Ahmet Göçergi

Ahmet Göçergi

Kalemiz de düşerse bu iş daha da zorlaşır

Kalemiz de düşerse bu iş daha da zorlaşır

Kızımın görevi nedeniyle bir süredir Sivas Gemerek’teyim. Hes Kablo Kayserispor, İttifak Holding Konyaspor maçına buradan bir minibüs ile önce Kayseri Doğu Garajı’na, oradan tramvay ile Kadir Has Stadyumu’na ulaştım. Ama ne gidiş; tam 2,5 saatlik bir yolculuk. Tramvay haliyle maç saati ve kalabalık ama asıl olanlar tramvay Kayseri merkeze ulaşınca oldu. Bir ara tramvayın camları kırılıyor zannettim; taraftarlar tramvayın camlarına, kaportasına öyle bir vuruyorlar ki birazdan camlar iner dedim.

Neden anlattım bu durumu. Maç öncesi Kayseri taraftarı bu maçı ölümüne almayı planlıyordu, biliyorlardı bu ve sonrasındaki maçları almadan ligden kurtulamayacaklarını. Tramvayın içinde bir kavga; sarı lacivert kaşkollu bir genci Ankaragücü taraftarı diye hırpalamaya başladılar ne alakaysa (!) anlayın tansiyon nasıl yüksek. Sesimi çıkartmadan stada ulaştık ama aynı heyecanı ve o beklediğim kalabalığı göremedim. İlk kanaatim Kayseri inanmamış oldu, doğrusu çok yanılmamışım; bu maçlar tekrar gelmeyecek ve o stadyum hınça hınç doldurulmalıydı.

Basın kapısından stada girdim maç listesini aldım tribüne çıkmadan listeye baktım “ne oluyor, takımın golcüleri sakat mı niye kimse yok listede. Bülent hoca anlaşılan beraberliğe oynayacak” diye düşündüm. Bir yerde haklıydı Hes Kablo Kayserispor bu maçı ne pahasına olursa olsun almayı planlıyor, maçın başında ölümüne saldırır ve bu kadro da onları durdurmayı başarırdı. Neticede de öyle oldu. Ben maçtan önce kesinlikle galibiyet bekliyordum ve hala bilgisayarın başında üzüntümü gideremedim bu maçı kesinlikle kazanabilirdik ama olmadı.

Maça gelince. Bülent hoca kendine göre bir plan yapmıştı ve bu tuttu. Kayserispor’un ilk dakikalarda saldıracağını düşünüp hemen bizim üçüncü bölgede yani Kayseri’nin sahasında baskı uyguladı, rakip şaşırdı oyun kuramadı. O şaşkınlıkla bir hata Şhengelia, Ömerali ve Miloseviç üçlüsü 8. Dakikada gole ulaştılar. İşte bu dakikadan sonra Kayserisporlu futbolcular gerildi ve planladıkları oyunu oynayamadılar. İttifak Holding Konyaspor ise rahat ve askıda tuttu maçı, Kayserili futbolcular da buna ayak uydurdular. Anlayacağınız tansiyon düştü.

İlk yarının sonuna doğru Konyaspor ikinci golü de bulunca “artık bugün galibiyet günü” dedim. Demez olaydım, güvendiğimiz dağlara kar yağdı. Yahu arkadaş sen bu tür hataları son zamanlarda çok yapıyorsun, senin kafan mı rahat değil diyeceğim ama maç esnasında bayağı konsantre görünüyorsun, nasıl olur da bu sıradan topu tutamazsın. (Serkan, kaleyi düşürmememiz lazım sana çok güveniyoruz, bu taraftar bir başka aşk acısını kaldıramaz.) Anlayacağınız ikinci yarının bitimine birkaç dakika kala kaleciler hata konusunda yarışınca maç 2-1 bitti.

Çok canım sıkıldı, nedeni de ikinci yarı ortaya çıktı. İlk yarı taraftarıyla birlikte uyuyan Kayserispor’un ilk yarının son dakikasında bulduğu o bir gol tekrar inanmalarına neden oldu ve daha kontrollü ve saldırmaya başladılar biz ise savunmaya geçtik ister istemez. Çünkü o yediğimiz bir gol bizim oyuncuları da sindirmişti ve bu 2-1 lik skoru koruma refleksi oluştu bizim takımda. Hele o 50. Dakikalardan sonra Kayserispor nasıl sıkıştırdı öyle. Tam bu durumlar olurken yani takım duraklayınca Bülent Hoca müdahalesi geldi. Üçüncü bölgede topu tutacak bir oyuncu girdi oyuna; Thuram. Beni hasta etti o kadar. Adam kendini göstermeye girdi herhalde kendi kabiliyetine has hareketler ama boş. Kabiliyeti olabilir ama topa vurmaktan korkuyor netice de bir sefer denedi; kaleye vurduğu top taca çıkacak zannettim.

Ardından çok umutlar beslediğim Hurtado oyuna girdi doğru hamle dedim ama nafile ya hala sakat veya korkuyor. Rakip takımı ciddi olarak rahatsız edecek halde değiller her ikisi de. Ama maçın bitimine yakın ikisinin yakaladığı çok ciddi bir pozisyonu gole çeviremediler. O Thuram’ı işte o an sildim, benim için yok hükmündedir. Bu golü de atamıyorsan bırak bu işi arkadaş. Tabiri caizse boş kaleye atamadın topu, yine gösteri yapma gayretindeydin, bizim bu tür lüks hareketlere tahammülümüz yok.

Bakın ister inanın ister inanmayın bu kaçan golle birlikte düşüncem şu idi “İnşallah bedeli ağır olmaz”. Bu nedir ya? Hani demiştim ya güvendiğim dağlara kar yağdı diye. İşte çok sevdiğimiz Serkan kardeşimizin de kapattığı o köşeden yediği gol; olacak şey değil. Takıma o kadar inanmıştım ki o kalan dakikalarda gol atarız diye düşündüm denediler de, ama olmadı zordu bu saatten sonra ve galibiyet hesabı yaptığımız maçı beraberlikle sonlandırdık. Yazık oldu çok yazık.. Eve döndüğümde dayak yemiş gibiydim sanki sahada maçı ben oynadım, inanılmaz üzüldüm…

Sonuç olarak Konyaspor tarafından bakınca Bülent Hoca kendi sistemini oturtmaya başlamış oyuncular bir renk verdi bu konuda ama bu kadar kısa sürede çok şey beklemek hayal kırıklığı olur. Futbolcular genelde iyi mücadele ettiler, umudumu yeşerttiler. Aykut Kocaman aşkı bize pahalıya mal oldu. Oyuncu kardeşlerimizin daha rahat olmasını isteyeceğim ama biraz zor bu saatten sonra. Kayseri maçını kazanmış olsaydık haftaya oynayacağımız Kasımpaşa maçını daha rahat kazanırız diyebilirdim. Bu maçlar bizi ilgilendiren maçlar bu maçları kaybetmememiz gerekiyor ama içeride oynadığımız maçları asla kaybetmemeliyiz.

Konya bu durumu hak etmiyor.

Kayserispor tarafından bakınca olaya gerçekten çok zor işleri, onlara da üzülüyorum ama maalesef görünen köy kılavuz istemez. Yeni yönetim kesenin ağzını açmış o kadar transfer ama olmuyor işte, bu işler transferle falan olmaz, doğru hamleler gerekiyor. Allah yardımcıları olsun…

Bu sonucun her iki takımada yaramadığı aşikar.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Göçergi Arşivi