Toplumun ahlakı çöküyor

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, AB ve ABD işbirliğinin olumsuz sonuçlar doğurduğunu, Türkiye toplumunun ahlaki çöküşe doğru gittiğini söyledi

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, gündeme dair konular hakkında basın toplantısı düzenledi. Saadet Partisi Konya İl Binası’nda konuşan Lütfi Yalman, hükümetin AB ve ABD sevdasının Türkiye’yi uçuruma sürüklediğini söyledi. ABD ve AB’nin Türkiye’ye ve İslam dünyasına ön yargı ve belli hesaplarla yaklaştığını ifade eden Yalman, İslam coğrafyasında işgal, kan, gözyaşı ve katliamları sürdürülerek ahlaki çöküntünün de organize edildiğini belirtti. Yalman, “Bu karşılıksız aşk ve sevdanın neticesinde maalesef hem devlet hem de millette meydana getirilen ‘aşağılık kompleksi ve özenti’ ile uçurumlara gidişat hızlanmıştır. AB ve ABD sevdasının Türkiye’yi getirdiği noktalara dikkatle bakmak gerekir. Şöyle ki; AB’nin talepleri doğrultusunda yabancılara arazi satışı 300 bin metrekareye çıkartıldı. İsrail Güneydoğu’dan, Ermeniler Kars ve Van civarından, İngiliz ve Fransızlar sahillerde, Yunanlılar ve Rumlar İstanbul ve Ege bölgesinde arazi alıyorlar. Dünyanın hiçbir devletinde mütekabiliyet esası dikkate alınmadan böyle bir arazi satışı yoktur” dedi. Filistin’inde böyle gafletle elden çıktığını ve İsrail böyle bir gafletten dolayı kurulduğunu dile getiren Yalman, Kürecik bölgesine kurulan radarların İsrail’i korumak için kurulduğunu ve bunun neticesinde Türkiye’nin komşularıyla arasının açıldığını kaydetti. 

AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ YAŞANIYOR

AB’nin talepleri doğrultusunda zina suç olmaktan çıkartıldığını ve ahlaki dejenerasyonun tehlikeli boyutlara ulaştığını vurgulayan Yalman, “Bütün şehirlerin sokakları fahişe kartvizitleri ile kirletiliyor. Fuhuş suç değil onlara müdahale suç haline geldi. Türkiye’de ilk homoseksüeller derneği kuruldu. Dünyada ilk kez 8 gün süreli Gay Film Festivali Ankara’da yapıldı. Türkiye’de ilk defa Fethiye’de bir kadının diğer bir kadınla evlilik töreni yapıldı. İstanbul’da 30 yaşındaki amca 24 yaşındaki öz abisinin kızı yani yeğeni ile evlendi. Emniyet müdürleri “her çalı dibi adeta yatakhane oldu bir şey yapamıyoruz” diye şikâyet ediyorlar. AB talepleri doğrultusunda domuz etinin kasaplık et haline sokulması ile birlikte piyasada domuz etli salam sosis sucuk ve benzeri ürünlerin arttığını hepimiz takip ediyoruz” diye konuştu.

TARTIŞMANIN KÖKÜNE İNİLMELİ

AB sempatizanlığının İslam’a zarar verdiğini belirten Yalman, diyalog yüzünden Kelime-i Şahadet’in ikinci bölümü; Hz. Muhammed’in elçiliğine imanın, Fatiha ve Bakara sürelerinin son ayetlerinin meallerinin din dersi kitaplarından çıkartıldığını ifade etti. Toplumun ahlaki ve manevi yönden zarar gördüğünü aktaran Yalman, şunları kaydetti: “Kimden hamile kaldığı belli olmayan ve baba adayı olarak 3 kişinin ismini veren küçük yaşta kız çocukları, alkol ve uyuşturucu alışkanlıklarının ilkokullara kadar yayılmış olması, anne - babalarını katleden çocuklar. Bütün bunlardan sonra kürtaj tartışması yapılıyor. Hâlbuki ki kürtaj bütün bu sebeplerin neticesidir. Sonuçlara değil sebeplere bakmak gerekir. Bu arada anne karnındaki canlı bebek katliamını ‘bedenime dokunma’ teranesi ile protesto edenlere sadece yuh diyorum. Toplumun bu kadar cinayete, caniliği ve vahşete sessizliğini ürperti ile izliyorum. Bu noktaya nasıl gelindi; Türkiye-ABD stratejik ittifakı, AB aşkı ve sevdası, medeniyetler ittifakı uydurması dinler arası diyalog saçmalığı yüzünden. O halde; Başbakan bir an önce; medeniyetler ittifakı eş başkanlığından, Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığından ayrılmalıdır. Türkiye AB sevdasını derhal askıya almalı, İslam ülkeleri ile işbirliğine yönelmeli, domuz eti kasaplık et olmaktan çıkarılmalıdır. T.C. kanununda zina suç haline getirilip caydırıcı cezalar verilmeli, cami, okul, kütüphane ve benzeri yerlerin yakınlarında pavyon, bar, gazino ve alkol satışı yasağı AKP hükümeti tarafından kaldırılmıştı. Bu yasak yeniden getirilmelidir. Ayrıca bir an önce ahlaksızlık ve fuhşu teşvik eden yayınlara, aile bağı ve aile kutsiyetini hiçe sayarak ensest ilişkiler sergileyen dizilere, caddelere fahişe kartviziti dağıtan ve fuhşu teşvik edenlere, sokak, cadde ve parkları yatak odasına çevirenlere, TV’lerde sigara, içki ve benzeri kötü alışkanlıkları özendirenlere kanuni yasaklar ve caydırıcı cezaların biran önce verilmesi gerekmektedir.”

İBRAHİM ÇİÇEKÇİ