret anlaşması görüşmeleri yapıldığına dikkat çeken Yalçın, bu bağlamda tarafların Ankara Anlaşması'nda üçüncü ülkelerle yapılan ticaret konusunda düzeltmeler yapmalarını talep etti.

Türkiye’nin ekonomik olarak ABD ile yapılan bu antlaşmadan yaklaşık 20 milyar Dolar zarar görmesi ve Türkiye’de üretim yapan Alman şirketlerinin de üçüncü ülkelerden gelecek ürünlerden dolayı mağdur olması bekleniyor.

“Avrupa Birliği, hali hazırdaki üyelerle Türkiye’nin AB üyeliğinin siyasi olarak cidden mümkün olup olmadığına ya da başka bir statü verilip verilmeyeceğine aydınlık kazandırmalı.’’ şeklinde konuşan Yalçın, bu siyasi kararsızlığın her iki tarafın da zararına olduğunu söyledi. AB’nin her ülkeyi aynı şartlarla AB’ye üye yapamayacağını anlaması gerektiğini belirten araştırmacı, bunun sadece Türkiye için geçerli olmadığını dile getirdi.

Türkiye ve AB arasındaki ticaretin ekonomik başarılarının küçümsenemeyeceğini belirten ifo yetkilisi, Gümrük Birliği üyesi Türkiye’nin ihracatının yüzde 39’unu AB ülkelerine yaptığını ve Türkiye’nin AB şirketlerinin en önemli beşinci pazarı olduğunu kaydetti.

2012 yılında AB ihracatının yüzde 5′inin Türkiye’ye yapıldığını hatırlatan Yalçın, Türkiye’nin ithal ettiği ürünlerin yüzde 38′inin AB ülkelerinden olduğunu bildirdi. Türkiye ihracatının yüzde 9′unun Almanya’ya olduğunu hatırlatan ekonomist, Türkiye ithalatının da yüzde 9′unun Almanya’dan yapıldığına parmak bastı.

Alman şirketlerinin Türkiye’deki en aktif şirketler arasında yer aldığının altını çizen Yalçın, sorunun çözümü için Ankara Antlaşmasında düzeltmeler yapılarak AB’nin ticari anlaşmaları görüşmelerinde Türkiye’ye gözlemci statüsü verilmesini tavsiye etti.

AB ve ABD arasında yapılan serbest ticaret anlaşmasına işaret eden Yalçın, Türkiye’nin AB ile görüşerek yapılacak anlaşmalarda çıkarlarını koruyabileceğini söyledi. Ekonomist, AB’nin son yıllarda siyasi alt yapıyı hazırlamadan bazı ülkeleri Euro bölgesine almasının ve AB vatandaşlarına serbest dolaşım hakkı vermesinin dezavantajlarını ciddi olarak hissettiğini kaydetti.

AB’nin ve özellikle de Almanya’nın Türkiye konusunda net bir politika belirlemesini de isteyen Yalçın, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği hedeflenmese de ekonomik ilişkilerin devamı ve gelişmesi için bunun gerekli olduğunu kaydetti. CİHAN