Uysal: Hsyk Yasa Teklifi Demokrasiye Yapılan Darbe Yasa Teklifidir

Uysal: Hsyk Yasa Teklifi Demokrasiye Yapılan Darbe Yasa Teklifidir

Demokrat Parti Genel Başkan Gültekin Uysal, Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa Teklifi ile ilgili "Bu teklif demokrasiye yapılan darbe yasa teklifidir." dedi. TBMM’ye...

Demokrat Parti Genel Başkan Gültekin Uysal, Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa Teklifi ile ilgili "Bu teklif demokrasiye yapılan darbe yasa teklifidir." dedi.

TBMM’ye sunulan yeni yasa teklifinin, Türk demokrasi tarihinde yeni ve daha büyük bir kırılmaya neden olacağına işaret eden Uysal, yazılı değerlendirmesinde, Meclis’e teklif edilen şeyin aslında vatandaşı mağdur edecek bir teklif olduğunu vurguladı. Genel Başkan Gültekin Uysal, "Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa Teklifi” şeklinde isimlendirilen teklifin içeriği incelendiğinde belgenin ciddi bir “Demokrasiye Müdahale” belgesi olduğu anlaşılmaktadır. Geçtiğimiz yasama döneminde tohumları atılan ve 10 Eylül günü bir gece yarısı operasyonu ile Meclis’te kabul edilen ‘torba yasa’nın üzerine, Meclis’e sunulan bu yeni teklif, vatandaşın haklarında ciddi bir tahribata yol açacaktır. Meclis’e teklif edilen bir yasa değil, vatandaşa karşı, zaten “Darbe Anayasası” ile korunan bir hükümetin kayıtsız ve şartsız dokunulmazlığıdır. Teklif edilen; vatandaşın mağduriyeti, iktidarın her türlü muhalefete karşı peşinen muzafferiyetidir" ifadelerini kullandı.

"CUMHURİYET DEVLETİ’NDEN POLİS DEVLETİ’NE…"

Eylül ayında “Torba” halinde Meclis’te kabul edilen yasa ile vatandaşı takip etmeyi, fişlemeyi yasalaştıran iktidarın, yine bir torba hazırladığına işaret eden Uysal, şöyle devam etti: "Hazırladıkları her torba yasada torbanın içine yasa değil yasaklar konulmuş ve vatandaş yönetimden kovulmuştur. Toplumun ve bireyin güvenliği amacıyla bu gibi bir yasa teklifi hazırladıklarını belirten iktidar paydaşları, bireyin değil, kendi görüşlerini onaylayan bir topluluğun huzurunu, kendi güvenliklerini düşünmektedir. Cumhuriyetin, dolayısıyla demokratik bir yönetimin teminatı ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesini çıkarları doğrultusunda ‘sözde’ bırakan ve özde kuvvetleri kendi tekelinde toplayan iktidar, yaptıkları ile ‘Türkiye Polis Devleti’ni kurmaya çalışmaktadır."

"GARDIROPLARINDAKİ GÖMLEKLER TÜKENDİ SIRA ÜNİFORMAYA GELDİ"

Gültekin Uysal açıklamasını, “17 ve 25 Aralık ‘yolsuzluk operasyonları’ akabinde, şahsi güvenlikleri uğruna polisin cumhuriyet savcılarından talimat almasını, bağımsız yargının işini yapmasını engelleyen ve ‘adli kolluk’ olarak andığımız polis teşkilatını, yürütmeye her yerinden bağlı valilerin emrine veren iktidar, geçmişte ‘askeri üniforma’ giyen darbeci zihniyete benzer bir biçimde ‘polis üniforması’ ile siyaset yapmaktadır. Son olarak Meclis’e ‘teklif edilen’ demokrasiye müdahale metninin içeriği de bürokratik bir dönüşümü, sivil bürokrasinin üniformalı bürokrasiye evrimini öngörmektedir.” diye sürdürdü.

İÇ GÜVENLİK DEĞİL ‘ÜÇ GÜVENLİK’ PAKETİ

“İç Güvenlik Paketi” olarak isimlendirilen paketin bir soruyu akla getirdiğini belirten Uysal, "İktidara göre ‘dışta’ olan nedir? Kime veya neye göre ‘iç’ belirlenmektedir? 12 yıllık uygulamalarına bakılacak olursa ‘iç’ olan kendileri, ‘dış’ olansa muhalif her sestir. Bu bakımdan Meclis’e sunulan teklif, vatandaşın güvenliğini değil iktidarın güvenliğini hedeflemektedir. Teklif; iktidarın mal, can, makam güvenliğini sağlamakta, böylece adı ‘Üç Güvenlik Paketi’ olmaktadır.” dedi.

"PAÇALARINIZDAN AKAN YOLSUZLUKLAR BİZLER İÇİN SOMUT DELİL"

Demokrat Parti Genel Başkan Gültekin Uysal, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ciddi değişiklikler yapan ve bakıldığında vatandaşı mağdur edecek olan metinde, ‘…Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir” ifadesindeki ‘somut delillere dayalı kuvvetli’ ibaresinin, ‘makul’ olarak değiştirildiğini, dolayısıyla bir kişinin şüpheli olması dahi iktidarın keyfiyetine bırakıldığını vurguladı. Bireyi kendi keyfine göre ‘şüpheli’ sayacak olan, polisi ile arama yaparken ‘makul şüphe’yi yeterli görecek olan iktidarın, milletin de iktidarın paçalarından akan ‘yolsuzluklar’ konusunda ‘somut delillere dayanan kuvvetli şüphe’ye sahip olduğunu bilmesini isteyen Uysan, şunları dile getirdi: "İktidar, muhalif her sesi kısmakta ciddi bir kararlılık göstermektedir. Başta 7 Şubat MİT Krizi, Gezi Eylemleri, akabinde 17 ve 25 Aralık Operasyonları, iktidarın ‘despotizm’e yaklaşmasına, elini kuvvetlendirmesine, muhalefet imkanının ortadan kalkmasına, Devletin ‘Polis Devleti’ne dönüşmesine aracılık eder hale gelmiştir. Bu bakımdan düşünüldüğünde, sokaklara sıçrayan her muhalif hareket ve söylem, kendi ikballerine değen her eylem ‘kontrollü bir strateji’ gibi görünmekte ve bizlere, iktidarın ‘eylemci’ olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Dolayısıyla iktidarın ‘baskıcı’ rejimine referans olarak gösterdiği ‘Paralel Devlet’ hikayesi, sokaklardaki ‘vandallık’ bir tasarım gibi görünmektedir."

“VANDAL OLAN İKTİDARDIR”

Uysal, vandallığı iktidarın yaptığını belirterek, "Zira ‘kıran, parçalayan, yakan, yok eden’ kişi veya guruplara verilen bir isim olduğu düşünülürse iktidarın da vandal olduğu kesindir. Zira demokrasi adına, Cumhuriyet’in temel değerleri adına, el sürmedikleri, yıkmadıkları değer kalmamış, hukuk yok edilmiş, millet parçalanmıştır." dedi.

" NAZİ SS GÜÇLERİNE TEĞET BİR KOLLUK İNŞA ETMİŞTİR"

“Vandallığı için ‘Paralel’ diyerek neden gösteren, lobilerden bahseden iktidar ve iktidara başkanlık eden Cumhurbaşkanı’nın kurmuş oldukları sistemin nasıl göründüğünü görmemekte midir?” diye soran Gültekin Uysal, “İnşa ettikleri sistemle, kendilerine hizmet etmekle mükellef; milli sermayeye ‘paralel’ bir yeni sermayedar, bağımsız yargıya ‘paralel’ yeni bir yargı, beğenmedikleri basına ‘paralel’ yeni bir basın ortaya çıkarmışlardır. Bununla da yetinmeyen iktidar, Meclis’e sunduğu kanun teklifi ile NAZİ SS güçlerine teğet bir kolluk inşa etmiştir.” izahında bulundu.

"BEĞENMEDİKLERİNİ KALDIRMAKTA BİR BEİS GÖRMÜYORLAR"

Uysal sözlerini, "Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile söz düellosuna girdiği, her iki taraftan da yakışıksız olan ‘Adli Yıl Açılışı’ yeni teklifle kaldırılmakta, maazallah yeni bir vaka ve tahammülsüzlüğün ispatı olabilecek her karşılaşma engellenmektedir." cümlesiyle sonlandırdı.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.