28 Şubat’ta Değişenler
Her yıl 28 Şubat geldiğinde toplum 2’ye bölünür sanki.
Birinci grup insanlar 28 Şubat’ı gerekli görenlerdir.
İkinci grup ise 28 Şubat’ın zulmüne uğrayanlar.
İkinci grup insanların hemen hepsinin tüm sözlerinde ilk olarak, post modern darbe olarak tarihe yazılan uygulamalar içinde 1. Sırada, Merhum Necmeddin Erbakan Hoca’nın Başbakan olduğu hükümete karşı yapılan kanunsuz uygulamaları konu edinilir.
28 Şubat dendiğinde söz konusu edilen ve dile getirilen haksız ve hukuksuz uygulamaların ikincisi ise, başörtüsü mağduriyetidir.
Üniversite tahsili yapan genç kızlarımızın nasıl derslere alınmadığı, fakültelerinin kapı önlerinden nasıl geri çevrildiği, ikna odalarındaki çaresizlikleri ve hatta zorla başörtülerinin açıldığından tutunda mahkemelerde duruşmalara giren başörtülü avukatların nasıl duruşma salonlarından çıkarıldığına kadar çok söz işitirsiniz.
Bu arada İmam Hatip Okulları başta olmak üzere okullarından atılan lise ve üniversiteli kızlarımızın her birinin ayrı bir hikâyesini dinlersiniz.
Söylenenlerin hemen hepsi doğrudur ve gerçektir.
Aynen hatta daha fazlası ile yaşanmışlığı vardır.
28 Şubat başlı başına bir zulüm ve kara lekedir bu ülke için.
Bu sebepledir ki hep hatırlanır ve hatırlatılır.
Hiç unutmayacağımız konusunda hamasi nutuklar atılır.
Evet. Biz de unutmadık o günleri.
Unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Bu konuda söz vermişliğimiz vardır.
Ama şurası da bir gerçektir.
Meşum 28 Şubat günlerinde kaybeden genç kızlarımız çok şeyler kaybettiler.
Okullarını, geleceklerini ve hatta ailelerinin baskıları sonucunda sağlıklarını kaybedenler oldu.
Ama kaybedenler sadece genç kızlarımızla sınırlı değil.
Lanetli 28 Şubat sürecinde asıl kaybedenler genç kızlarımızdan daha çok erkekler oldu.
En başta başörtülü kardeşlerini kızlarını okul önlerinde yalnız bırakan erkekler kaybetti onurlarını.
Sonra Başörtüsü Furuattır diyenlerin şeref ve haysiyetlerini kaybettiklerini gördük.
Başörtülü kızlarını kardeşlerini savunurken teröristlere uygulanan muamelelere muhatap olan erkek kardeşlerini yalnız bırakan erkekler ise onurlarından, şeref ve haysiyetlerinden daha fazla şeyler kaybettiler.
28 Şubat’tan sonra özellikle de son 10 yılda yapılan uygulamalar, bu ülke insanlarının kadın ve kızlarından pek çoğunu tesettüre uygun başörtülü bir halden, başı örtülü ancak tesettürsüz bir hale dönüştürdü.
Erkeklerini ise mücahitlikten, müteahhitliğe terfi ettirdi.
Şu günlerde camilerde Kur’an öğretti diye hala hapishanelerde yatan Müslümanlar olmasına rağmen, 28 Şubat 5 yılda tarihe gömüldü veya 28 Şubat parantezi 5 yılda kapandı diyenler de çok şeyler kaybettiler ve kaybettirdiler bu ülkeye.
Bir kez daha hatırlatalım.
Unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.
BİZ NE İDİK, NE OLDUK?
Evlerimiz İslamlaşsın diye cihad aşkıyla meydanlara koşan kişiler iken,
evim daha geniş olsun diye bankadan bankaya koşup kredi arayan toplum olduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.