Peygamberlerin meslekleri
Şüphesiz ki Allah’ın peygamberlerinin yegane vazifeleri peygamberlik görevini hakkıyla ifa etmektir ve hepsi de ömürlerinin sonuna kadar bu ilahi tebliğ görevini layıkıyla yapmışlardır.
Ama şu bir gerçek ki onlar peygamber olmanın yanında aynen bizim gibi birer insandır. Yer, içer, hastalanır, yaralanır, evlenir, boşanır, çoluğa çocuğa karışır, bir aile hayatı yaşar ve sonuçta ölürler. Bundan dolayı onlar da bir insan gibi yaşamışlar, aile reisi olmuşlar, ev geçindirmişler ve bunun için de bir takım meslek ve sanatlarla iştigal etmişlerdir.
Kur’an-ı Kerim’in ışığında tarih ve siyer kitaplarına baktığımız zaman bu konuda şu bilgiler karşımıza çıkıyor:
Hz. Adem ilk defa yeryüzünü ekip diken bir insan olarak hem insanların atası, babası, hem de çiftçilerin, ziraatçilerin piri olarak anılır.
Hz. İdris iki özelliği ile dikkat çekiyor. Birisi terzilerin piri olması, diğeri de şehir plancısı olması. Rivayetlere göre İdris (AS) ayrı ayrı bölgelerde sıfırdan 100 civarında şehir kurmuş.
Hz. Nuh’un yaptığı gemi ile marangoz olması meşhur. Ancak bu geminin öyle basit bir sandal-kayık gibi algılanmaması, kendisine inanan insanlar ve pek çok çeşit hayvanın yeme-içme-barınma ve her türlü ihtiyacını aylarca karşılayacak genişlik ve kapasitede olduğunu unutmamak gerek.
Hz. İbrahim Kabe’yi inşa eden peygamber olarak mimar ve inşaatçıların piri kabul edilir.
Hz. İsmail hem avcılığı, hem de çok dil bilerek tercümanlık yapmasıyla anılır.
Hz. Yusuf yıllarca zindanda kalmış. O zamanın şartlarında ve içinde bulunduğu imkanlarla kendine göre bir saat düzeneği kurmuş ve vakti kontrol etmiş. Elbette şu an bizim kullandığımız saatlerden farklı bir sistem ama bunu ilk kullanan kişi olarak kendisi saatçilerin piri olarak bilinir.
Hz. Davud hem peygamber, hem hükümdar olmanın yanında sesinin güzelliği ve demirci olması ile meşhurdur. Elinde demirin yumuşayarak kolayca harb aletleri ve diğer eşyaları yaptığı Kur’an-ı Kerim ayetleri ile sabittir.
Hz. Süleyman da babası Davud gibi hem peygamber, hem sultandır. Ama bunu yanında baba mesleğine yakın bakırcılık sanatı ile uğraşmıştır.
Hz. Zülkifl fırıncıların babası, Hz. Lokman hekim ve eczacıların piri, Hz. Yunus balıkçı, Hz. Lut tarihçi ve seyyah, Hz. Harun vezir, Hz. Şit hallac, Hz. İlyas dokumacı olarak bilinir.
Hz. Musa, İshak, Yakup çobanlık yapmış, Hz. Hud da tüccarlık yapmıştır.
Son Peygamber, Efendimiz Aleyhissaalatü Vesselam da çocukluğunda çobanlık yaparak sevk ve idare konusunda tecrübe kazanmış, gençlik yıllarında ise ticaret yaparak geçimini temin etmiştir. Hz. Hatice ile evliliğinin de bu ticari faaliyetler sonucu olduğu malumdur. Daha sonraki yıllarda ise cihad yaparak Allah’ın kendisine takdir ettiği ganimet hisselerinden nasibini almıştır.
İslam’da ziraat, ticaret gibi meslekler övülmekle birlikte en temiz ve en helal kazanç yolu cihaddan elde edilen ganimetlerdir.
Müslüman ganimet için değil, Allah için cihad eder, Allah ta ona böyle ikramda bulunur.
Kazançların iyice bozulduğu şu devirde Allah hepimize hayırlı, helal, temiz ve bol kazançlar versin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.