1100 imza neye atıldı acaba?
Bir zamanlar 411 el kaosa kalktı diye azınlığın çoğunluğa tahakkümü söz konusu olmuştu hatırlarsanız. Memleketin kalburüstü tabakasının vesâyeti her işe hâkimdi. Gizli açık her iş onlardan sorulurdu. Onların izin vermediği icraatlar gerçekleşemezdi. Müslümanlar gerici ve yobazdı bir şeyden anlamazlardı hatta onlar bidon kafalıydılar ve kafaları bir şeye çalışmazdı. Geçmişte bu bahsedilen acıklı haller maalesef yaşandı. Şükür bugün geldiğimiz noktada el Hak hepimiz inananlar olarak mutluyuz, huzurluyuz inşaALLAH daha iyi günler için çok çalışıyoruz ve çalışmalıyız da.
Sevgili okurlar aslında yoğun gündemin baskısından sizleri sıyırmak, ruhlarınızı bunaltmamak, sıkmamak için yazılarımda hep başka mahfillerde sizi gezdirmek niyetindeyim. Bakın geçen ay insanlığın iftihârı Peygamber aleyhissalâtu vesselâmı konuştuk. Ne güzel oldu, yüreklere rahmet suları serpildi, ruhlara rahmet aşısı yapıldı, gönüllere rahmet şenliği geldi. İyi de bâzen gündemi bırakamıyorum. Bugünlerde memlekette aydın geçinen akademisyen kesimin hepimizin ortak paydası vatan konusunda dahi milletle bir araya gelemeyişi derin bir üzüntü bizim için. Bu kesimin ortaya koyduğu pervâsız başkaldırı bildirgesi bırakın aydın olmayı onların ne kadar karanlık şahsiyetler olduklarını ispat etmiştir bizde bu husûsu yazmayı boynumuzun borcu addediyoruz.
Konuyu irdelemeye baştan başlayalım: Devlet onca iyi niyetiyle yıllardır memleketimizde mevcut olan Kürt sorununu çözmek için elinden gelen fedâkarlık, gayret ve iyileştirme çalışmaları yapmasına rağmen Kürt halkını istismar eden ve onların üzerinden bâzı imtiyazlar kazanmak isteyen bâzı odaklar gençler üzerinden son günlerde çukurlarla, bombalarla son derece çirkin, kirli, kanlı bir oyun yürütüyorlar. Oyun kurucuların kumandası Türkiye düşmanlarının elinde. Bu şer odaklar seçimden bu yana ülke içindeki taşeron örgütleri kullanarak milli servetimizi hebâ edici faaliyetler yürüterek yakıyorlar, yıkıyorlar. Evler, araçlar, hastaneler, okullar, câmiler yok ediliyor. Sivil halka eziyetler, zulümler, askerimize-polisimize sıkılan kurşunlar… Bombalar, molotoflar, kalaşnikoflar ve diğer silahlar kimlerden geliyor acaba? Kimler Kürt halkı yararına onların sözüm ona haklarını savunmak için hem mâsum Kürt sivilleri hem Türk-Kürt askerlerini öldürmek için PKK’ya ve arkasında duranlara bu hezimet hizmetini veriyor ve verdiriyor acaba? Bunu düşünmek gerekiyor!
Bilinsin ki vatan savunması devletin en asli görevidir, terör faaliyetlerini önlemek devletin en asli vazifesidir, kamu nizâmını temin etmek devletin en asli vazifesidir. Ülke halkı her ne kadar fikirleri farklı dahi olsa asgari ortak müştereklerde birleşir, birleşmelidir. Bu hep böyle olmuştur, aslolan da budur. Sağcısı-solcusu, Alevisi-Sünnisi, Kürdü-Türkü vatan ve ülke temelinde birleşemiyorsak yazıklar olsun bize! Atalarımızda gelen hiçbir değerimiz kalmadı mı, hepsi mi yok edildi? Ne olursak olalım ülkemizin Doğusunda günlerdir, aylardır teröristlerle süren bir savaş var. Vatan savunmasına giden bu aziz vatanın evlatları gün geçmiyor ki şehit olmasınlar. Halbuki nedir bu sıkıntı, nedir bölüşemediğiniz? Bu vatanda herkese yer var ama terör yapmadıkça. Şimdiye kadar gasp edilen haklar bir bir iade ediliyor. Hak ve özgürlükler kapsamında pek çok iyileştirmeler yapıldı, yapılıyor. Şimdiye kadar ezilenlerin, horlananların yeniden herkesle eşit haklara sâhip olması için elden ne gelirse yapılıyor. Peki, nedir bu anlamsız savaş? Özerlik iddiaları? Kabul edilemez istekler? Her şey ayan beyan ortadayken bir de utanmadan devleti kınayıcı halkı katlediyor diye el âlemin güleceği hâin bildirilere girişmek? Size yazıklar olsun! Bu aziz vatan kolay mı kazanıldı? Nice şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan topraklarında yaşamak isteyene kapımız açık ama hâinlik edenin karşısındayız, bu böyle biline!
Aklı başında her vatandaş vatan savunmasında devletinin yanında yer alırken bu sözüm ona aydın olduğunu iddia eden bin yüz karanlık şahıs neye ve kime hizmet ettiklerinin farkında olmalılar. Bu bildiriyi bir vatansever olarak esefle kınıyoruz, kabul etmiyoruz. Bin yüz imza hâinliğe atılmıştır. Biz de HÂİNLİĞE HAYIR diyoruz. Bu karanlık kişiler hakkında yetkililer derhal gerekli işlemleri yapmalılar. Bu karanlık kişiler istemiyorlarsa bu aziz vatanda yaşamayı diledikleri, beğendikleri ülkelere gidip orada yaşayabilirler. Onları beğenmedikleri ülkede zorla tutan yok. Böylelerinin fikir ve görüşlerine deriz ki; ‘Haydi size uğurlar ola!’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.