Milli olanlar...

Hayatımızın her sahasında rastladığımız kelimeler ve Müslüman Türk’ün uğruna can verdiği şeylerdir “Milliyet” ve “Milli” kavramları. Öz değerlerimizi, vatan bütünlüğümüzü, ülke çıkarlarımızı ifade eden, içinde bir milletin kaderini barındıran ne büyük bir kelimedir “Milli” kelimesi. Kuran-ı Kerim İbrahim’in milletinden bahseder, Yahya Kemal “Ülke bütünlüğünün korunması ve ülke çıkarlarının gözetilmesi” diye tarif eder. Ve ülke olarak bizim olduğuna inandığımız, Türk’e ait, Türkiye Cumhuriyetine ait ne varsa “Milli” kelimesini başına koyarız.

Milli Eğitim demişizdir mesela;Bakanlık koltuğunda Mason Hasan Ali Yücel’in oturdu, modelinde Avrupa topluluğunu örnek aldığımız, kitaplarında Avrupai yaşam tarzını bu milletin öz değerlerine, şerefli mazisine tercih ettiğimiz… kimi yerde Darwin felsefesini esas almasıyla, kimin zamanda 1500 senelik ecdat yadigarı kitaplarımız kütüphaneler de çürümeye yüz tutmuşken, Batılı tarihçilerin kitaplarını çocuklarımıza yalan söyleyen tarih anlayışıyla aktaran Milli Eğitimizdir o bizim. Günümüze yön verecek tarih dokümanlarımız yurt dışına hurda kağıt diye okkası 0,50 kuruştan satılırken, Ahmet Cevdet Paşa gibi tarihçilerimizin kitapları uzun yıllar basımı yasaklanmış ve bu gün o ecdadın torunları dedesinden kalma mezar taşlarını okuyamazken… bu cennet vatanı bize emanet eden Sultan Fatih, Kanuni, Abdülhamit, Vahideddin gibi ecdat büyüklerini Vatan haini ilan eden Milli Eğitim sistemimizdir o bizim!!!

Milli İstihbarat Teşkilatımız vardır mesela;Milli Eğitim sistemimizde Sultan II. Abdülahamit’in oluşturduğu Jurnal teşkilatlarına ağır sözler söylerken batı modeliyle oluşturduğumuz ve bir dönem çalışlarının maaşları Amerika tarafından ödenen Milli İstihbaratımız… CIA ve MOSSAD’ın arka bahçesi olarak çalışan Milli İstihbaratçılarımız… o kadar milliydi ki istihbaratımız PKK çözüm sürecinde silah depolarken, dağdan şehirlere inerken ruhu bile duymayan (?) hatta karikatürlere bu özelliğiyle alay konusu olabiliyordu. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını Cumhurbaşkanı eniştesinden, Başbakan ise bir aile dostundan öğrenirken, darbede sessizliğini koruyan hatta mağdur olmuştu bizim Milli İsthbaratımız.

Milli İrade deriz hep mesela;15 Temmuz’da uğruna şehit verdiğimiz irademiz… 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubatta birilerinin canı sıkıldıkça postallarıyla çiğnediği Milli İrademiz… Kaşına gözüne, boyuna posuna, teninin rengine hayran olup, yürüyüşüne bilmem kaç milyon dolar eder diye paha biçemediğimiz, ama fikirlerini, düşüncelerini bilmeden hatta dinlemeden, sorgulamadan Demokratur seçimleriyle iş başına getirdiğimiz milli irademiz…

Hatta bizim Milli Şairimiz var, Mehmet Akif Ersoy…

Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından defalarca İstiklal şiiri TBMM’de okunarak ayakta alkışlanan, ama törene üzerindeki emanet paltoyla katılan, Milletin Marşıdır diye onu gazi millete hediye eden ve karşılığında ücret almayan, sonrasında ise Mısır’da yaşamak zorunda kalan ve sefalet çeken Mehmet Akif… Evet dostlar, İstiklal Marşımızın şairi, Milli Şairimiz Mehmet Akif’ den bahsediyoruz. “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen Akif… Oğlunun cesedi çöplükte bulunup kimsesizler mezarlığına defnedilen, kızı, maddi ihtiyaçları ve esnaf borçlarını ödeyebilmek için merhum Özal’ın hediye ettiği evi satmak mecburiyetin de kalan ve sonrasında ev sahibi tarafından sokağa atılan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy… Görüyorsunuz ya milli dediğimiz her şey, Milli Piyango kadar bize milli.

Ülke gündemlerimiz var bizim;

Çözüm süreci altında ülkede söz sahibi yapılan, başbakan yardımcılarının bile ne söyleyecek diye merakla beklediği terörist başı APO… Meclis tatildeyken bir gece yarısı onaylanan partriotlarımız, maaşına yüzde 150 zam gelen vekillerimiz…Lozan var gündemimizde, Kudüs var, AB var... Birbirine kürsüden, miting meydanlarından küfreden siyasilerimiz, siyasilerimizle kol kola gezen cemaatçilerimiz…Başbakana yazar kasa fırlatılırken, kredi borçlarından insanlar kendilerini asarken sesi çıkmayan, ama bu gün; faiz reklamlarını, asgari ücret haksızlığını, kanundaki çarpıklıkları AB goy goyculuğu yaparak allayıp pullayıp bu milletin önüne koyan çarpık gündemlerimiz var bizim…Şimdi ile; Milli geleneklerimize yabancı olan Milli Piyango milliyetçiliğine, Milli Piyango kadar yabancı (!!!) bütün gündemlerimize milli bir bakış açısıyla bakan Milli Gündem’imiz var bizim…