Yeni transferler ve Robakın parası
Fatih Tekke’nin direkten döndüğünü biliyoruz… Trabzonspor’daki şaşalı dönemlerinden sonra sürekli inişte olan bu oyuncu, isim olarak belki, ama takıma katkı anlamında tatmin etmezdi… İnanın ki, hayırlısı oldu… Yaradan emanetini almazsa, Ankaragücü’ndeki performansını hep birlikte göreceğiz…
Ali Zeutini’nin ise sakat olduğu ortaya çıktı…
Hoş, iyi olsaydı Antalya bu oyuncuyla yollarını ayırmazdı zaten…
Malum, Konyaspor ilk yarıda kötü bir performans sergiledi ve 14 puanda tamamladı bu yarıyı… İlk yarının bitimiyle birlikte de takıma katkı koyamayan, takımda pürüz çıkaran, dahası “elmanın içine girmiş kurt” gibi görülen bazı oyuncularla yollar ayrıldı…
Başkan Karapınar’ın deyimiyle, kolej takımı gibi olmuş Konyaspor… Kolej takımı olmak hoş, ama “kolej” vurgusunu bir kenara bırakıp, takım olabildik mi, takım olabilecek miyiz? Beni ve taraftarları esas ilgilendiren konu bu…
Umarım ki dağ fare doğurmaz…
Yönetenler takımdan bir kamyon dolusu oyuncuyu gönderdiler… Kendilerine adına makul ve doğru olanı yapmışlardır umarım… Yaptıkları açıklamalar, gazete ve televizyonlara verdikleri demeçler bu doğrultuda…
Giden gitmiştir, kalan sağlar bizimdir…
Ve yeni gelenler de…
Konyaspor yönetimi bugüne kadar 8 oyuncu ile el sıkıştı… Bunların 5’i yabancı, 3’ü yerli oyuncu… Yönetimin en son anlaştığı Gineli oyuncu son anda arıza çıkarmış… Konyaspor’a gelmeyeceğini bildirmiş…
Daha önceki yabancılarda sıfır çeken ve bekleneni bulamayan Konyaspor yönetimi, umarım aynı sıkıntıları yaşamaz… Camia şimdi tartışıyor; Yeni yabancılar yararlı mı olacak, yararsız mı?
Bu soruların cevabı merakla beklenirken, herkes bu oyuncuların kulaktan dolma bilgilerine bakıyor… Kendi liglerinde uçmuşlar kaçmışlar, atmışlar tutmuşlar… Konyaspor camiasında herkes kulaklarıyla konuşuyor, gözleriyle değil…
Benim esas sıkıntım yabancı transferlerinde aktif rol alan Mustafa Eraydın… Transfer konusunda şaibeli bir ismin sahibi olan, menajer mi, anten mi, kulüpte ne olduğu belli olmayan bu şahısla ilgili söylenenlerden sonra kafam yine karıştı…
Yabancı oyuncuların transferinde Mustafa Eraydın’ın imzası olduğu söyleniyor… Defolu olmasına rağmen, yönetenlerin hala bu adamla iş yapması, futbol aklı ya da yönetici aklı değil… Örneğin 2,5 trilyona malolan Robak transferinde, Mustafa Eraydın’ın aracılık yaptığı biliniyor… Kamuoyunda ismi sık sık tartışılan, bu adama güvenmek ne kadar doğru? Robak için Şeker’in kasasından çıkan para 2,5 trilyon… Polonyalı oyuncu istenileni veremez, “bomba” çıkarsa, bunun sorumlusu kim olacak? Adamın gerçek fiyatı 2,5 trilyon değil de, daha aşağılarda ise…
Özellikle Robak konusunu niye yazdım…
Dün ilginç bir gelişme yaşadım… Polonya’nın günlük spor gazetelerinden Przeglad Sportowy Gazetesi Muhabiri Maciej Kaliszuk aradı gazetemizi… Konyaspor’un yeni transferleri, kaleci Pawelek ve forvet oyuncusu Marcin Robakla ilgili görüşme yaptık… Sağolsun Yenigün gazetesi Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken, akıcı İngilizcesiyle bize yardımcı oldu…
Polonyalı gazeteci ile uzun uzun konuştuk… Bunları elbette yazacak değilim… Çünkü, moral bozucu şeyler… Kaleci Pawelek’in iyi olduğunu, ancak iyi maçlar çıkaramadığını, milli takımda oynamasına rağmen çok hatalı goller yediğini söyledi…
Ben Polonyalı meslektaşın yalancısıyım…
Marcin Robak’ın ise bu sezon 7 gol attığını, milli takımda birkaç maç oynadığını, en son bir dostluk maçında milli formayı giydiğini söyledi… Son maçında iyi bir performans sergilemediğini ifade etti…
Ama, en son söylediği ise açıkçası tüylerimi diken diken etti… 1,5 milyon doların bu oyuncu için çok büyük bir rakam olduğunun altını çizerek, şaşkın olduğunu ifade etti… Polonyalı meslektaşın söyledikleri bunlar…
Doğrumudur?
Bilemem…
Yanlış mıdır?
Onu da bilemem…
Ancak, Polonyalı oyuncuların transferinde Mustafa Eraydın’ın ismi olunca, yorumu sizlere bırakıyorum… Daha önce konuştuğum bir menajerle, Polonyalı gazetecinin anlattıklarını üst üste koyunca, insanın kafası karışıyor…
Robak için yazdıklarım diğer yabancılar için de geçerli… Bu oyuncuların maliyeti ne kadar? kim ne aldı, kim ne verdi kimse bilmiyor…
Daha önce de yazmıştım ya, gece pekmez içenin sırrını Mevla bilirmiş!
Ben sadece yönetenleri Mustafa Eraydın konusunda bir defa daha uyarma görevini üstlendim…
Gerisi mi?
Onların bileceği iş.
Ali Zeutini’nin ise sakat olduğu ortaya çıktı…
Hoş, iyi olsaydı Antalya bu oyuncuyla yollarını ayırmazdı zaten…
Malum, Konyaspor ilk yarıda kötü bir performans sergiledi ve 14 puanda tamamladı bu yarıyı… İlk yarının bitimiyle birlikte de takıma katkı koyamayan, takımda pürüz çıkaran, dahası “elmanın içine girmiş kurt” gibi görülen bazı oyuncularla yollar ayrıldı…
Başkan Karapınar’ın deyimiyle, kolej takımı gibi olmuş Konyaspor… Kolej takımı olmak hoş, ama “kolej” vurgusunu bir kenara bırakıp, takım olabildik mi, takım olabilecek miyiz? Beni ve taraftarları esas ilgilendiren konu bu…
Umarım ki dağ fare doğurmaz…
Yönetenler takımdan bir kamyon dolusu oyuncuyu gönderdiler… Kendilerine adına makul ve doğru olanı yapmışlardır umarım… Yaptıkları açıklamalar, gazete ve televizyonlara verdikleri demeçler bu doğrultuda…
Giden gitmiştir, kalan sağlar bizimdir…
Ve yeni gelenler de…
Konyaspor yönetimi bugüne kadar 8 oyuncu ile el sıkıştı… Bunların 5’i yabancı, 3’ü yerli oyuncu… Yönetimin en son anlaştığı Gineli oyuncu son anda arıza çıkarmış… Konyaspor’a gelmeyeceğini bildirmiş…
Daha önceki yabancılarda sıfır çeken ve bekleneni bulamayan Konyaspor yönetimi, umarım aynı sıkıntıları yaşamaz… Camia şimdi tartışıyor; Yeni yabancılar yararlı mı olacak, yararsız mı?
Bu soruların cevabı merakla beklenirken, herkes bu oyuncuların kulaktan dolma bilgilerine bakıyor… Kendi liglerinde uçmuşlar kaçmışlar, atmışlar tutmuşlar… Konyaspor camiasında herkes kulaklarıyla konuşuyor, gözleriyle değil…
Benim esas sıkıntım yabancı transferlerinde aktif rol alan Mustafa Eraydın… Transfer konusunda şaibeli bir ismin sahibi olan, menajer mi, anten mi, kulüpte ne olduğu belli olmayan bu şahısla ilgili söylenenlerden sonra kafam yine karıştı…
Yabancı oyuncuların transferinde Mustafa Eraydın’ın imzası olduğu söyleniyor… Defolu olmasına rağmen, yönetenlerin hala bu adamla iş yapması, futbol aklı ya da yönetici aklı değil… Örneğin 2,5 trilyona malolan Robak transferinde, Mustafa Eraydın’ın aracılık yaptığı biliniyor… Kamuoyunda ismi sık sık tartışılan, bu adama güvenmek ne kadar doğru? Robak için Şeker’in kasasından çıkan para 2,5 trilyon… Polonyalı oyuncu istenileni veremez, “bomba” çıkarsa, bunun sorumlusu kim olacak? Adamın gerçek fiyatı 2,5 trilyon değil de, daha aşağılarda ise…
Özellikle Robak konusunu niye yazdım…
Dün ilginç bir gelişme yaşadım… Polonya’nın günlük spor gazetelerinden Przeglad Sportowy Gazetesi Muhabiri Maciej Kaliszuk aradı gazetemizi… Konyaspor’un yeni transferleri, kaleci Pawelek ve forvet oyuncusu Marcin Robakla ilgili görüşme yaptık… Sağolsun Yenigün gazetesi Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken, akıcı İngilizcesiyle bize yardımcı oldu…
Polonyalı gazeteci ile uzun uzun konuştuk… Bunları elbette yazacak değilim… Çünkü, moral bozucu şeyler… Kaleci Pawelek’in iyi olduğunu, ancak iyi maçlar çıkaramadığını, milli takımda oynamasına rağmen çok hatalı goller yediğini söyledi…
Ben Polonyalı meslektaşın yalancısıyım…
Marcin Robak’ın ise bu sezon 7 gol attığını, milli takımda birkaç maç oynadığını, en son bir dostluk maçında milli formayı giydiğini söyledi… Son maçında iyi bir performans sergilemediğini ifade etti…
Ama, en son söylediği ise açıkçası tüylerimi diken diken etti… 1,5 milyon doların bu oyuncu için çok büyük bir rakam olduğunun altını çizerek, şaşkın olduğunu ifade etti… Polonyalı meslektaşın söyledikleri bunlar…
Doğrumudur?
Bilemem…
Yanlış mıdır?
Onu da bilemem…
Ancak, Polonyalı oyuncuların transferinde Mustafa Eraydın’ın ismi olunca, yorumu sizlere bırakıyorum… Daha önce konuştuğum bir menajerle, Polonyalı gazetecinin anlattıklarını üst üste koyunca, insanın kafası karışıyor…
Robak için yazdıklarım diğer yabancılar için de geçerli… Bu oyuncuların maliyeti ne kadar? kim ne aldı, kim ne verdi kimse bilmiyor…
Daha önce de yazmıştım ya, gece pekmez içenin sırrını Mevla bilirmiş!
Ben sadece yönetenleri Mustafa Eraydın konusunda bir defa daha uyarma görevini üstlendim…
Gerisi mi?
Onların bileceği iş.