3-3'ün şifreleri...
Maçın şifresi 56 ve 63'de saklıydı...
56'da Ömer Ali'nin kaçırdığı gol...
Ömer Ali bu pozisyonda golü atsa maç 2-0 olacak, Adana Demirspor psikolojik olarak daha da çökecekti...
Atamadı Ömer Ali...
Ve 63. dakika...
Bu dakikada Murat Akın'ın, Adana Demirspor'lu Eduardo'ya, tekvando da “Ap-Chogi” ya da Kick Bokst'ta 'Balta vuruşu” diye tabir ettiğimiz, yani sıçrayıp kafaya tekme vuruşu maçın kırılma anı oldu...
Anlayacağınız “psikolojik üstünlük” el değiştirdi bu dakikadan sonra...
Şapka tersine döndü...
Konyaspor adına kötü bir senaryoya dönüştü kalan zaman...
Herşey yolunda giderken, “tekere çomak sokma” gibi birşeydi Murat Akın'ın yaptığı...
Ve öyle de oldu...
Hoş, Uğur Tütüneker de söylemiş zaten...
“Kazandığımız maçı kendi elimizle verdik” diye...
Tabi ki neden sadece Ömer Ali'nin kaçırdığı ya da Murat Akın'ın takımını 10 kişi bırakması değil...
Uğur Hoca'nın yanlış hamleleri ile savunmanın amatörlüğünü de unutmamak lazım...
Psikolojik üstünlük rakipteyken ve bir eksikle 3-1'i bulmuşken, ileride top tutacak, dahası rakibin ileriye çıkmasını önleyecek Ars-Atilla ve Erdal-Serkan değişikliği benim futbol aklıma yatmadı...
3-1'i koruyamamanın nedenlerinden birisi de buydu...
Erkan Sekman ile Serkan Şahin için orta sahanın direncine katkı yaparlar diye de düşünmüş olabilir sevgili Uğur Tütüneker...
Bu düşünce ve bu tercih anlaşılabilir...
Eyvallah...
Ama hem zamanlaması, hem de rakibin kırmızı görmüş boğa gibi saldırdığı dakikalarda Erdal ve Ars'ı kenara alması anlaşılabilir mi?
Bu değişikliklerin adına ister “oyuncuları alkışlatma” deyin, ister “oyunu soğutma” deyin, ne derseniz deyin, ama doğru futbol aklı, doğru teknik direktör hamlesi değildi...
Hele de 3 gol atmış, rakip savunmanın balansını bozmuş bir Ars'ı kenara almak, rakip savunmanın ayağındaki prangaları çözmek gibi bir şeydi...
Maçın 3-3'e gelmesinin nedeni, sadece Ömer Ali'nin kaçırdığı ile Murat Akın'ın takımı 10 kişi bırakması değildi...
Uğur Tütüneker'in maçtan sonraki şu sözlerine de takıldım...
“78. dakikadan sonra tamamen doldur-boşaltlarla oynayan ve üzerimize gelen rakip karşısında topu ayağımızda tutamadık” demiş...
Sevgili Hocam, takımın 3-1 öndeyken, üçüncü bölgede ayağında top tutan, top saklayan, rakibi oyalayan Ars ve Erdal'ı kulübeye alırsan, ayağında nasıl top tutacaksın?
Atilla'yla mı?
Erkan Sekman'la mı?
Ya da Serkan Şahin'le mi?
Kusura bakma Hocam...
Maçın 3-3'e gelmesinin nedenlerinden birisi de sizin yanlış hamleleriniz...
Özetlersem; Adana Demirspor'un Konyaspor'u yakalamasının şifresi şu; 56'da Ömer Ali'nin kaçırdığı, 63'de Murak Akın'ın kırmızısı, 84'de Ars-Atilla, 90'da da Erdal-Serkan Şahin değişikliği...
Belki de 'olmak ya da olmamak' şeklinde tabir edilebilecek hayati bir önem taşıyan maçı kendi elleriyle verdi Konyaspor...
Anlayacağınız kendi ayağına kurşun sıktı...
xxx
ARS...
Hollandalı oyuncuyu izlerken filmi geriye sardım...
Zafer Biryol'un sarışınını gördüm sahada...
Pozisyonların oluşumuna katkısı ve içinde olmayı becerebilen forvet sezgisini gördüm kendisinde...
“Ağır” diyebilirsiniz...
“Çabuk değil” diye de itirazınız olabilir...
Ama bu haliyle bile oyunda kaldığı 84 dakika hiç bir şekilde sırıtmadı...
Direkle buluşan topundaki kaleyi görüş ve vuruş becerisi aslında Ars'ın kalitesini özetleyen güzel bir fotoğraftı...
Tabi ki attığı goller de...
Uyum ve zamana ihtiyacı var...
Zaman ve uyum Ars'ın, Ars'ın da Konyaspor'un en iyi ilacı olacağı bir gerçek...
Konyaspor'u yönetenlerin, herkesin fikir birliğine vardığı, ne kadar önemli bir transfer yaptığının habercisi oldu Adana Demirspor maçındaki performansı ile Ars...
Umarım yanılmayız, umarım yanıltmaz...
NOT: MHK'nın Özgüç Türkalp'i yıllar sonra olsa da Konyaspor maçına vermesi ne kadar yanlış ise Özgüç Türkalp'in Murat Akın'a kırmızı kart göstermesi de, o kadar doğruydu...
1-Yıllar önce Konyaspor-Fenerbahçe maçındaki Anelka'nın “el”le attığı golü veren ve yeşil-beyazlı kulübün ipini çeken, bırakın dünya'yı, uzay'da bile tepki gören Özgüç Türkalp'in Konyaspor-Adana Demirspor maçına verilmesi, “ateşe benzin dökmek” gibi bir şeydi...
2- Karşılaşmanın 63. dakikasında Murat Akın'ın Eduardo'ya yaptığı, pozisyon gereği ve istem dışı hareketin karşılığı, sadece “dünya”da değil, “uzay”da bile “kırmızı kart”tı...