Kötülüğe engel olamamak
Abdullah İbn Mesud (r.a) şöyle buyurmuştur: “Bir kötülük gördüğünüzde ona engel olamıyorsanız, o işe kalben buğzetmeniz Allah için yeterlidir.”
Ashab-ı Kiram’dan birisi: “Bir kötülük gördüğünüzde ona engel olamıyor ve değiştirmeye gücünüz yetmiyorsa üç defa: “Ya Rabbi! Ben bu kötü işten razı değilim ve bu çok kötü bir iştir. Bu işe buğzediyorum,” desin. Böyle davrandığı müddetçe, Allah (c.c) o kimseye iyiliği emreden kötülükten uzaklaştıran kimseye verdiği sebebi verir.
Amr b. Câriye el-Lahmî, Ebu Muaviye’den şöyle bir haberi rivayet etmiştir. Ebu Muaviye şöyle anlatıyor: Ebu Sa’lebe el Huşenî’ye hitaben,
“Ey iman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza dikkat edin. Siz doğru gittiğiniz takdirde, yanlış yola sapanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır ve yapmakta olduğunuz her şeyi o zaman Allah size bildirecektir. (Maide, 5/105.) ayeti hakkında ne dersiniz diye sordum. Bana cevaben dedi ki:
⁃ Senin bu sorunu ben de Rasûlullah (s.a.v)’a sordum. Bana şöyle buyurdu:
⁃ Ey Ebu Sa’lebe! İnsanlara iyiliği emredip, kötülükten sakındırınız. İnsanların ahireti unutup dünyaya hırs içinde rağbet ettiğini, herkesin kendi fikrini beğendiğini gördüğünde kendini kurtarmaya bak. Sizden sonra sabır gerektiren günler gelecektir. O zamanlarda sizin yaptıklarınızı yapanlar, şu an sizin yaptığınız amellerden elli kişinin yaptığı amel karşılığı kadar sevap alırlar. Ashab akabinde sordu:
⁃ Ya Rasûlullah! Bizden olan elli kişinin sevabı mı yoksa onlardan olan elli kişinin sevabı mı? Rasûlullah (s.a.v) buyurdu ki: “Sizden olan elli kişinin sevabı!” (Hakim, el-Müstedrak, 4/322)
Kays b. Ebî Hâzim şöyle anlatıyor: Hz. Ebubekir (r.a)’den şöyle duydum:
“Ey İman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza dikkat edin. Siz doğru gittiğiniz takdirde yanlış yola gidenler size zarar veremez.” (Maide, 5/105.) ayetinin tefsirini yanlış yapıyorsunuz. Allah’a yemin ederim ki, ben Rasûlullah (s.a.v)’tan şöyle duydum:
“Bir toplulukta günahlar aleni işlenir, orada bulunanlar da bu günahlara engel olmazsa, Allah’ın onlar üzerine azabı pek yakındır.”(İbn Mace, nr. 4405.)
İmanın en zayıf mertebesi kalben buğz etmektir. Elinin ve dilinin gücü yetmediği zaman en azından kalben buğz etmek bizlere emredilmiştir. Toplumumuz içerisinde maalesef her türlü günahı barındırıyor, sıradan vatandaşlar olarak o kötülüğü usulünce düzeltmeye çalışan insanlar varlar. İyi ki de varlar. Yetki makamında oturanlar için ise çok ağır bir yükün altındalar. Bununla mücadele etmek tüm idareciler gibi boyunlarının borcu.
“Kenar-ı Dicle’de Bir Kurt Aşırsa Koyunu,
Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer’den Onu”
Bu edebiyatı yapan yetkililer, gerekeni yapmazlar ise hesapları çok ağır olacaktır.
İyiliği çoğaltanlar, kötülükleri azaltmak için çabalayanlara selâm olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.