Kurtulmuş: “Türkiye’nin bütüncül bir anayasaya ihtiyacı var”
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin yeni ve bütüncül bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
İSTANBUL (A.A) - Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Kulübü tarafından düzenlenen ''Ekonomi Zirvesi 2010''un ''Türkiye İçin Risk ve Fırsatlar'' başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin temel yasalarıyla tam demokratik bir ülke olduğunun söylenemeyeceğini ileri sürdü.
Türkiye'deki siyasal sistemin adının da ''bürokratik oligarşi'' olduğunu savunan Kurtulmuş, bu yapıyı oluşturanın da 1961 ve 1982 Anayasası ile Kemal Derviş'in uyguladığı ekonomi modeli olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, Türkiye'de ekonomik kararların üst kurullar marifetiyle alındığını ve milletin bunun içinde bulunmadığını da ifade ederek, milletin egemenliğinin diğer pek çok alanda da var olmadığını iddia etti.
Ülkenin yeni, bütüncül bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdiye kadar yamalı bohçaya dönmüş olan 12 Eylül Anayasası üzerine birkaç tane rötuş yapmak değil ya da daha küçük bir yama koymak değil, bütünüyle millet egemenliğinin tesis edileceği bir yapıyı temin etmek için önce yeni bir Anayasa ile Türkiye işe başlamak zorundadır.''
Türkiye'de 2007 seçimlerinden sonra 411 milletvekilinin oylarıyla kabul edilen anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesiyle, ortaya hukuken bir kördüğüm çıktığını savunan Kurtulmuş, ''Zaten sistemin yapısı bürokratik oligarşidir. Ama buna ilaveten bir kördüğüm çıkmıştır'' dedi.
Kurtulmuş, ''Anayasa Mahkemesinin, görevinin dışına çıkarak, şekil yönünden değil, esas yönünden bir karar alarak 411 milletvekilinin oyuyla geçen anayasa değişikliğini iptal ettiğini'' ifade ederek, ''Bunun hukukta bir tane adı vardır, Anayasa Mahkemesi, parlamentonun üstünde bir senato konumundadır. Bugün, değil 411 milletvekili, mevcut yapı içerisinde 511 milletvekili de bir anayasa değişikliği yapsa, bu anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi toptan iptal edebilir'' diye konuştu.
Bu kördüğümü çözmenin bir tane yolunun bulunduğunu, onun da milletin anayasasını kendisinin yapması olduğunu belirten Kurtulmuş, bunun yapılabileceğini kaydetti.
Anayasa değişikliği teklifine de işaret eden Kurtulmuş, ''Bu anayasa değişikliği, Meclisten geçebilir, referanduma gidebilir. Bizim kanaatimiz, referanduma giderse millet tarafından onaylanacaktır. Ancak eksiktir, geridir. Çağın gereklerini ve Türkiye'yi ileriye taşımaya müsait olmayan bir anayasa ile karşı karşıyayız. Türkiye mutlaka yeni anayasa yapma sürecine birkaç yıl içinde girecektir'' dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin kurumlarının da değişmesi gerektiğini ifade ederek, ülkenin iç politikaya girmeyen bir silahlı kuvvetlere ihtiyacının olduğunu da belirtti.
Siyasal sistemin beyninin, millet olması gerektiğini de dile getiren Kurtulmuş, millet ve devlet kaynaşmasının da önemli olduğunun altını çizdi.
Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomi politikalarını da eleştirerek, son 7 yılda 2.5 milyon çiftçinin tarımı bıraktığını ve 1.5 milyon esnafın da kepenk kapattığını kaydetti. Kurtulmuş, uluslararası sermayenin ekonominin her alanında olduğunu ve artık sıranın Türkiye'deki büyük sermaye gruplarına geldiğini belirtti.
Numan Kurtulmuş, Gelirler İdaresinin de özerkleştirilmek istendiğini ifade ederek, bunun Düyun-u Umumiye'nin geri gelişi anlamına geleceğini söyledi.
Türkiye'de ''Dubai modeli'' ekonominin uygulandığını belirten Kurtulmuş, bu modelin sonuçlarının da görüldüğünü dile getirdi.
Türkiye'deki siyasal sistemin adının da ''bürokratik oligarşi'' olduğunu savunan Kurtulmuş, bu yapıyı oluşturanın da 1961 ve 1982 Anayasası ile Kemal Derviş'in uyguladığı ekonomi modeli olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, Türkiye'de ekonomik kararların üst kurullar marifetiyle alındığını ve milletin bunun içinde bulunmadığını da ifade ederek, milletin egemenliğinin diğer pek çok alanda da var olmadığını iddia etti.
Ülkenin yeni, bütüncül bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdiye kadar yamalı bohçaya dönmüş olan 12 Eylül Anayasası üzerine birkaç tane rötuş yapmak değil ya da daha küçük bir yama koymak değil, bütünüyle millet egemenliğinin tesis edileceği bir yapıyı temin etmek için önce yeni bir Anayasa ile Türkiye işe başlamak zorundadır.''
Türkiye'de 2007 seçimlerinden sonra 411 milletvekilinin oylarıyla kabul edilen anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesiyle, ortaya hukuken bir kördüğüm çıktığını savunan Kurtulmuş, ''Zaten sistemin yapısı bürokratik oligarşidir. Ama buna ilaveten bir kördüğüm çıkmıştır'' dedi.
Kurtulmuş, ''Anayasa Mahkemesinin, görevinin dışına çıkarak, şekil yönünden değil, esas yönünden bir karar alarak 411 milletvekilinin oyuyla geçen anayasa değişikliğini iptal ettiğini'' ifade ederek, ''Bunun hukukta bir tane adı vardır, Anayasa Mahkemesi, parlamentonun üstünde bir senato konumundadır. Bugün, değil 411 milletvekili, mevcut yapı içerisinde 511 milletvekili de bir anayasa değişikliği yapsa, bu anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi toptan iptal edebilir'' diye konuştu.
Bu kördüğümü çözmenin bir tane yolunun bulunduğunu, onun da milletin anayasasını kendisinin yapması olduğunu belirten Kurtulmuş, bunun yapılabileceğini kaydetti.
Anayasa değişikliği teklifine de işaret eden Kurtulmuş, ''Bu anayasa değişikliği, Meclisten geçebilir, referanduma gidebilir. Bizim kanaatimiz, referanduma giderse millet tarafından onaylanacaktır. Ancak eksiktir, geridir. Çağın gereklerini ve Türkiye'yi ileriye taşımaya müsait olmayan bir anayasa ile karşı karşıyayız. Türkiye mutlaka yeni anayasa yapma sürecine birkaç yıl içinde girecektir'' dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin kurumlarının da değişmesi gerektiğini ifade ederek, ülkenin iç politikaya girmeyen bir silahlı kuvvetlere ihtiyacının olduğunu da belirtti.
Siyasal sistemin beyninin, millet olması gerektiğini de dile getiren Kurtulmuş, millet ve devlet kaynaşmasının da önemli olduğunun altını çizdi.
Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomi politikalarını da eleştirerek, son 7 yılda 2.5 milyon çiftçinin tarımı bıraktığını ve 1.5 milyon esnafın da kepenk kapattığını kaydetti. Kurtulmuş, uluslararası sermayenin ekonominin her alanında olduğunu ve artık sıranın Türkiye'deki büyük sermaye gruplarına geldiğini belirtti.
Numan Kurtulmuş, Gelirler İdaresinin de özerkleştirilmek istendiğini ifade ederek, bunun Düyun-u Umumiye'nin geri gelişi anlamına geleceğini söyledi.
Türkiye'de ''Dubai modeli'' ekonominin uygulandığını belirten Kurtulmuş, bu modelin sonuçlarının da görüldüğünü dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.