Muhammet Gümüş

Muhammet Gümüş

Şükürler olsun

Şükürler olsun

Söze nasıl başlamak gerek, lafın neresinden girmek gerek bilmiyorum ama tek bildiğim bir şey varsa o da  inancın, azmin ve mücadelenin karşılıksız kalmayacağıdır.

Birliğin, dirliğin, bütünlüğün ve  iyi niyetin olduğu bir ortamda olmayacağını düşündüğünüz olayları, Allah olduruveriyor. Bunun en bariz örneğini öncekigün Torku Arena'da hep birlikte yaşadık gördük.

Evet A Milli Takımızın UEFA, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri A Grubu'nun son maçında İzlanda'yı 1-0 mağlup ederek Fransa'da oynanacak olan Euro 2016'ya doğrudan katılma hakkı kazanmasından bahsediyorum. Şükürler olsun ki  Türkiye, 1996, 2000 ve 2008'den sonra 4. kez Avrupa Futbol Şampiyonası'nda boy gösterecek.

A Millilerimiz, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri A Grubunda oynadığı 10 maçta 5 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 mağlubiyetle toplamda 18 puanla grubu 3. sırada tamamladı ve gruplarda en iyi puanlı 3. takım olarak 2016'da Fransa'da oynanacak finallere direkt katılma hakkı kazandı.

Ancak bu hiçte kolay olmadı, Konya'da Torku Arena'da oynanan Letonya maçı ve alınan 1 puan, ardından Hollanda zaferi ve deplasmanda Çek Cumhuriyeti galibiyeti tüm yurdu ve Milli Takım sevdalılarını heyecanlandırmaya yetmişti. Dolayısıyla tüm dikkatler yine Torku Arena sahnesindeki İzlanda maçına çevrilmişti. Hesaplar kitaplar falan derken bu maçta bizim en iyi 3'üncü olarak direkt finallere gidebilmemiz için önce Ukrayna İspanya maçından çıkacak sonuç, sonrasında Letonya-Kazakistan maçından gelecek sonuç artı bizim de İzlanda'yı yenmemiz gerekiyordu. Bu nedenle tribünde gözümüz sahada, kulağımız Hollanda ve Letonya'dan gelecek haberlerdeydi. 

Hollandadan gelen güzel haberler heyecanı arttırsa da Kazakistan'ın 1-0 öne geçmesi adrenalini arttıran etken oldu. Bizler tribünde bu adrenalini yaşarken Fatih Terim'den gelmesi gereken hamleleri görmek stratejik oyunun en heyacanlı bölümünün habercisi oldu.

Ancak Gökhan Töre'nin kırmızı kartı yüzleri düşürse de Arda'nın saha içindeki diğer oyuncular ve tribünleri ateşleyici hamlesi ile 89. dakikaya ulaşmış olduk. Nefesler tutulmuş dikkatler Selçuk İnan'ın kullanacağı serbest vuruşa çekilmişti. O an tribünlere baktığımda herkesin heyecanı ve birbirlerine sarılmalarını görmek beni, duygu ve heyecanın adrenaline yansımasına şahitlik ettirdi.

Selçuk'un kullandığı serbest vuruşun filelere gitmesi sonrasını zaten hatırlamıyorum. Çünkü hatırlanacak an değil yaşanacak an olarak hafızamdaki yerini aldı.

Ben bu an'ın benzerini 2002 Dünya Kupası'nda Milli Takımımızın, 29 Haziran 2002'de Güney Kore'yi 3-2 devirerek Dünya 3.sü olduğu karşılaşmalarda da  yaşadığımı hatırlıyorum. O dönem Zafer'de gerçekleşen canlı TV yayınlarında yorum yaparken duyduğum heyecan ve mutluluk ile şuan bu yazıyı yazarken duyduğum mutluluğun arasında fark olmadığını hissediyorum.

Bu mutluluğu İnşAllah millet olarak Fransa'da da yaşarız. Çünkü hatırlanacağı üzere Türkiye, tarihinde ilk kez 1996'da İngiltere'deki Avrupa Şampiyonası'na katılmıştı.1996'dan bu yana Türkiye 2002'de bir Dünya, 2008'de bir Avrupa üçüncülüğü gururunu yaşadı. Ancak gelin görün ki 3 turnuvayı pas geçen Türkiye yeniden Fatih Terim'le 2008'deki başarının hayalleriyle 2016'ya tutundu...

Millilerimiz, Konya'nın muhteşem atmosferinde tarih yazdılar. Direkt 2016'ya katılarak Türkiye'nin hasret kalınan 3 şampiyona özlemine son verdiler. Ay-yıldızı Fransa'da dalgalandıracak Fatih Terim, ekibi ve Millilere helal olsun.

Teşekkürler Milli Takım, Teşekkürler Konya ve Tezahüratları ile Tüylerimizi Diken Diken Eden Muhteşem Taraftarımız, Teşekkürler Tüm Ülkem Ve Yüreği Bu Ülke İçin Atan Dünyanın Her Köşesindeki Dualı Yürekler...

Ve bir Teşekkür'de Letonya karşısında 1-0 galip gelen ve galibiyet golünü atan oyuncu İslambek Kuat'a.

“Olmazları Ol deyince olduran, gönüllerimizi imanla dolduran Yüce Allah'ın 99 adıyla, Ya Bismillah!” diyerek 2016 yılı Haziran ayında Fransa'da başlayacak olan büyük heyecana hazırlanmamız ve başarıya oluşabilecek engellere sıkıntılara ve olumsuzluklara rağmen inanmamız gerekiyor.

Bu heyecan 10 Haziran - 10 Temmuz tarihleri arasında yaşanacak. Türkiye ise 12 Aralık'ta belirlenecek olan rakipleriyle gruptaki maçlarını 10 - 22 Haziran tarihleri arasında oynayacak. Millilerimiz grubu ilk 2 sırada bitirmeleri halinde adlarını bir üst tura yazdıracaklar. Turnuvadaki maç programı şu şekilde: 10-22 Haziran: Grup maçları, 25-27 Haziran: Son 16 turu maçları, 30 Haziran-3 Temmuz: Çeyrek final maçları, 6-7 Temmuz: Yarı final maçları ve 10 Temmuz: Final.

Final'de A Millilerimizi görme dua ve arzusuyla kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhammet Gümüş Arşivi