Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Yapı kalfası oluyorum

Yapı kalfası oluyorum

Mobilya ve döşeme işlerine devam ederken dediler ki…

“Sen neye yapı kalfalığı kursuna gitmiyorsun? Bu kursa gidenler ev planı çizip inşaat kontrollükleri yapıyorlar.

Sen bunlardan geri kalmazsın. Teknik resmin hayli kuvvetli durma sende katıl.”

***

Bayındırlık Bakanlığı tarafından bazı şehirlerde, mühendislik yapanların yeterli olmaması ile…

Vatandaşın ev yapma isteğinde müracaat izdihamını hafifletmek için olsa gerek. Tam bir inşaat mühendisi gibi proje yapma ve inşaatı kontrol etme salahiyetinde olan İnşaat Kalfalığı kursları açılmıştı.

***

Kurs öğretmenleri, Belediye Fen ve İmar Müdürü, Nafia (Bayındırlık) Müdürü ve Karayolları MD. Yardımcısı olan Yüksek Mimar ve İnşaat Mühendisi olarak ders veriyorlardı..

Altı aylık kurs sonrası imtihanda kazananlar İnşaat Yapı Kalfası ehliyeti alıyor belediyede fen adamı ismi altında kayıtlanıp serbest olarak inşaat projeleri yapıyor inşaatı kontrol ediyorlardı.

***

Bendenizde kayıt oldum ve başladım kurs derslerine

Teknik resimde okuldan kalan kuvvetliliğimin faydası oluyordu.  Belediye İmar ve Fen Müdürü Ümit Bey’in dersinde atılım yapmama “Ahmet’çiğim allamelik yapma” diye ikazda bulunurdu.

***

Mobilyacılığı bırakmamıştım kurs devresi arası. Sadece yapabileceğim kadar iş almamla kalıyordum. Tabii ki iş azalıyordu.

Altı aylık kurs sonunda imtihanlarda birinci olup, 1. derece İnşaat Yapı Kalfası Ehliyetini aldım.

Ehliyeti alınca da müracaat eden inşaat sahiplerine proje yapma inşaatı kontrol etme tam günümü alınca…

Mobilyacılığı bırakıp bu işe meyil verdim.

***

O zamanlar dedelerinden kalma kullanma tipi olan Anadolu evleri. Arası mabeynli iki oda düz veya kırmalı tek katlı ile…

Yine arası mabeynli iki kat, bazısında sandık odası ilavesi olarak yaptırıyorlardı.

Bunların içinde mutfak, banyo ve WC’leri bulunmazdı. Banyo olarak odalarda yatak koymak için yapılan yüklük dolapları aynı zamanda banyo vazifesi görürdü. Diğerleri ev dışı dışarıya yapılırdı.

Böylece aynı tipler olan evlerin projeleri hazırdı. İçi boş olan sadece cam çerçeveli büyükçe kutuya plan ve ozalit kâğıdını koyup güneşe tutar böylece plan yapılmış olurdu.  

***

Ben işimi geliştirmek için inşaat projeleri yayınlayan yabancı ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin mimari mecmuasını alıp incelemekte idim.

Bu incelememle vatandaşın ekonomik ve kullanışlı olmayan arası mabeynli yapıdan kurtarmak isteyip

Aynı ebat içinde kare biçimi alan iki odalı mutfağı, WC ve banyosu mevcut ev tipi meydana getirdim.

Gelen müşteriye eski tipi bırakmalarını bu tipi yaptıklarında aynı masraf olurken…

Derli toplu olması sıcak ve soğuğa karşılığı, sofaya koyacakları soba her tarafı ısıtacağını anlatmaya çalışırdım.

Ne yazık ki ben arası mabeynli yapacağım diyerek kabul etmezlerdi.

***

Genç bir müşterim kabul etti ve benim projeyi tatbik etti.

Ama başka bir müşteri de kabul etmiş ona göre inşaat ruhsatı almıştım.

İnşaatı kontrol etmeye gittiğimde bir de ne göreyim.

Arası mabeynli iki oda tipine başlamamışlar mı?

Meğer yapı ustaları böyle ev olmaz deyip kolayca yaptıkları tipe yönlendirmişler vatandaşı.

Çekinmeden ustalara şu sözüm oldu.

“Siz uzunca duvar yapmayı öğrenmiş ve kolay olduğu için başka türlü işinize gelmiyor. Vatandaşın daha iyi ev yapmasına mani oluyorsunuz.”

Ve belediyeye projeye göre iş yapmıyorlar deyip kontrollükten istifa ettim. Belediye bu iş için ne yaptı bilmiyorum.

***

Sarayönü’nün zengin ağalarından Abdullah Avcı bana müracaatla isteğini şöyle açıkladı.

Konya’nın Çiftemerdiven Sokağı’nda ki arsama üç katlı ev yaptıracağım.

Bu ev öyle olacak ki.

İlk iki kata giriş aynı, üst kattakine ise ayrı yerden girilecek ben oturağım çünkü.

Üst kata girişin başında iki oda ayrı misafir odası olacak benim oturacağım yerle irtibat olmayacak.

Kamyonum var. Buda ayrı yerden girecek…

Böylesine bir istek alışılmışın dışında apartmanlarda bir yerden girilirdi ekseriyetle

“Bakın biraz zor işlem. Sadece benden değil başka mimarlarla da görüşün…” demiştim.

Hayli uğraştım ama olmadı. Ve sorduğunda halledemedim demiştim.

Demiştim ama akşam hayli geç vakit taslakta bakınırken birden bir ilham geldi.

Şu şuradan, bu buradan derken ağanın isteğini aynen yapabilmiştim.

Ama bir daha gelmeyecekler diye düşünmüştüm.

Sabahleyin baktım ağa geldi bir arkadaşı ile. Mimarlarda olmaz öyle şey demişler meğer.

***

Benim taslağı görünce hayretle “Tam istediğimiz gibi olmuş. Bunu mimarlar yapsın sen kontrol ol” deyiverince

“Bir binanın kontrolünü kim yaptı? Demez Mimarı kim derler. Bu bakımdan kabul etmiyorum.”

Deyince bana yaptırdılar halen Avcı Ap. eskimiş olsa da aynen duruyor.

Yıldız Yüksek Okulu’na gidememiştim ama şimdi gitmiş gibi olmuştum!

***

Gelecek yazıda buluşuruz inşallah…

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi