Mustafa Kalaycı’dan Abdullah Çetinkaya’ya tepki

Kalaycı, yaptığı yazılı açıklamada, 3 Mart Salı günü gazetelerde yer alan Okyanus Grubuna yönelik haberlerde, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinin onkoloji merkezinin radyoterapi cihaz alımıyla ilgili ihale konusunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iki Konya milletvekilinin başka kesimlerin temsilcisi gibi hareket etmesiyle suçlandığını anımsattı.

Bu milletvekillerine atfen yer alan açıklamalarda da 'ihaleye tek firmanın girmesine Konya milletvekilleri olarak hep birlikte karşı çıktık, tek firmanın katılması yarın size de zarar verir, peşkeş çekilmiş gibi değerlendirilir' denilerek ihaleyi iptal ettirdiklerinin belirtildiğini dile getiren Kalaycı, şunları kaydetti:
''Daha önce düzenlediğim basın toplantısında ulusal düzeydeki gazetelerin sür manşetinde Konya'nın böyle bir haberle yer almasından bir Konya Milletvekili olarak utandığımı, ilgili milletvekili arkadaşların eğer suçları yoksa bu haberle ilgili gereğini yapmalarını, kendilerinden beklediğimi ifade etmiştim. Aslında haklarında ulusal gazetelerde yer alan haberlerin doğru olmadığını, kamu ihalelerinin kime nasıl verileceği konusunda müdahil olmadıklarını, isimleri de verilerek kendilerine atfen yer alan açıklamaların yalan olduğunu söylemelerini, bu haberleri gazeteleri aynı sütunlarında tekzip etmelerini beklerdim. Kendilerinin ülke düzeyinde tanınmalarını sağlayan bu haberlerden memnun olmuşlarsa diyeceğim yoktur.''
Söz konusu milletvekillerinden birinin, bir milletvekiline yakışmayacak argo bir üslupla kendisine cevap vermeye yeltendiğini, ama kendisine cevap vermeyeceğini belirten Kalaycı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
''Hakkındaki iddiaları, yaptığı açıklamaları ve söylediği argo sözleri hemşehrilerimin bilgilerine, değerlendirmelerine ve takdirlerine sunuyorum. Büyük mütefekkirimiz, büyük mutasavvıfımız Mevlana diyor ki, 'Kör cehalet çirkefleştirir inanları, suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.' İlkeli, seviyeli ve temiz siyasetin demokrasinin teminatı olduğu, sağlıklı bir demokrasinin ancak hoşgörü, dürüstlük, tutarlılık ve samimiyet gibi ahlaki değerlere bezenmiş bir siyasi kültür zemini üzerinde yükselebileceği görüş ve düşüncesiyle saygılar sunuyorum.''