Sayılı nefesler ve sınırlı ömür
Zaman kararlı insana berekettir, zaman bize emanettir. Zira biz hayatı zaman boyutu içinde idrak eder ve yaşarız. Her şey; bütün iyilikler ve kötülükler; hayat ve ölüm, zaman içinde gerçekleşir.
Ümitsiz mi olalım? Hayır. Müminun suresi 3. Ayettte “Anlamsız, yararsız şeylerden uzak dururlar” buyuruluyor. Yüz çevirmek…
**
Tüm gereksiz ve yararsız şeylerden. İşte bütün mesele bu; vaktini lüzumsuz işlerle geçirmeyen insan olmak Geçmişte vaktinizi ne kadar boşa harcarsanız harcayın, şimdiyi değerlendirecek azim şuuruna ve hala koca bir yarına sahipsinizdir. Tevrat'ın yorumu olarak görülen Talmud da geçtiğini duyduğum ‘sen değilsen kim, şimdi değilse ne zaman’ / (If not now, when) sözü düşündürücüdür. Yunus Emre “dem bu demdir, dem bu dem” derken, akıp giden zamana karşı ayakta durmanın ancak şimdiki sorumluluklarımızın farkında olmamızla mümkün olacağına işaret etmişlerdir.
**
Peygamber efendimiz, (Helekel müsevvifûn) yani “Sonra yaparım diyenler helâk oldu ”buyuruyor. Sonraya bırakan kaybetti, bugünü de yarını da. Bir işi sebepsiz yere geciktiren, savsaklayan, ihmalci kimseye müsevvif denir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bugüne ait sorumluluklarımızı ahmakça, hesapsızca ertelemenin, belirsiz yarınlara bırakmanın insanı nasıl büyük bir kayba uğratacağını “helak oldu/ müsevvif” kavramıyla anlatır. Bizleri yoran, strese sokan yaptıklarımız değil; tehir ettiklerimiz değil midir? Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Akıllı kişi kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Âciz kişi ise arzularına uyup bir de Allah"tan (bağışlanma) umandır.” (Tirmizî)
**
İbn Abbâs’ın naklettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: “Sağlık ve boş zaman.” (Buhârî)
**
İnsana verilen sayılı nefeslerle sınırlı ömrü gaflet içinde geçirenler vakit öldürmektedirler. Kıymeti bilinmeyen vakit, insanın ömrünü öğüten bir değirmen gibidir. Ahirette pişmanlık duyup salih amellerde bulunmak üzere tekrar dünyaya dönmek isteyecek, fakat bu mümkün olmayacaktır. Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, "Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım" der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır. Müminun 99-100
**
Merhum şair, aksiyon insanı Cahit Zarifoğlu dizelerinde. “Âkıl isen can gözün aç, tut kulak şu sözüme: Bir değirmendir bu dünya, öğütür bir gün bizi.” diye mısralandırır. Geçen her saniye ve salise, insanın ömrünü eksiltir, ecelini yaklaştırır. O halde şu ayetle yazımızı sonlandıralım: “Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.” (İnşirah 7-8)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.