Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Türkiye ekonomisi

Türkiye ekonomisi

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimlerinden sonra yeni hükümet kuruldu. Başarılar dileriz. Bu arada hükümetin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunlardan biri eğitim diğeri ekonomidir. Yetkililerin ifade ettiği gibi her ne kadar Türkiye ekonomisi sağlam temellere oturtulmuş ise de yıllık cari açığın 53 milyar 346 milyon dolar olması, yıllık enflasyonun ortalama %’de 15 olması, doların 4,80 olması, Tüfe’nin 15.39, Üfe’nin 23.71 olması, benzinin ortalama 6 lira olması bazı tedbirlerin alınması gerektiği ortadadır.

Bazı çevrelerin Türkiye ekonomisi intihara gidiyor!  Türkiye ekonomisi çok büyük sorunlarla karşı karşıyadır; iç açıcı değil gibi söylemleri siyasidir.

Türkiye’de alt yapı 15 yıl içinde tamamlanmış durumda, yakında III. Hava Limanı’nın devreye girmesiyle istihdamda ve ticari hayatın gelişmesinde bir canlılığın olacağı bir gerçektir.

Bu bağlamda artık üretime ağırlık verilmeli, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız iyi bir şekilde değerlendirilmeli, cari açığın asgari seviyede tutulması için gereken önlemler alınmalı, bunun için kamu zamlarından kaçınılmalı. Yani elektriğe, benzine, suya, gıda maddelerine zam yapılmamalı. İhracata ağırlık verilmeli ve ihracatın önündeki engellerin asgari seviyeye indirilmesi için tedbirler alınmalı.

Şüphesiz ki bir ülkenin ekonomisinin sağlam temellere oturtulabilmesi için siyasi istikrar, sosyal barış, kalifiye insan gücü, eğitimde kaliteyi yakalama, mefkure ve dünya ile entegre olmak şarttır.

Türkiye’de siyasi istikrar, sosyal barış, kalifiye insan gücü var; dünya ile de entegre tartışılsa da mevcuttur. Türkiye henüz dünya çapında eğitimde kaliteyi yakalamış değil, Türkiye’nin bir mefkûresi yok, 150 – 200 yıldır Batı’nın bir parçası olma ideali var, AB’nin kapısında beklememizin sebebi budur.   Hamasi söylemle, “Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma”yı ülkü edinmişiz.   Kendi medeniyetini reddeden bir millet, taklit ettiği Batı’nın sahip olduğu medeniyetler üzerine çıkması mümkün mü? Başkasını taklit eden bir millet bir şey icat edemez; çünkü taklit eden bir kafa mankurtlaşmış bir kafadır. Bu kafa mucitçi olabilir mi?

Bu sebeple Türkiye’nin ekonomisi dünya çapında söz sahibi olabilmesi için bir mefkûremiz olmalı o da tarihte olduğu gibi “i’la-yı kelimetu’llah” olmalı. Bu bağlamda eğitimde kaliteyi yakalamaya çalışmamız gerekir.

Ekonominin mefkûre ile ne alakası var? demeyin. Bir milletin sahip olduğu bir medeniyeti yoksa o millet günü birlik yaşar ve taklitten ileri bir adım atamaz. Hedefi olan milletler kalkınır, hedefi olmayan milletler, midesini ve nefsini tatmin etme yollarını arar.

Cari açığı normal seviyeye getirebilmek ve enflasyonu tek haneli rakama düşürebilmek için ayrıca şu hususlara dikkat edilmeli:

 İsraftan kaçınılmalı, yani her alanda iktisada riayet edilmeli, cimrilikten, saçıp savurmaktan kaçınılmalı, orta bir yol takip edilmeli.

Faizi asgari seviyede tutmak için tedbir alınmalı; mümkünse kaldırılmalı, çünkü faiz enflasyonu körükler, zengini daha zengin fakiri daha fakir eder ve orta direği yıkar.

Dev şirketlerin dış borçlarını ödeyebilmesi için tedbirler alınmalı, iç ve dış borçtan mümkün olduğu kadar kaçınılmalı.

Teknoloji üretimine ağırlık verilmeli, harp sanayinde gelişmeler ortadadır. Bu bağlamda katma değeri yüksek olan ürünleri üretme yolları aranmalı. Ağır sanayine, otomobil sanayine de ağırlık verilmeli; sadece elektrikli otomobil üretme tasarısı ile yetinilmemeli.

İstihdama önem verilmeli; işsizlik sosyal dokuyu zayıflatır, hırsızlığın artmasına ve yuva kurulmasına azami derecede engel olur. Buna paralel zina ve fuhuş yaygınlaşır ve nüfusumuzun gerilemesine sebep olur.

Sınırsız tüketimin önüne geçilmeli, insanın ihtiyacı olmayan şeyleri ihtiyaç haline getirip aile bütçesinin sarsılmasına meydan verilmemeli.

TOKİ,  konut sayısını bir misli artırmalı; çünkü kiraların yükselmesi işçinin ve memurun alım gücünü düşürmekte ve aldığı maaşı yetersiz hale getirmektedir.

İnşaat sektörünün önündeki engeller kaldırılmalı, demir ve çimentonun ve diğer inşaat malzemelerinin fiyatları makul seviyede tutulmalı. Aksi halde inşat sektöründe tıkanma hâsıl olur, yapılan konutlar elde kalır.

Sonuç olarak diyoruz ki, üretime ağırlık verilmeli, vergiler azaltılmalı, faiz düşürülmeli ve istihdam devletin öncelikli işlerinden biri olmalı. Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi