M. Emin Karabacak

M. Emin Karabacak

Kişilik gelişiminde “eleştiri” (2)

Kişilik gelişiminde “eleştiri” (2)

Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu

Bu dönem okul çağı dediğimiz 6 yaşından başlayıp 11 yaşına kadar devam etmektedir. Bu dönemde çocuklar kendi yeteneklerinin farkına varmalarına bağlı olarak kendilerine uygun ve faydalı gördükleri alanda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.

Aileler, çocukların yeteneklerine uygun beklenti içinde olurlarsa, çocuklar derslere ve okula karşı olumlu duygular besleyeceğinden okulda başarılı olacaktır. Derslerinde başarılı olan çocuklar, kendilerine güvenecek, öğretmeniyle ve arkadaşlarıyla olumlu ilişkilere girebilecektir. Yine bu çocuklar sınıfta ve okulda sorumluluk almaktan korkmayan, okula ve derslere karşı her zaman olumlu duygular besleyen, ileride mesleğini en iyi şekilde icra eden kişiler olacaklardır.

Bu dönemde çocuğun yeteneklerine uygun bir beklenti içine girilmez, çocukta psikolojik olarak baskı altına alınıp başarısızlığı eleştirilirse, bu durum aşağılık duygusunun gelişmesine sebep olacaktır. Yeteneklerinin üstünde bir beklentiye maruz kalan bu çocuklar, okul hayatlarında vasat ya da vasatın altında bir öğrenci olacaklardır. Bu da çocuğun özgüvenini zedeleyeceğinden, çaresizlik içinde okulu ve dersleri sevmeyen, derslerine çalışmak istemeyen bir öğrenci olacaktır. Bunun sonucunda da çocukta aşağılık duygusu gelişmeye başlayacaktır.

Yeteneklerinin üstünde bir beklenti içinde olunan çocuklarla, okul ve derslerine karşı duyarsız kalınan çocuklar, çalışkanlığa karşı aşağılık duygusuna kapılmış birer kişi olacaklardır. Okulda başarısız olan çocuklar; kendilerine güvenmeyen, ders çalışmak istemeyen, okulda ve sınıfta sorumluluk almaktan korkan, içine kapanık bir birey olacak, ders bitse de eve gitsek diyecek kadar kendilerini yetersiz hissedeceklerdir.

Kimlik Duygusuna Karşılık Rol Karışıklığı

12 yaşında başlayıp 21 yaşına kadar devam eden süreç, çocukların çocukluktan çıkıp yetişkinliğe geçiş süreci olarak tanımlanmaktadır. Çocukların vücudu fiziksel olarak olgunlaşırken diğer taraftan da çocuklar kimlik arayışı içine girerler.

Bu dönemin en belirgin özelliği ergenin benlik duygusunu kazanmaya çalışmasıdır. Ergen, benlik duygusunu kazanırken sosyal ortamlarda da rolünü belirlemek için kimlik arayışı içine girer.

Ergenlik dönemini her çocuk değişik şekilde atlatırken; ailelerin de çocuklara yaklaşımı farklı olmaktadır.

Ergenlikte de çocuk kalan ergenler: Bu çocukların anne babaları, bu çocuklara gerekli desteği vermedikleri gibi bu dönemin özelliklerini yaşamaya çalışan çocuklara aileleri, gerekli anlayış ve sabrı da göstermezler.

Anne babalar, bu çocukların büyüdüklerini kabul etmek bir yana, onların kişilik gelişimleri adına yaptıkları hal ve hareketlere tepki verirler. Anne babaların ergenle konuşmaları genelde; “Sen daha çocuksun, senin aklın ermez.” şeklinde olur.

Ergenlikte yetişkin olan ergenler: Bu çocukların anne babaları, ergene duygusal olarak olduğundan fazla görev ve sorumluk verirler. Bu çocuklardan yaşlarının üstünde bir olgunluk beklenir. En küçük çocuksu hareketleri tepkiyle karşılanır. Bu çocuklar, ergenliği yaşamadan yetişkin gibi davranmak zorunda kalırlar. Bu da ergenin kendini yetersiz hissetmesine sebep olur.

Bu durumlar ergenin kimlik karmaşası içine girmesine ve benlik saygısını kazanamamasına neden olur. Bu nedenle ergen kendi kimliğini geliştiremeyecektir. Kimlik duygusunu geliştiremeyen ergen, bağımlı bir kişilik geliştirecektir. Bu durum çocuğun ileride kendi kararlarını veremeyen, kendisiyle ve toplumla barışık olmayan, yalnız kalmayı ve yalnızları oynamayı seven bir kişi olmasına sebep olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Karabacak Arşivi