Tek suçlu Çevik Bir değil

Tek suçlu Çevik Bir değil

28 Şubat davasıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan SP GİK Üyesi Zülfikar Gazi, darbenin gelişen sürecinde tek suçlunun Çevik Bir olmadığını dönemin iç ve dış aktörlerinin de yargılanması g

28 Şubat davasıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan SP GİK Üyesi Zülfikar Gazi,  darbenin gelişen sürecinde tek suçlunun Çevik Bir olmadığını dönemin iç ve dış aktörlerinin de yargılanması gerektiğini söyledi

 

Tarihe ‘28 Şubat Postmodern Darbesi’ olarak geçen ve bu darbeyi yapanlar hakkında darbe başladı, Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu Üyesi Zülfikar Gazi, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

54. REFAHYOL Hükümeti’ne yapılan 28 Şubat darbesini yargılamak için olayın arka planına bakmak gerektiğini aktaran Zülfikar Gazi, dönemin öne çıkan aktörlerini yargılamakla, tutuklamakla, cezaya çarptırmakla 28 Şubat’ın üstünün kapatılmasının hiçbir anlam ifade etmeyeceğini vurguladı. 

TEK SUÇLU ÇEVİK BİR DEĞİL

Davanın şuana kadar gelişen sürecinde bu durumun yaşandığını ve kamuoyuna sadece aktörleri göstererek “28 Şubat’ı yargılıyoruz” mesajı verilmeye çalışıldığına dile getiren Gazi, “28 Şubatı meydana getiren iç ve dış güçler vardır. Burada tek suçlu dönemin Genelkurmay Başkanı Çevik Bir değildir. Milli Güvenlik Kurulu’ndaki şahıslar değildir. Bu kişiler sadece aktördür ve verilen emirleri uygulamışlardır. Dış güçlerin içinde başta İsrail ve onun üstün ırk olarak dünyaya kabul ettirmeye çalıştığı Siyonizm gelmektedir. Dünyada kendini üstün ırk gören İsrail, dünyada kendisine karşı bir gücün oluşmasını istememiştir. Merhum Erbakan Hocamızın kurmuş olduğu D8 işte İsrail’in karşısında bir güç oluşturmuştur. Çünkü D8 savaşı değil barışı, sömürüyü değil işbirliğini, baskıyı değil insan haklarını öne sürmüştür. Bu değerler ise İsrail’in politikalarına tamamen terstir. Çünkü Siyonizm kan ve şiddetten beslenmektedir. Bu bakımdan Ortadoğu’da yaşanan her olaydan şu anda İsrail’in haberi vardır. Ortadoğu’da yapılan her şey de İsrail’in emniyeti için yapılmaktadır. Bu bakımdan 28 Şubat’ta bu emniyeti sağlamak için yapılmıştır. İsrail’in karşısında İslam devletlerini birleştiren D8’i kuran merhum Erbakan Hocamız da bu nedenden dolayı iktidardan uzaklaştırılmıştır” dedi.

28 ŞUBAT BİR BÜTÜN İÇİNDE YARGILANMALI

28 Şubat’ın ayrıca iç ayağının da olduğuna dikkat çeken Gazi, bunların başında ise asker, sermaye, medya, sivil toplum kuruluşları ve siyasetin geldiğini söyledi. Gazi, “28 Şubat sürecinde askere yanlış bilgi verilerek hükümete baskı yapılması istenmiştir. Bugün Çevik Bir’in açıklamalarına baktığımızda ‘darbeyi Başbakan’ın talimatıyla yaptığını veya darbe sürecinde çocuklar aşırı gitmiş’ gibi sözleri askerin nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor. Peygamber Ocağı olarak nitelendirdiğimiz TSK ve Peygamberimizin isminden dolayı Mehmetçik dediğimiz askerlerimiz kandırılmıştır. Bugünde benzer sahnelerin yaşandığı görülüyor. Bu açıdan TSK’nın siyasetten temizlenmesi gerekiyor. Darbenin ikinci ayağını ise sermaye oluşturmuştur. Milletvekillerine, gazetecilere para aktarılarak hükümet aleyhinde hareket etmeleri sağlanmıştır. Basında hükümete karşı ağır eleştiri yazıları yer almıştır. Dönemin gazetecileri ise bugün kandırıldıklarını ifade ediyor. Bu açıdan dönemin büyük sermaye gurupları da yargılanmalıdır. Milletvekillerine, medyaya para aktaranlar hesap vermelidir. Darbenin üçüncü ayağını ise medya oluşturmuştur. Satın alınan veya kandırılan gazeteler, televizyonlar hükümet aleyhinde halkı kışkırtacak haberler yapmıştır. Bu hareketin içinde bulunan gazeteciler de adaletin önüne çıkmalıdır. Darbenin 4. ayağını ise STK’lar oluşturmuştur. Bazı sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek ülkenin kötü bir gidişinin olduğunu belirtmiş ve hükümetin istifa etmesi gerektiğini aktarmıştır. Darbenin 5. ve son ayağını ise siyaset oluşturmuştur. Merhum Erbakan Hocamız 28 Şubat MGK sonrası siyasi partilerin kapısını çalmış ve sivil iradeye karşı bir müdahalenin olduğunu belirterek, bu müdahale karşı birlikte tepki koyulmasını istemiştir. Fakat merhum Muhsin Yazıcıoğlu dışında diğer partiler bu isteğe sıcak bakmamıştır” diye konuştu.

RANTÇILARIN GELİRLERİNİ KESTİK

Bu bakımdan 28 Şubat’ı gerçekleştiren askerin yanında sermayenin, sivil toplum kuruluşlarının, siyasetin ve medyanın da yargılanması gerektiğini dile getiren Gazi, bunlar bir bütün içinde olmazsa yargılamanın anlamsız olacağını vurguladı. Darbeyi oluşturan bir diğer dış etkenin ise ekonomideki havuz sistemi olduğunu ifade eden Gazi, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Havuz sistemi sermayenin milletin kanını emmesini engellemiştir. Bu durum ise sermaye gruplarının hoşuna gitmemiştir. Onun için bugün sermaye değil aktörler yargılanıyor. 28 Şubat’ın işte bu yönü halen devam ediyor. Rantçılar tarafından Türkiye’nin milli servetleri sömürülüyor. AKP hükümeti 10 yılda 500 milyar TL faiz ödemiştir ve ödemeye devam ediyor. İşte biz bu parayı ödemediğimiz için birilerinin nasırına bastık.”

HABER MERKEZİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum