Okumak, Öğrenmek, Yaşamak
Çocuklarla… yazı serisi
Sevgili çocuklar,
Okumak ve öğrenmek ne güzel şeydir, değil mi?
Yeni yeni şeyler öğrenmek, bilgilerinizin artması ve daha bilgili insan olmak…
Ama bu işin başı, gördüğünüz gibi okumaktır.
Dinimizin ilk emrinin de; “Oku…” olduğunu bilmem biliyor musunuz?
Ben internetten bulurum veya ansiklopediden ararım gibi söylemler size pek bir şey kazandırmayacaktır.
Okudukça öğrendik, öğrendikçe okuduk… Peki, bu yeterli midir?
Hayır, bu yeterli değildir.
Bir üçüncü kademe (aşama) öğrendiklerimizi hayatımıza uygulamaktır.
Okuduk, öğrendik ama öğrendiklerimizi hayatımıza uygulamadıkça bu öğrendiklerimizin bize bir faydası olur mu?
Demek ki hem okuyacağız, hem öğreneceğiz ve hem de öğrendiklerimizi yaşayacağız.
Allah (c.c- celle celalühu) Kur’an-ı Kerim’de; “Bildikleri ile amel etmeyen (yaşamayan) üzerine kitap yüklenmiş merkep (eşek) gibidir” buyurması bundandır.
Öyle değil mi çocuklar,
Eşeğin üzerine de birçok kitap yükleseniz o onları taşır, durur. Ama bilir mi ki taşıdığı kitapların içinde çok kıymetli bilgiler vardır.
ÖĞRENMEK İKİ ÇEŞİTTİR
Sevgili çocuklar,
Okumak, okumaktır ama öğrenmeye gelince bu ikiye ayrılır.
Birincisi, faydalı (yararlı) olan bilgileri öğrenmek…
Öğrendiğimiz bilgiler; kendimize, ailemize, arkadaşlarımıza veya çevremizde ki insanlara fayda sağlıyorsa bu bilgileri öğrenmek de uygulamak çok güzel bir harekettir. Bu türlü bilgileri öğrenebildiğiniz kadar öğrenin…
Güzel ahlaklı bir çocuk olmak, fakirlerin, zayıf olanların elinden tutup onlara yardım etmek, çevremizde ki insanlara hep iyilik yapmak, haksızlığa uğramış olanların yanında yer alarak onun hakkını alan insanın karşısında durmak gibi…
İkincisi, zararlı bilgileri öğrenmektir.
Yani kendimize, ailemize, arkadaşlarımıza ve çevremizde ki insanlara zarar vermesi mümkün olan şeyleri öğrenmektir ki, bu bizler için uygun görülmemiştir.
Yalan söylemek, hırsızlık, dolandırıcılık yapmak, başkalarının haklarını ellerinden almak, kuvvetlinin (güçlü ve zengin) olanın yanında yer almak ve zayıfların ezilmesine seyirci kalmak gibi…
Öyle ya zararlı şeyleri ne diye öğrenelim de vaktimizi (zamanımızı) bu boş şeylerle geçirelim. Değil mi?
Görüleceği gibi zararlı bilgiler de kendi içinde ikiye ayrılmaktadır.
Bunlar ne bize ne de başkalarına zararı dokunmayan ama zamanımızı boşa harcamamızı sağlayan bilgilerdir.
Eskiler buna; “Benim oğlum, bina (bir ders adı) okur. Döner döner gene okur” demişlerdir.
Bir sürü hikâye kitapları… Pokemon, Herr Poter, Kırmızı Başlıklı Kız gibi…
Bunlar size hiçbir şey kazandırmadıkları gibi sizin en kıymetli zamanlarınızı alıp götüreceklerdir.
İkincisi, başkalarına zararı dokunan bilgilerdir. Çalmanın, hırsızlık yapmanın dersleri, adam dövmenin eğitimi, küfürlü kelimeleri öğrenmenin yolları gibi…
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v – salli aleyhi ve selem) bu konuda;
“Faydasız ilimden Allah’a sığınırım yani Allah’ın beni korumasını beklerim” diyerek bu hususa açıklık getirmişlerdir.
Sevgili çocuklar,
Bir şeyin iyilik olabilmesi için o şeyin bir çıkar karşılığı yapılmaması gerekir.
Eğer yapılan şey bir kazanç veya çıkar karşılığı ise o şeyin adı iyilik olmaz ticaret olur.
Tabii insanları aldatmadan ticaret yapmak da mümkündür.
Ama sizden o faydayı satın alamayacak kadar yoksul ve fakir insanların bulunduğu ülkemizde iyilik yapmanın değeri ne kadar yüksektir, bir bilseniz.
Kış gelmiş ama tabanı delik ayakkabısını yenisiyle değiştirecek parası olmayan bir arkadaşınıza, evinizde sizin fazla olarak beklettiğiniz bir ayakkabınızı vermeniz, ne kadar güzel bir iyilik olur, bile bilir misiniz?
Ama bir şartla ki arkadaşınıza ayakkabınızı verdiğinizi, orada burada söyleyerek iyilik yaptığınız arkadaşınızın kişiliğini rencide etmemeniz (kırmanız) gerektir.
Yoksa yaptığınız iyiliğin hiçbir anlamı kalmaz.
Ve zaten eğer yaptığınız iyiliği orada burada söylemişseniz ve bu da arkadaşınızın kulağına gelmişse, ertesi gün o ayakkabılarınızın paketiyle size iade edileceğini bilin.
Oldu mu sevgili çocuklar.
Sevgili çocuklar,
Okumak ve öğrenmek ne güzel şeydir, değil mi?
Yeni yeni şeyler öğrenmek, bilgilerinizin artması ve daha bilgili insan olmak…
Ama bu işin başı, gördüğünüz gibi okumaktır.
Dinimizin ilk emrinin de; “Oku…” olduğunu bilmem biliyor musunuz?
Ben internetten bulurum veya ansiklopediden ararım gibi söylemler size pek bir şey kazandırmayacaktır.
Okudukça öğrendik, öğrendikçe okuduk… Peki, bu yeterli midir?
Hayır, bu yeterli değildir.
Bir üçüncü kademe (aşama) öğrendiklerimizi hayatımıza uygulamaktır.
Okuduk, öğrendik ama öğrendiklerimizi hayatımıza uygulamadıkça bu öğrendiklerimizin bize bir faydası olur mu?
Demek ki hem okuyacağız, hem öğreneceğiz ve hem de öğrendiklerimizi yaşayacağız.
Allah (c.c- celle celalühu) Kur’an-ı Kerim’de; “Bildikleri ile amel etmeyen (yaşamayan) üzerine kitap yüklenmiş merkep (eşek) gibidir” buyurması bundandır.
Öyle değil mi çocuklar,
Eşeğin üzerine de birçok kitap yükleseniz o onları taşır, durur. Ama bilir mi ki taşıdığı kitapların içinde çok kıymetli bilgiler vardır.
ÖĞRENMEK İKİ ÇEŞİTTİR
Sevgili çocuklar,
Okumak, okumaktır ama öğrenmeye gelince bu ikiye ayrılır.
Birincisi, faydalı (yararlı) olan bilgileri öğrenmek…
Öğrendiğimiz bilgiler; kendimize, ailemize, arkadaşlarımıza veya çevremizde ki insanlara fayda sağlıyorsa bu bilgileri öğrenmek de uygulamak çok güzel bir harekettir. Bu türlü bilgileri öğrenebildiğiniz kadar öğrenin…
Güzel ahlaklı bir çocuk olmak, fakirlerin, zayıf olanların elinden tutup onlara yardım etmek, çevremizde ki insanlara hep iyilik yapmak, haksızlığa uğramış olanların yanında yer alarak onun hakkını alan insanın karşısında durmak gibi…
İkincisi, zararlı bilgileri öğrenmektir.
Yani kendimize, ailemize, arkadaşlarımıza ve çevremizde ki insanlara zarar vermesi mümkün olan şeyleri öğrenmektir ki, bu bizler için uygun görülmemiştir.
Yalan söylemek, hırsızlık, dolandırıcılık yapmak, başkalarının haklarını ellerinden almak, kuvvetlinin (güçlü ve zengin) olanın yanında yer almak ve zayıfların ezilmesine seyirci kalmak gibi…
Öyle ya zararlı şeyleri ne diye öğrenelim de vaktimizi (zamanımızı) bu boş şeylerle geçirelim. Değil mi?
Görüleceği gibi zararlı bilgiler de kendi içinde ikiye ayrılmaktadır.
Bunlar ne bize ne de başkalarına zararı dokunmayan ama zamanımızı boşa harcamamızı sağlayan bilgilerdir.
Eskiler buna; “Benim oğlum, bina (bir ders adı) okur. Döner döner gene okur” demişlerdir.
Bir sürü hikâye kitapları… Pokemon, Herr Poter, Kırmızı Başlıklı Kız gibi…
Bunlar size hiçbir şey kazandırmadıkları gibi sizin en kıymetli zamanlarınızı alıp götüreceklerdir.
İkincisi, başkalarına zararı dokunan bilgilerdir. Çalmanın, hırsızlık yapmanın dersleri, adam dövmenin eğitimi, küfürlü kelimeleri öğrenmenin yolları gibi…
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v – salli aleyhi ve selem) bu konuda;
“Faydasız ilimden Allah’a sığınırım yani Allah’ın beni korumasını beklerim” diyerek bu hususa açıklık getirmişlerdir.
Sevgili çocuklar,
Bir şeyin iyilik olabilmesi için o şeyin bir çıkar karşılığı yapılmaması gerekir.
Eğer yapılan şey bir kazanç veya çıkar karşılığı ise o şeyin adı iyilik olmaz ticaret olur.
Tabii insanları aldatmadan ticaret yapmak da mümkündür.
Ama sizden o faydayı satın alamayacak kadar yoksul ve fakir insanların bulunduğu ülkemizde iyilik yapmanın değeri ne kadar yüksektir, bir bilseniz.
Kış gelmiş ama tabanı delik ayakkabısını yenisiyle değiştirecek parası olmayan bir arkadaşınıza, evinizde sizin fazla olarak beklettiğiniz bir ayakkabınızı vermeniz, ne kadar güzel bir iyilik olur, bile bilir misiniz?
Ama bir şartla ki arkadaşınıza ayakkabınızı verdiğinizi, orada burada söyleyerek iyilik yaptığınız arkadaşınızın kişiliğini rencide etmemeniz (kırmanız) gerektir.
Yoksa yaptığınız iyiliğin hiçbir anlamı kalmaz.
Ve zaten eğer yaptığınız iyiliği orada burada söylemişseniz ve bu da arkadaşınızın kulağına gelmişse, ertesi gün o ayakkabılarınızın paketiyle size iade edileceğini bilin.
Oldu mu sevgili çocuklar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.