Medya üzerinden konuşulmasın

Medya üzerinden konuşulmasın

Saadet Partisi GİK Üyesi Veysel Candan, Suriye ile Türkiyenin sürekli medya üzerinden çatıştığını, bunun yerine konular masaya yatırılarak yüz yüze çözüm önerilmesi gerektiğini vurguladı

Saadet Partisi GİK Üyesi Veysel Candan, Suriye ile Türkiye’nin sürekli medya üzerinden çatıştığını, bunun yerine konular masaya yatırılarak yüz yüze çözüm önerilmesi gerektiğini vurguladı.

Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Veysel Candan, gündeme dair konular hakkında basın toplantısı düzenledi. SP İl Teşkilatı’nda konuşan Veysel Candan Suriye’nin Türk uçağını düşürmesinin son derece yanlış bulduklarını söyledi. Suriye’nin olaydan sonra yaptığı açıklama ile hükümetin yaptığı açıklamanın ters düştüğünü ifade eden Candan, “Suriye olayın kasıtsız olduğunu söylerken Türkiye kasıtlı düşürülmüş diyor. Yapılan incelemeler ise uçağın kasıtlı olarak düşürüldüğünü gösteriyor. Hükümet bu noktada NATO’yu topladı, AB elçileriyle bir araya geldi. Netice olarak haklılığımız anlatılmaya çalışıldı. Alınan kararlar itibariyle Suriye sınırında Suriye’nin yaptığı ihlaller savaş nedeni sayılacak. Bu noktada hükümetin almış olduğu kararların Saadet Partisi olarak destekleyeceğimizi ifade ediyoruz” dedi. NATO kontrolünde de olsa Suriye’ye dışardan yapılacak müdahalelerin tehlikeli olduğunu dile getiren Candan, Güneydoğu’daki halkın akrabalarının birçoğunun Suriye’de oturduğunu, sorunun Suriye halkı ile değil Esad rejimi ile ilgili olduğunu belirtti.

MEDYA ARACILIĞI İLE KONUŞULMASIN

Candan, “NATO Türkiye’yi öne sürerek Libya’da olduğunu gibi Suriye’de batırmayı hedefliyor. Burada şu soru çok önemli; Suriye-Türkiye çatışmasında kim haklı çıkar? Bizim Saadet Partisi olarak önerimiz şu; Türkiye ile Suriye medya aracılığıyla konuşmamalıdır. En azından özel görevlendirmelerle Suriye ve Türkiye yetkilileri biraya gelip bir komisyon kurarak öneriler sunulmalıdır. Detaylar masaya döküldüğü zaman haklı olduğumuz daha net ortaya çıkacaktır. Abartıldığı gibi Türkiye’nin sınıra asker yığması doğru değildir. Türkiye’nin öncüğünde Suriye yüzünden, İran’ın, İsrail’in ve Rusya’nın aynı savaşta yer alması, ileri bir görüş değil 3. dünya harbinin çıkışıdır” diye konuştu. Stratejide en önemli noktanın Türk uçaklarının yazılımı olduğuna dikkat çeken Candan, uçaklardaki yazılımların İsrail ve ABD yazılımı olduğunu ifade etti. Batının sicilinin iyi olmadığını aktaran Candan, Kıbrıs Barış Harekatı’nda yazılımları ABD yazılımı olduğu için Türk uçaklarının kendi gemilerini bombaladığına dikkat çekerek, “Bizim uçaklarımız kendimizin olan Kocatepe Fırkateyni’ni batırdı. 50 şehit verdik. Çünkü uçak yazılımlarını ABD yönlendirdi. Böyle olunca Merhum Necmettin Erbakan ASELSAN’ı kurdu ve kendi askeri malzemelerimizi üretmeye başladık. Bu büyük bir adımdır. Bugün uçaklar yine ABD ve İsrail yazımlı uçakları kullanıyoruz. Bu noktada dikkat edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin gündeminin ekonomi ve terör olduğunu kaydeden Candan, “Başbakan terör noktasında meclisteki partileri bu sorunun adını koymak için topladı. Bu Kürt sorunu mu yoksa PKK sorunu mu? Hiçbirisinin elinde doğru dürüst bir proje yok. Açılımdan bahsediliyor ve herkes farklı farklı şeyler konuşuyor. Bizim Saadet Partisi olarak bu noktada bir kısım önerilerimiz var. Bu mücadele 35 yıldır devam ediyor. Bize göre burada önce yapılan yanlışlar tespit edilmelidir. Yanlışları sıralarsak örneğin, bölgedeki devlet kurumları, özelleştirme adı altında satıldı. Çimento fabrikaları, et balık kurumları, madenler gibi. Devlet bölgede sadece jandarma karakollarıyla temsil edilmeye başlandı. Kısacası devlet bölgeden çekildi. Böyle olunca işsizlik arttı, gelir dağılımı dengesizleşti, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı arttı. Vatandaşta kaybedecek bir şeyi olmadığı için dağa çıkıyor” dedi. Terör noktasında dış güçlerin oyun oynadığını ifade eden Candan, başta ABD olmak üzere tüm dış güçlerin PKK’yı desteklediğini söyledi.

KÜRT SORUNU DİYE BİR ŞEY YOK

Kürt sorunu diye bir sorunun olmadığını terör sorunu olduğunu vurgulayan Candan, 1071 yılından bu yana Kürtlerle kardeş gibi yaşandığını, PKK’nın Kürt toplumuna özdeşleştirilmemesi gerektiğini dile getirdi. Candan, “Kürt vatandaşlarımız üzerinden oyun oynanmasına izin verilmelidir. PKK’nın silah bırakması için hükümet çağrı yapıyor. PKK’nın istese de silah bırakma şansı yok. PKK’dan silah bırakması istemesine yerine, ülkenin bölünmez bütünlüğüne zarar vermeden bölge halkının istekleri sıralanmalıdır. İşsizlik ve gelir dağılımı için çalışmalar yapılmalıdır. Adamın kaybedeceği bir şey yok ise çıkacağı yer dağdır. Hükümet ise çözüm önerisi üretmek yerine bölgedeki tarım alanlarını, üretim tesislerin yabancılara satıyor. Bu noktada hükümetin karşısındayız” diye konuştu. Hükümetin Güneydoğu bölgesinde medreseden yetişmiş kişileri Diyanet İşleri Başkanlığına almasını desteklediklerini aktaran Candan, o insanların yöre halkıyla daha iyi iletişime geçeceklerini kaydetti. IMF’ye verilecek olan 5 milyar dolar hakkında da değerlendirmelerde bulanan Candan, “Vatandaş bu olayı yanlış anlıyor. Bizim hazinede 95 milyar dolar var 5’ini de ora veriyoruz şeklinde açıklamalar var. Bu para bizim para değil. Hazinede ne kadar para varsa o kadar tehlikedesiniz demektir. O para yabancılardan toplanıp kriz zamanında kullanılmak için orada duruyor. İkinci husus biz bu parayı yüzde 10 faizle aldık, yüzde 2 faizle veriyoruz. Burada da yüzde 8 zarar ediliyor.” Ahlaki yönden ülkenin iyiye gitmediğine de vurgu yapan Candan, alkol reklamlarının serbest olmasıyla birlikte alkol satışlarının arttığını belirterek, bu şekilde dindar neslin yetişmeyeceğini vurguladı. Candan, azınlıklardan alınan hakların ve gayrimenkullerin geri verildiğini, kapatılan Milli Gençlik Vakfı’nın el konulan mallarının da geri verilmesini beklediklerini sözlerine ekledi.

İBRAHİM ÇİÇEKÇİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.