Topal: "Et İthalatında Kesinlikle İzin Verilmemeli"

Topal: "Et İthalatında Kesinlikle İzin Verilmemeli"

TOBB Hayvancılık Meclisi Başkanı Topal: ''Damızlık ithalatına izin verilmeli, ancak et ithalatında kesinlikle izin verilmemelidir. (Birileri fiyatlarla oynuyor, büyük işletmeler hayvanları elinden çıkarmadığı için fiyatlar yükseltiliyor) gibi düşünceler t

KAYSERİ (A.A) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hayvancılık Meclisi Başkanı Fevzi Topal, et fiyatlarındaki artışla ilgili olarak, ''Damızlık ithalatına izin verilmeli ancak, ister taze ister donuk olsun, kesinlikle et ithalatına izin verilmemelidir'' dedi. Kayseri'nin Develi ilçesinde faaliyet gösteren Saray Halı Tarım İşletmeleri Genel Müdürü de olan Topal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kırmızı et üretiminin 900 bin ton civarında olduğunu, bunun 200-250 bin tonunun küçükbaş hayvandan elde edildiğini söyledi. Son günlerde et fiyatlarının arttığını, ancak bugünkü toptan satış fiyatlarının üretim maliyetleri dikkate alındığında gerçek fiyatı yansıttığını belirten Topal, bunun aşağı çekilmesinin üreticiyi maliyet açısından sıkıntıya sokacağını, bu işle uğraşan birçok üreticiyi mağdur edeceğini, sonuçta hayvancılıkla uğraşanların bu işten vazgeçme noktasına gelebileceğini kaydetti. Türkiye'de et üretimine yönelik sıkıntılarının var olduğunu ancak, et bulunamaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını savunan Topal, et ithalatının serbest bırakılmasını isteyenler tarafından ortaya böyle bir iddia atıldığını öne sürdü.

FİYAT ARTIŞINA GİDEN SÜREÇ

Son altı yıla bakıldığında geçen yılın Temmuz ayına kadar girdi fiyatlarında yüzde 100–300 oranında artış yaşandığını, et ve süt fiyatlarındaki artışın ise bunun altında kaldığını ifade eden Topal, şöyle konuştu: ''2007 yılına gelindiğinde çiftçi, 'dayanacak gücümüz kalmadı' dedi ve küçülmeye başladı. Geçen yıl ocak ayından itibaren de bu işten tamamen çekilme kararı aldı. 2009 yılının ilk 5 ayında ise besihanelere hayvan alımı yapılmadı. Bu dönemde iklim şartlarının iyi geçmesi sonucu girdi fiyatlarında önemli derecede düşüşler yaşandı. Hem üretim yüksekti hem de talep yoktu. Fiyatlar bir önceki yıla göre yüzde 25-40 arasında düştü. Bunu fırsat olarak değerlendirmeye çalışan üretici, 'yılların zararını acaba bir nebze de olsun çıkarabilir miyim' düşüncesi ile hayvan alımı yapmaya başladı. Gerçek üreticilerin bir kısmı ise hayvanları meralardan daha uzun süre yemden faydalandırma düşüncesi ile hayvan satmakta direnmeye başladı. Bunun sonucunda canlı hayvan fiyatları yavaş yavaş yükselme eğilimine girdi. Besihanelerde yetişen hayvanların arz edileceği 2009 ağustos, eylül, ekim ve kasım aylarında et fiyatları hızla yükselme trendi yakaladı. Arzdaki bu daralma fiyatları tetikledi. Bugün canlı hayvan alım fiyatı 10-11 lira/kilogram. Besi sonrası karkas fiyatın 16-17 lira/kilogram olması gerekir ki, besici para kazansın.''

''ETE DEĞİL DAMIZLIKLARIN İTHALATINA İZİN VERİLMELİ''

Devletin damızlıkçı nüve işletmeler kurulmasını teşvik etmesini, bu işletmelerin ihtiyacı olan damızlıkların ithalatına izin vermesini isteyen Topal, şunları söyledi:
''Damızlık ithalatına izin verilmeli, kolaylık sağlanmalı ve desteklenmelidir. Ancak ister taze ister donuk olsun, kesinlikle et ithalatına izin verilmemelidir. Bu, iç piyasadaki üreticileri olumsuz etkileyecektir. Ama kısa vadeli 180–200 kilogram canlı ağırlıktaki erkek besi materyallerini getirtip, besicilere dağıtarak et üretiminin artışına yönelik ithalat kolaylığı sağlanmalıdır. 500-600 kilogram canlı ağırlıktaki kesimlik hayvan ithalatı yapılmamalıdır. Devletin elinde kullanılmayan, işlenmeyen veya atıl kalmış o kadar çok toprak ve işletme var ki, bunları milletimizin beslenmesinde katkı sağlayacak projelerde değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum.''
Fiyatların bu şekilde devam edeceğini, bu durum yatırım için bir fırsat olabileceğini belirten Fevzi Topal, ''İnsanlar hayvancılığın yeniden cazip hale gelebileceğine inanıyor. Bunun önünün açılması lazım. Şu anda öncelikli olarak yeni damızlık işletmelerin kurulması gerekir. Ama bu işletmelerin damızlık ihtiyacının da karşılanması gerekmektedir. 50-60 damızlık hayvana ihtiyacı olanlara 'bunu Uruguay'dan, Yeni Zelanda'dan, Avustralya'dan al' deyip, kurtulamayız. Avrupa ülkelerinin de damızlık tedariki için açılması gerekmektedir. Elbette bunun yanında sağlıklı hayvan getirilmesi de gerekir. Bununla ilgili Devlet kendi tedbirlerini alır ama üreticisini de korumak için ne gerekiyorsa yapmalı'' dedi.
Hükümet'i, 2003 yılından bu yana ''gözlerini yumarak, uzun vadeli çözüm için herhangi bir tarımsal politika üretmemekle'' suçlayan Topal, ''Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığımız gittikçe azalıyor. Bizler besiye başladığımızda 15-16 ay yaş grubundaki hayvanları alırdık. Ancak son zamanlarda pazarda bulunan hayvanlar 9-14 ay yaş grubunda. Şu anda 18 aylık üzeri hayvanlar yok denecek kadar az. Bu da besi materyallerinin her geçen gün gençleştiğini, yok olduğunu göstermektedir'' diye konuştu.

BESİ HAYVANLARININ ELDE TUTULDUĞU İDDİASI

Besi hayvanlarının elde tutulması nedeniyle fiyatların arttığı yönünde bazı iddialar ortaya atıldığını anımsatan Topal, şu bilgileri verdi: ''Son zamanlarda ortaya çıkan, 'birileri fiyatlarla oynuyor, büyük işletmelerin elinde yeteri kadar hayvan var ama bunları elinden çıkarmadığı için fiyatlar yükseltiliyor' düşünceleri tamamen yanlış ve cahilliktir. Besiye alınan hayvanların canlı ağırlık artışı bir çan eğrisi şeklindedir. Ağırlık tepe noktasına ulaştıktan sonra hayvanın her beside kaldığı gün, çiftçi için zarardır. Bunu 20-30 gün tutar ve satmak zorunda kalır. Fiyat artışları 3-4 aydır devam ediyor. Üretici, elindeki hayvanları bu kadar uzun süre bekletemez. Böyle bir düşünce yanlıştır. Türkiye'nin en büyük besi çiftliklerine sahibiz. 2009 yılında 20 bin büyükbaş hayvan satışı yaptık. 2009 yılında aylık 1600, 2010 ocak ayında ise 1300 adet hayvan sattık. 2008 yılında karkas ortalamamız 300-320 kilogram iken 2009 yılında ortalamamız 270 kilogram. 2010 ortalamamız ise 255 kg oldu. Besi sürelerimiz, 2008'de 8-9 ay, 2009'da 7-8 aydı. 2010 yılı projeksiyonumuzda ise 6-7 ay olarak planlandı.''

ETİN BAŞKA ÜLKELERDE UCUZ OLMASI

Bazı ülkelerde meraya dayalı hayvancılık yapıldığı için etin daha ucuz olduğunu ifade eden Topal, söz konusu ülkelerdeki yıllık yağış miktarının Türkiye'nin çok üzerinde olduğunu söyledi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hayvancılık Meclisi Başkanı Fevzi Topal, sözlerini şöyle tamamladı: ''Yoğun beside ise girdi maliyetlerimiz, o ülkelere göre yüzde 100 daha pahalı. Bunun yanında çok büyük desteklerle korunuyorlar. Ülke nüfusunun yüzde 3—12'si tarımla uğraşıyor. Bizde bu oran yüzde 40-50. Bunları gözardı ederek konuşmak kolay. Bu işi yapanların çok kazandıkları sanılıyor. Türkiye'de hayvancılık veya tarımla uğraşıp zengin olan 10 isim sayamazsınız. Televole programlarını hazırlayanlar Ankara'da bir çorbacının önünden geçerken, 'salon boş, neden?' diye soruyorlar. Onlar da 'et fiyatı yükseldi, müşteri yok' diyor. Geçen yıl kuru fasulyenin porsiyonu 4 liraymış, et fiyatları yükselince 6 lira olmuş. Bu nasıl bir hesap?''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.