Yılbaşı ve Tefekkür Üzerine
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler. ( l-i İmrân Suresi 191. Ayet)
Bir senenin daha sonuna geldik. Her şeyin sonunda bir sınav, bir sorgulama ve bir değerlendirme olduğu gibi, gelin bizde bu senenin sorgulamasını yapıp üzerinde tefekkür edelim.
Bu seneye dair ne biriktirmiş isek şöyle bir ortaya dökelim. Öz eleştiriyi de ön planda tutup elimizde ne varsa artısıyla eksisiyle kendimizi değerlendirmeye tabi tutalım.
Bu dünyanın “Oyun ve eğlenceden ibaret” ve “Gerçek hayatın ise ahiret yurdu” (Ankebût Suresi- 64) olduğu bize apaçık bir şekilde bildirilmişken,
“Fırat'ın kenarında bir koyun kaybolsa Rabbim hesabını benden soracaktır'' diyen Hz. Ömer (r.a)’in her günün akşamında “Ey Ömer, bugün Allah için ne yaptın?” diye kendisini sorguladığı gibi, bizler de “Bu yıl Allah için ne yaptık! ” diye kendimizi bir sorgudan geçirelim.
Sınavda başarılı olmuş veya çok güzel bir ödül kazanmış öğrenci misali biz de bu geçen yılın sonucunda eksiksiz ve noksansız bir kulluk mu yaşadık ki kendimizi eğlenceye verip, Rabbimizin haram kılmış olduğu hal ve tavrı takınıp eğleniyoruz!
Bundan ziyade senenin tefekkürü üzerine düşünmek daha değerli değil midir?
Tefekkür… Tefekkür… Tefekkür…
Bana verilen ömrüm bir yıl daha azaldı. Her an için ölüme biraz daha yaklaştım. Ve her nefes alış verişim ise bana müsaade edilen nefesi biraz daha azaltmakta, peki öyleyse; bana ebedi hayat ve gerçek yurt olacak olan ahiret yurdu için ne yaptım?
Bana verilen gençliğimi ve zamanımı ne uğurda değerlendirdim?
Rabbim bana beş vakit namaz kılmamı emrettiği halde namazlarımı kıldım mı?
Rabbim bana zenginlik, mal mülk verdiği halde zekâtımı verdim mi?
Rabbim bana sağlık ve boş vakit verdiği halde sağlığımın ve boş vaktimin kıymetini bildim mi?
Büyük günahlar arasında zikredilen kul hakkına dikkat ettim mi?
Ceviz kabuğunu doldurmayacak meseleler yüzünden başkalarının kalbini mi kırdım?
Peygamber Efendimiz (as) : “Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah"ın kulları! Kardeş olun!” (Buhari,edep,57) nidalarına yeterince uyabildim mi?
Yoksa tam tersi olarak başkalarının özel hallerini ayyuka çıkartıp, dedikoduyu dibine kadar mı tattım?
“Ben en iyi yaparım, en iyi ben bilirim, benden daha iyi bu işi yapacak yoktur” diyerek üstünlük yarışına mı girdim?
Birbirimizi sevmek varken, başarılarımıza sevinmek ve gıpta etmek varken, haset edip kin mi besledim?
İşte bugün, bu ve buna benzer birçok soruyu kendimize sorup tefekkür etme zamanıdır.
Ve bir senenin daha geçip gittiği şu zaman diliminde, günlerini, aylarını ve yıllarını Rabbimizin rızası doğrultusunda geçirmeyi Mevla’m hepimize nasip eylesin.
Bu temenni ve dileklerim doğrultusunda herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı yıllar diliyor;
Selam, dua ve muhabbetlerimi sunuyorum.