M. Emin Karabacak

M. Emin Karabacak

Tercih danışmanlığından geri kalanlar (1)

Tercih danışmanlığından geri kalanlar (1)

Bir TEOG tercih danışmanlığını daha geri bıraktık. Malumunuz 15–29 Temmuz tarihleri arasında 8. Sınıfı bitiren öğrenciler, lise yerleştirmeleri için tercih yapmışlardı. Bizde o tarihlerde Konya Alâeddin durağında Karatay İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün açtığı standa görev yapmıştık. Burada yaptığımız tercih danışmanlığında birçok şeylerin tekrar farkındalık adına geribildirimlerini aldık.

Üniversitede iken psikolojiyi kitaplarda değil hayatın içinde daha iyi bulursunuz derdi hocalarımız. Gerçekten de yaşayan psikolojiyi, çarşı merkezinde kurmuş olduğumuz tercih danışmanlığında daha iyi farkına vardık. Amacım size burada halkın psikolojisi anlatacak değilim. Amaç tercih danışmanlığında yaşadığım bazı geribildirimleri tecrübe adına sizlerle paylaşmaktır.

Eskiden öğrenciler üç gruba ayrılırdı. Tembel, normal ve çalışkan öğrenciler diye. Günümüzde ise orta tabaka gitti tembel ve çalışkan öğrenciler kaldı. Orta tabakayı kaldıran neden ise sanal âlem yani cep telefonları ve tabletler…

Bundan beş yıl önce başka bir ifade ile SBS döneminde tablet ve cep telefonları bu kadar yaygın değildi. Cep telefonu da sadece anne babalarda vardı ve o da iletişim için kullanılırdı. Telefonlar akıllı ve dokunmatik olmadığı için çocuklar anne babalarının cep telefonlarının istedikleri şekilde oyun oynayamazlardı. Günümüzde ise bırakın lise öğrencisi ortaokul öğrencilerinin hepsinde olduğu gibi ilkokul öğrencilerin birçoğunda cep telefonu var. Hem de babasının kullanamadığı telefonun en akıllısı.

Hal böyle olunca ders çalışmanın önündeki en büyük engelde cep telefonları ve tabletlerdir. Çocuklar tablet ve cep telefonlarıyla ya oyun oynamaktalar ya da sanal âlemde gezinmektedirler. Bugün apartmanlarda dahi erkek çocukları ellerinde tabletlerle grup halinde oyun oynadıklarına şahit oluyoruz. Daha düne kadar oyunlarını sokakta arkadaşlarıyla oynayan bu çocuklar, bugün oyunlarını tabletlerde oynamaktadırlar. Kız çocukları da erkeklerden farklı değildirler. Onlarda çocuk odalarına kapanmaktalar ve sanal âlemde gezinmekten derse çalışamamaktadırlar. Durum bu olunca ortaya ders çalışan çocuklar ya da sanal âlemde gezinen çocuklar ortaya çıkmaktadır.

Bunun sonucunda da çocukların TEOG sınavlarında yüzdelik dilimleri genelde % 1-10 arasında ya da % 30 ve yukarı olmaktadır. Bir zamanları normal lise olup da TEOG ile Anadolu Lisesi dönüşen liselerin aldığı % 10 ile % 30 yüzdelik dilimleri arasında öğrencilerin çok fazla olmadıklarını gördük. Aslında esas yoğunluk burada olması gerekirken esas yoğunluk % 50 ve yukarında yoğunlaşmaktadır. İşte asıl sorun burada. Zamanında sanal âlemde gezinmekten ya da oyun oynamaktan ders çalışmayan çocuklar % 24’ün üzerinde bir yüzdelik dilimi girince de bu sefer okul beğenmemektedirler. Senin yüzdelik dilimin ancak meslek lisesine tutuyor deyince sanki biz vermiyormuş gibi sitemli bakışlarına maruz kaldık.

Kız çocukları erkek çocuklarından daha başarılı. Bu ne hikmetse üniversite sınavlarında da böyle olmaktadır. Üniversite sıralarına baktığımız zamanda bunu daha iyi görebilmekteyiz.  Kızların başarısının temelinde duygusallıkları, azimleri ve annelerin “Ben okuyamadım sen bari oku!” ifadelerinin yanı sıra kızların daha fazla sorumluluk sahibi olmaları ve sosyal çevreye fazla çıkmalarını da sayabiliriz.

Erkek çocukların arkaları anneleri tarafından toplanmasına bağlı olarak sorumsuz yetiştirilmeleri, sosyal çevreye fazla çıkmaları, sanal âlemde fazla gezinmeleri başarılarını da olumsuz etkilemektedir. Bunu tercih danışmalığında daha iyi gördük.

Anneler tercih danışmanlığı için geldiği çocuğu kızsa, beraberinde kızını da getirmiştir. Yok, erkekse, tercih danışmanlığında annenin yanında onları pek göremedik. Bu babalar içinde geçerlidir. Bunu yukarıda da belirttiğim gibi kızların kısmen de olsa sorumluluk sahibi olması, erkek çocukların arkalarının anneleri tarafından toparlanmasına bağlamaktayız. Hocam sen ne diyorsun. Günümüzde kızlarında sorumluluk ve sorumsuzlukları konusunda erkeklerden farkı yok dediğinizi duyar gibiyim. O ayrı bir yazı konusu. Ama şunu da unutmamak gerekir ki erkek gibi hal ve hareketleri olan kız çocuklarını da biz anne babalar yetiştirdiğimizi de unutmamak gerekir. (Devam Edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Karabacak Arşivi