Konya’nın bir türlü çözüme kavuşturulamayan meseleleri var.

Ne mesela?

En basiti, zaman zaman hortlayan kötü koku.

**

Basit de değil doğrusu.

İnsanların burnunun direğini kıran bir koku bu.
Geniz yakıyor, mide bulandırıyor.

**

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı, “Kötü koku şikayetini şehrin her yerinden alıyoruz” demişti.

Sadece demekle kaldı, çözüm yine yok!

**

Arıtma Tesisi ile kokunun bir alakasının olmadığını söyledi başkan bey.

Sorunu bir yönüyle yağışlara bağladı.

Yağışlarla birlikte kokunun ortadan kalktığını dile getirdi.

En son, (2019 yılının Aralık ayında) başkan bey, yaptığı açıklamayla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile ortak bir çalışma yürüttüklerini ifade etti.

Ne durumda bu çalışma?

Tamam, araya pandemi süreci girdi. Girmesine girdi de 8 ay geçmesine rağmen bu çalışmada en ufak bir yol alınamadı mı?

**

Geçen gün Karatay bölgesinden yine şikayetler yağmaya başladı.

Şikayetlerin yağdığı gün özellikle Selçuklu Yazır bölgesinde de leş gibi bir koku vardı.

Nedir sayın yetkililer bu kokunun sebebi?

**

Süt, peynir fabrikalarından kaynaklı olduğunu iddia edenler var.

Özellikle Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca bey, kendi ilçesi sınırları içinde yer alan bu fabrikalarla ilgili ekibini harekete geçirdi mi?

Fabrikalar, bir denetime tabi tutuldu mu?

Tutulduysa, konu ile ilgili neden açıklama yapılmadı?

Tutulmadı ise, neden tutulmadı ve tutulmuyor?

Karatay tarafında şikayet diğer bölgelere göre daha fazla.

Yani sorun Karatay kaynaklı.

Meselenin üzerine gidiliyor mu?

**

İnsanlar sıcak günlerde penceresini, balkonunu kapatarak oturuyor.

Bu mesele, şehrin insanını gerçekten bıktırdı.

Karatay bölgesindeki süt ve peynir fabrikalarının bacaları ne sıklıkla denetime tabi tutuluyor?

Konya’da ilgili kurumlar neden sorunu çözemiyor?

Ankara neden konuya sessiz?

Konu halbuki kendilerine de iletildi.

Sonuç?

Yok.

Karatay Belediye Başkanı sayın Hasan Kılca beyden konu ile ilgili bir açıklama yapmasını isterim doğrusu.

İnsanları mağdur etmenin gerçekten bir mantığı yok.

Bu soruna kim çözüm bulacak?

Elini kim taşın altına koyacak?

Sürekli aynı şeylerin yaşanmasından vatandaş, sürekli aynı şeyleri yazıp çizmekten biz bıktık.

Yetkililer, aynı şeyi duymaktan ve çaresizlikten bıkmadı mı?

Böyle bir acziyet gerçekten olamaz, olmamalı.

Bu soruyu da konunun tüm yetkililerine soruyorum.