Ahmet Göçergi

Ahmet Göçergi

Yazıklar olsun…

Yazıklar olsun…

 

Yine bir cumartesi günü, sabahleyin karın ağrısı ile uyanıyorum çünkü Konyaspor’un maçı var bugün.

Çok ümitliyim; bugün olacak, bugün kazanacağız diye düşünüyorum.

Ama yine olmadı. Bu beceriksiz futbolcular ve teknik heyet yüzünden…

**

Yahu Konyaspor maçlarını cumartesi saat ikide oynamak için, özel bir anlaşma mı yaptı yönetim acaba. Niye hep cumartesi ve aynı saat?

Yoksa federasyon olayı çözdü de hep o gün ve saate denk getiriyor bizim maçları.

Benimki de hüsnükuruntu işte, takım kazanamayınca.

**

İlk yarı her şey gayet iyi gitti, son dakikalarda golü bulmuşuz rakip takım bir kişi eksik hatta ikinci yarı bir-iki tane daha atarız nerde efendim, rakip tek tük geliyor ama yüreğimiz ağzımızda kim hata yapacak diye diye.

Malatya takımı sahada yürüyor, taraftarı ümidini kesmiş tribünde oturuyor yeneriz bugün diyorum.

Ama nafile Malatyaspor bir kişi eksik ama geliyorlar üzerimize ve inanın pozisyonları bizimkilerden fazla. 1-0 öndeyiz hepimiz karşı kalede. Tamam, ikinciyi atıp maçı garantileyelim düşüncesi iyi lakin savunmayı neden unuttuk? Rakip oyuncu kaleciyle karşı karşıya kalıyor kontratak yiyoruz, deplasmanda maçı önde götürürken.

Nasıl bir defans anlayışımız varsa, nasıl bir savunma yapıyorsak ceza sahasının önünde kaleden dönen topları alamıyoruz hatta kimse görevlendirilmemiş gibi. Bunları idmanlarda çalışmışlardır ama kimse görevli değil gibi. Adamlar on kişi sahamızda cirit atıyor tabir yerinde ise. Eviriyor, çeviriyor, vuruyor kaleye gidiyor bir şekilde top. Bunlardan biri de gol oluyor.

Nasıl bir gol? Güler misin? Ağlar mısın ?

Biz ağladık, kızdık, sinirlendik.

Bizimkiler acaba “şut atarsak ceza mı yazarlar” diye mi düşünüyorlar? Şut atmıyoruz. Rakip kaleye birkaç şut attılar, kaleciyi rahatsız dahi edemediler, yani kaleyi bile bulmuyor. Haliyle futbolcularımız denemiyorlar bile.

Beceriksizlik mi, korkaklık mı nedir bilmiyorum. Rakip ceza sahasına kadar gitmişiz sayısal olarak onlardan fazlayız bakıyorum top kalecimize kadar geri gelmiş. Nasıl olur arkadaşlar biriniz bir şeyler söyleyin, bunu neden yapıyorsunuz?

Bu hastalık yeni değil Aykut’tan kalma. Rakip kaleye git geri pasla kalecimize kadar ulaştırın topu. Bu nasıl bir taktik? İnanın korkaklık belirtisi bu.

Futbolcularda inanç yok. İnanmıyorlar.

Zor gol atıyoruz hatta atamıyoruz derdimiz bu.

Şimdilerde santrforsuz oynuyoruz. Bajic bildiğiniz gibi, yeni aldığımız Thuram ne yapıyor veya ne yapmaya çalışıyor çözemiyoruz.

Kayseri ve Malatya maçlarında gol atmışız ama bir şekilde abuk sabuk işler yapıp golü yiyoruz.

Kalecimiz bu sezon bakıyorsun tamam bu hafta iyi falan diyoruz ama yine ne yaptığını kendisinin de anlamadığı bir hareket işi iyice zora sokuyor.

Koşun arkadaş biraz mücadele edin bari filan diyorsun yok. Takım sezon başında da çalışmamış kondisyon yok.

Aykut gitsin dedik ama kimin geleceği konusunda bir şey söyleyemedik. Bülent geldi o da dün kulübe de benim gibi düşünüyordu, yani çaresiz.

Olmuyor, olmuyor arkadaşlar bu gidişimiz malum sona doğrudur bilginiz olsun. O ışığı bir türlü göremedim.

Taraftar kızgın, haklı olarak herkes ağzına geleni söylüyor, tasvip etmesem de küfür de ediyorlar artık. Futbolcuların kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum, kalecinin yaptığı düpedüz aptallık. Kasıtlı olacağını düşünmüyorum, bu sene takımdaki form düşüklüğü kaleciye kadar sirayet etmiş. Yapacak bir şey yok.

Evet, kolay dediğimiz, içerideki maçları rahat kazanırız dediğimiz maçlar da bitti. Kağıt üzerinde kazanabiliriz dediğimiz maçlar da kalmadı. Artık mucizeleri bekleyeceğiz.

Hakemin çok iyi maç yönettiğini söyleyemeyeceğim. Zaten hakemlerimiz genel olarak iyi değiller çok ciddi baskı altındalar. Bunlar olmayacak mıydı? Olacaktı. Hazırlıklı olacaktık bu durumlara.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun.

Beceremiyorsunuz arkadaşlar hiç biriniz beceremiyorsunuz. Kabul edin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Göçergi Arşivi