Meclis Genel Kurulu'nda Alevi-sünni Tartışması

Meclis Genel Kurulu'nda Alevi-sünni Tartışması

TBMM Genel Kurulunun 5. birleşimi saat 14.00'te yoklama ile açıldı. Birleşimi, TBMM Başkanvekili Şükran Güldal Mumcu yönetiyor. Soma'da meydana gelen maden kazalarının araştırılması amacıyla kurulan komisyonun görev süresinin 1 ay uzatılmasına...

TBMM Genel Kurulunun 5. birleşimi saat 14.00'te yoklama ile açıldı. Birleşimi, TBMM Başkanvekili Şükran Güldal Mumcu yönetiyor. Soma'da meydana gelen maden kazalarının araştırılması amacıyla kurulan komisyonun görev süresinin 1 ay uzatılmasına ilişkin tezkere okundu. HDP Grubu'nun Kürt basını ve Kürt basın emekçilerinin öldürülmesine dair Meclis araştırması önergesinin bugün ele alınması önerisi görüşüldü. HDP Grubu'nun önerisi kabul edilmedi.

HDP İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, son on günde toplumsal hareketlerde yaşanan 40'a yakın insanın kaybından ve son olarak Azadiya Welat gazetecisi Kadri Bağdu'nun öldürülmesinden dolayı başsağlığı diledi. Bu cinayetleri işleyen sorumluların yargılanmasını talep eden Tüzel, şöyle devam etti: "'Sokakları kim kışkırttı, şiddeti kim körükledi?' sorusunun yanıtını Hükûmetin söylem ve politikasında aramak gerekir. İki yıldır barış ve çözümü süründürmek, 'Kobani düştü, düşecek.' demek, alakasını kuramamak ve 'Misliyle cevap ve bedel ödeteceğiz.', 'Cezalandırdık.' deyip yargısız infazlar, en son olarak da şimdi, hukuku, temel hak ve özgürlükleri rafa kaldıracak düzenlemeler bu kaosu büyütecektir. Halkı âdeta provoke eden bir politika ve yönetim anlayışı terk edilmelidir. Hükûmet yöneticileri bir kez olsun silah, pala, şiddetle saldıranlara söz söylememiş, göstericiler 'Vandal', saldırganlarsa 'vatansever' sayılmıştır. Lafı getirip bütün muhalefet güçlerini darbecilikle, ihanetle suçlamak, halkı söylemleriyle terörize etmek toplumsal barışa zerrece katkı sağlamayacaktır. AKP Hükûmetine seslenmek istiyorum: 'Çözüm süreci' dediğimiz halkların demokrasi beklentilerini şantaja dönüştürmekten vazgeçin, özgürlükleri fiilî OHAL uygulayarak gasbetmekten vazgeçin, Suriye'de rejim değiştirme sevdasından vazgeçin."

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Bu dönemde birçok Başbakan gördü bu memleket, Menderes'i gördü, Demirel'i gördü, Erbakan'ı gördü, bu memleket Türkeş'i gördü, Mesut Yılmaz'ı gördü ama böyle mezhepçi, böyle etnik kimlik ayıran bir Başbakan asla görmedi." ifadelerini kullandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın ise partilerinin döneminde faşist bir yönetim olsaydı o gazetelerin yazılmayacağını kaydetti. Mehmet Moğultay'ı hatırlatan Aydın, "Siz şimdi utanın, utanın; dün 'Dedeleri yıkacağız:' dediniz şimdi onların ipine sarılıyorsunuz. 'Dedeleri yıkacağınız.' dediniz ya şimdi onların eteğine yapışıyorsunuz. Böyle bir Başbakana 'Etnikçi Başbakan.' diyemezsin, 'Mezhepçi Başbakan.' diyemezsin. Eğer öyle bir lider arıyorsanız onu kendi içinizde arayın. Kalkıp, Dersim için, Dersim'in dahi lafını edemeyen bir genel başkan, Dersimli olmasına rağmen. Ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan Dersim olayından dolayı özür diliyorsa, 'Kürt sorunu vardır.' diyorsa, 'Ermeni olaylarından dolayı bütün Osmanlı tebaasının acısını paylaşırım.' diyorsa, böyle bir adamla ilgili, kusura bakmayın, bu ithamları, bu hakaretleri yapamazsınız. Bunları size yedirirler." diye konuştu.

Aydın'a cevap veren CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de "Şimdi, Reyhanlı'da 52 vatandaşımız öldü, biliyorsunuz. Sizin Hükûmetinizin, Tayyip Erdoğan'ın o zamanki hükûmetinin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun uyguladığı mezhepçi dış politika nedeniyle Reyhanlı'da 52 vatandaşımız patlamada öldü. Sayın Tayyip Erdoğan çıktı, dedi ki: '52 sünni vatandaşımız şehit oldu.' Biz Tayyip Erdoğan'a kadar şehitlerin mezhebine göre ayrıldığını bilmiyorduk, bunu kendisiyle öğrendik. İnsanları etnik kökenine göre ayıran, 'Affedersiniz, bana 'Ermeni' dediler.' diyen Tayyip Erdoğan'ın kendisiydi. Şimdi, 'Eğer Tayyip Erdoğan özgürlükçü olmasaydı siz bu kitapları burada gösteremezdiniz, bu konuşmayı yapamazdınız.' diyor. Şimdi, sosyal medyada şöyle şeyler söyleniyor: Hani, bir miting olsa, gösteri olsa 50 bin kişilik miting meydanında 25 bin kişi öldürülse siz diyeceksiniz ki 'Tayyip Erdoğan diktatör olsa hepsini öldürürdü, yani, bak, 25 bin kişiyi öldürmüş sadece.' Sizin 'özgürlükçü' dediğiniz Sayın Tayyip Erdoğan ve onun halefi, atadığı Başbakan Sayın Davutoğlu evvelsi gün Meclis'e getirmiş olduğu kanun teklifiyle sosyal medyaya, Twitter'a Anayasa Mahkemesi kararları nedeniyle getiremediği yasağı şimdi getiriyor." şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Biz Dersimliyi genel başkan yaptık, siz ne yaptınız? Siz geçtiğimiz günlerde 7 bin okul müdürünü görevden aldınız. Bir tane Alevi, solcu okul müdürü kalmadı. Bir tane solcu, Alevi okul müdürü kalmadı. Size sormak isterim: Bu Alevilerin okuma-yazma oranı en yüksek. Bir tane Alevi vali var mı, merak ediyorum. Bir tane Alevi kaymakam var mı, merak ediyorum. Bir tane Alevi polis müdürü var mı, merak ediyorum. Bırakın onu, bir tane Alevi'yi çöpçü yapıyor musunuz, onu merak ediyorum. Bir tane Alevi'yi işe sokuyor musunuz, merak ediyorum. Bir tane Alevi'yi bırakın, Alevi olduğu için insanları sürgün ediyor musunuz, etmiyor musunuz, insanlar sadece Alevi olduğu için memurları işten atıyor musunuz, atmıyor musunuz? Bunların cevabını vermenizi istiyorum ve bu gerçekle yüzleşeceksiniz." dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.