Sınav Kaygısını Anne-babaların Tutumu Körüklüyor

Sınav Kaygısını Anne-babaların Tutumu Körüklüyor

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavlarına hazırlığın yoğunlaştığı bugünlerde büyük bir kaygı içerisinde olan veli ve öğrencilere uzmanlar, sınav kaygısının giderilmesi konusunda çeşitli önerilerde bulundular.Zeytindalı...

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavlarına hazırlığın yoğunlaştığı bugünlerde büyük bir kaygı içerisinde olan veli ve öğrencilere uzmanlar, sınav kaygısının giderilmesi konusunda çeşitli önerilerde bulundular.

Zeytindalı Danışmanlık sahibi Psikiyatri Uzmanı Sümer Öztanrıöver, Adana Final Okulları’nda veli ve öğrencilere TEOG öncesi sınav kaygısını aşmaları konusunda konferans vererek, önerilerde bulundu. Öztanrıöver, TEOG’a girecek 8. sınıf öğrencilerini ve velilerini bu yıl 6 sınavın beklediğini söyledi. Sınav kaygısının, sınavda başarıyı düşüren en önemli nedenlerden olduğunu belirten Öztanrıöver, "Anne-babalar bazen yanlış olarak bu durumu, yeterince çalışmadığına bağlamaktadır. Oysa sorun, çalışmamak-bilmemek değil, bildiğini sınava yansıtamamaktır." dedi.

Öztanrıöver, şöyle konuştu: "Sınav kaygısını körükleyen anne-baba tutumları; çocuklarını başkalarıyla veya kendileriyle kıyaslama, evde olağanüstü hal uygulaması, sınav sonuçlarıyla aşırı ilgilenmek ve yanlışları irdelemek, ‘kapasitesini kullanmıyor’ diyerek daha fazla çalışmasını beklemek, sosyal faaliyetlerini, ilgi alanlarını kısıtlamak, ailecek-törenle, bazen gözyaşlarıyla sınava uğurlamak; gencin başarısızlıktan korkmasına ve sınav kaygısına yol açmaktadır. Bazen aileler bu konuda çok rahattır. Ancak gencin, kendisinden beklentisi çok yüksek olabilir ve kendine baskı yapabilir. Bu durumda aileler çocuklarına ikili (ama) mesajı gönderiyor olabilirler. Örneğin; ‘Kazanamazsan önemli değil, ama sen yine de yanlış yapma’ gibi."

Öztanrıöver, sınavda 'korteks' dedikleri düşünen beyne ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Kaygı-korku durumlarında korteksimize erişim sınırlıdır. Çünkü kumandayı ilkel beynimiz alır. İlkel beyin, güvenlik ve hayatta kalma ile ilgili olup kontrolümüzde olmayan otonom sinir sistemini devreye sokar. İlkel beynimiz tehlikenin ne olduğuyla ilgilenmez. Ormanda vahşi bir hayvanla karşılaşmak veya sınava girmek, onun için aynı derecede tehlikeli bulunabilir. Bu yüzden ilkel beyne ‘korkma’ demek işe yaramaz." ifadesini kullandı.

'SINAV GÜNÜNÜ SIRADANLAŞTIRIN'

Öztanrıöver, sınav kaygısının bazen gizli olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: "Bilinçte sınavla ilgili korku-heyecan hiç yoktur. Ama bilinçaltındaki düşünceler (iyi yapmalıyım, bu sınav çok önemli) nedeniyle alt beyin, tehlikenin farkındadır ve sınavda otonom sinir sistemi yoluyla kaygıyı yatıştırır. Bedeli, bolca dikkat hatasıdır, çünkü üst beyne erişim kısıtlanmıştır. Özdeğer dış koşullara bağlı olduğunda, sınavda başarısızlık, gencin kendini değersiz hissetmesine yol açabilir. Kaygıyı gidermek için gerek ailenin gerekse gencin kendine hata yapma izni vermesi ve sonuca değil, emeğe değer vermesi gerekir. Sınav gününü sıradanlaştırmak da çok önemlidir. Yakınlardan gelen başarı telefonları kaygıyı artırabilir. Sınava kaygılı olmayan bir yakını ile gitmesi uygun olacaktır. Genç, deneme sınavlarından aldığı puanı TEOG’da alamıyorsa az çalıştığını iddia etmek yerine, sınav kaygısı olup olmadığını belirlemek gerekir. Gizli ya da açık sınav kaygısı, psikometrik testlerle kolayca belirlenebilir. Orta-ağır düzeyde bir sınav kaygısı varsa mutlaka bir uzmandan yardım alınmalı."

Öztanrıöver, konuşmasının ardından veli ve öğrencilerin sınav kaygısı konusundaki sorularını cevapladı. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.