1 Mayıs’ın Ardından
1 Mayıs İşçi Bayramı geçen perşembe günü birçok şehrimizde büyük bir coşku ile kutlanmıştır. Bu bayramda işçiler, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve emeğinin karşılığının verilmesini dile getirmektedirler.
1 Mayıs’ın tüm dünyada kutlanmasının sebebi, işçilerin günde 12 saat yerine sekiz saat çalışmak, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve haklarının verilmesi için kutlanmaktadır.
Medyadan öğrendiğimize göre ilk kez 1856’da Avustralya’nın kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlemişler.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakmışlar. Chicago’da gösteriler yapılmış ve bu gösteriler, 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etmiş ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açmıştır. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellenmiştir
14 Temmuz - 21 Temmmuz 1889’da toplanan ikinci enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabilmiştir.
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan’ında, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.
Türkiye’de, 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı’na benzer kanlı olay 1997 yılında yaşandı ve 27 işçi Taksim’de katledildi.
Tarihe geçmiş bu kanlı olayların müsebbibi kapitalizmdir. Provokatörler v.s. demek gerçeği örtbas etmek demektir. Provokatörler v.s.oluşturan da kapitalizmdir. Dünya işçileri bunun bilincinde olması gerekir.
Kapitalizmin temeli faize dayandığı için bu sömürü düzeninde dünya gelirinin % 95’ni, dünya nüfusunun % 5’ni oluşturan kapitalistler hortumlamaktadır. Geri kalan % 5’ini ise nüfusun % 95 yemektedir.
İşçi ve memurlar ne kadar gösteri yaparlarsa yapsınlar, ne kadar hak talebinde bulunurlarsa bulunsunlar bunun dışına çıkamazlar. Kapitalizm, söz konusu kanlı olayları, bunun dışına çıkmak isteyen işçiye ve memura gözdağı vermek için gerçekleştirilmiştir. Daha ileri gidersen, bacağını kırarım, kol ve kanatlarını kırarım seni öldürürüm, ben ne verirsem onunla yetineceksin.
Günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktın, talebin yerine getirdim, çalışma şartlarını çağın gereğine ve teknolojinin gelişmesine göre düzelttim daha ne istiyorsun, demektir. Bu kanlı olayların altında yatan budur. . Bu sebeple gösterilen alanlarda gülüp oynayacaksın ve taleplerini dile getireceksin ve dağılacaksın demektedir
Dünya işçilerinin ekseriyeti hak talebinden ve çalışma koşullarının düzeltilmesinden ziyade ideolojik hareket etmektedir. Yani kapitalizmden sosyalizme geçişi sağlamak istemektedir.
Kapitalizmin ve sosyalizmin ana kaynağı Batı medeniyetidir. Bu medeniyeti meydan getiren dinler ise Yahudilik ve Hıristiyanlıktır. Bu sebeple dünya işçi ve memurları her iki durumda ezilen ve sömürülen olacaktır. Sömüren yine burjuva olacaktır. O sebeple dünya işçi ve memurları artık bunu görmeleri gerekir. Bunu gördükleri zaman hak ve adaleti esas alan İslam’a sarılmak suretiyle Batı Medeniyeti’nin ürettiği kapitalizmin ve sosyalizmin ağından kurtulmuş olacaklardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.