Ürkek futbol mağlubiyeti getirdi
Haftasonu Turkcell Süper Lig'in 24.haftasında Gaziantepspor'u konuk eden ve ilk yarısını 2-1 geride kapattığı mücadelede rakibine 3-2'lik skorla mağlup olan yeşil beyazlı temsilcimiz Konyaspor, iç sahada sergilediği başarısız performansına bir yenisini daha eklemiş oldu.
Geçtiğimiz hafta zorlu Trabzon deplasmanından altın değerinde 3 puan alarak mutlu gelen Konyaspor, Gaziantepspor karşısında ruhsuz ve donuk bir mücadele ile hareket edince tribünleri çileden çıkardı. Teknik direktöründen yoksun olarak sahaya moralsiz ama kazanma hırsı ile çıkan kırmızı siyahlı Antep karşısında oyuna kötü başlayan yeşil beyazlı ekibimizde teknik direktör Giray Bulak’ın oyuna olan müdahalesi de sonucu değiştirmeye yetmedi. Özellikle 73. dakikada Ayman’ın yerine oyuna dahil olan Poljac’ın ilk 11’de başlaması daha farklı bir tempoya olanak sağlardı diye düşünüyorum.
Tabi bu olumsuzlukları ifade ederken takımın içindeki hastalığı da göz ardı etmemek gerek. Hafta içinde yapılan antrenmana Ömer, Mustafa, Oğuzhan, Zafer Demir, Cihan, Serhat Akın, Celaleddin ve Ayman hasta oldukları için 3 gün idmana çıkmadı. Bunun yanında Serhat Akın’da hastanede yattığı için maçta görev alamadı. Dahası eleştirilerin odağında yer alan Ayman ve Celaleddin’in de iğne ile oynadığı ifade ediliyor. Durum böyle olunca saha içindeki yetersizlik kaçınılmaz oldu.
Gaziantepspor’a bakıldığında kadrosunda bulunan birbirinden yetenekli ve özellikli futbolcuları görmemek mümkün değil. Ancak Konyaspor’un da devre arasında yaptığı transferler bu niyet ve amaçla yapılmıştı.
Konyaspor sahaya Trabzonspor galibiyetinin rehaveti ile çıkınca elindeki fırsatı farkına varmadan tepmiş oldu. Aslına bakıldığında bu maçın daha açık ve net özeti şu şekilde yapılabilir; Konyaspor’un kendi evindeki yabancılığı ve ürkekliği, kendi saha ve seyircisi önündeymiş gibi sergiledi futbolla şahlanan Gaziantepspor’un zaferi.
Çünkü net pozisyonlara baktığımızda eğer şanslar ve beceriksizlikler olmasa rakip Antep, Konya’dan 3-2’lik skorla değil 6-2’lik net skorla dönecekti. Tabi bu değerlendirmeye olası gol ihtimalli pozisyonları dahil etmiyorum. Ancak Konyaspor’umuza baktığımızda ise iki duran top ve iki gol görüyoruz. Zaten Konyaspor’un Antep’e attığı ilk gol geçen hafta deplasmanda Trabzon’a attığı golün benzeriydi. Yine sağdan kullanılan bir köşe vuruşu ve yine Kratochvil. Ama bu kez ayakla değil kafayla. Standart bir durum söz konusu yani ancak unutulmamalıdır ki futbolda standart hareket etmek her zaman değil kimi zaman kazandırır. Onun için yenilikler üretmek ve bunu uygulamak esastır.
Cumartesi günü sahada Ayman’dan Celalettin’e, Bülent’den Cihan’a kadar pas hatalarından tutun da ne yaptığını bilmezlik had safhadaydı. Ama Trabzon maçında yaptığı kurtarışlardan birkaç bölümünü Gaziantepspor maçında da gösteren Oğuzhan’ın gayreti skorun daha farklı olmasında belirleyici etkenlerden oldu.
Tıpkı Trabzon maçı gibi Gaziantep karşılaşması da geride kaldı. Bu hafta deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanacak müsabakada iç saha kaybını telafi etmek kaçınılmaz oldu. Umudumuz takım içindeki hastalığın biran önce yerini sağlığa bırakması ve bulunduğumuz sıkıntılı bölgeden kurtulup rahat nefes almamızdır.
Tabi bu olumsuzlukları ifade ederken takımın içindeki hastalığı da göz ardı etmemek gerek. Hafta içinde yapılan antrenmana Ömer, Mustafa, Oğuzhan, Zafer Demir, Cihan, Serhat Akın, Celaleddin ve Ayman hasta oldukları için 3 gün idmana çıkmadı. Bunun yanında Serhat Akın’da hastanede yattığı için maçta görev alamadı. Dahası eleştirilerin odağında yer alan Ayman ve Celaleddin’in de iğne ile oynadığı ifade ediliyor. Durum böyle olunca saha içindeki yetersizlik kaçınılmaz oldu.
Gaziantepspor’a bakıldığında kadrosunda bulunan birbirinden yetenekli ve özellikli futbolcuları görmemek mümkün değil. Ancak Konyaspor’un da devre arasında yaptığı transferler bu niyet ve amaçla yapılmıştı.
Konyaspor sahaya Trabzonspor galibiyetinin rehaveti ile çıkınca elindeki fırsatı farkına varmadan tepmiş oldu. Aslına bakıldığında bu maçın daha açık ve net özeti şu şekilde yapılabilir; Konyaspor’un kendi evindeki yabancılığı ve ürkekliği, kendi saha ve seyircisi önündeymiş gibi sergiledi futbolla şahlanan Gaziantepspor’un zaferi.
Çünkü net pozisyonlara baktığımızda eğer şanslar ve beceriksizlikler olmasa rakip Antep, Konya’dan 3-2’lik skorla değil 6-2’lik net skorla dönecekti. Tabi bu değerlendirmeye olası gol ihtimalli pozisyonları dahil etmiyorum. Ancak Konyaspor’umuza baktığımızda ise iki duran top ve iki gol görüyoruz. Zaten Konyaspor’un Antep’e attığı ilk gol geçen hafta deplasmanda Trabzon’a attığı golün benzeriydi. Yine sağdan kullanılan bir köşe vuruşu ve yine Kratochvil. Ama bu kez ayakla değil kafayla. Standart bir durum söz konusu yani ancak unutulmamalıdır ki futbolda standart hareket etmek her zaman değil kimi zaman kazandırır. Onun için yenilikler üretmek ve bunu uygulamak esastır.
Cumartesi günü sahada Ayman’dan Celalettin’e, Bülent’den Cihan’a kadar pas hatalarından tutun da ne yaptığını bilmezlik had safhadaydı. Ama Trabzon maçında yaptığı kurtarışlardan birkaç bölümünü Gaziantepspor maçında da gösteren Oğuzhan’ın gayreti skorun daha farklı olmasında belirleyici etkenlerden oldu.
Tıpkı Trabzon maçı gibi Gaziantep karşılaşması da geride kaldı. Bu hafta deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanacak müsabakada iç saha kaybını telafi etmek kaçınılmaz oldu. Umudumuz takım içindeki hastalığın biran önce yerini sağlığa bırakması ve bulunduğumuz sıkıntılı bölgeden kurtulup rahat nefes almamızdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.