Kılıçdaroğlu: Ak Parti 12 Yıldır Vatandaşa Değil, Yandaşa Hizmet Etti

Kılıçdaroğlu: Ak Parti 12 Yıldır Vatandaşa Değil, Yandaşa Hizmet Etti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetinin 12 yıldır kendi ceplerini doldurduğunu, vatandaşa değil, yandaşa hizmet ettiğini söyledi. CHP Manisa İl Başkanlığı tarafından Salihli ilçesi Kent Meydanı'nda düzenlenen Büyük...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetinin 12 yıldır kendi ceplerini doldurduğunu, vatandaşa değil, yandaşa hizmet ettiğini söyledi. CHP Manisa İl Başkanlığı tarafından Salihli ilçesi Kent Meydanı'nda düzenlenen Büyük Üzüm Mitingi'nde konuşan Kılıçdaroğlu, herkesin karnının doyduğu, herkesin huzur içinde yaşadığı bir ülke için yola çıktıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Türkiye’yi görüyorsunuz, kaç vatandaşımız öldü. Yine sıkıyönetimler başladı. Geriye dönüyoruz. Yine iş kavgaları başladı. Bütün vatandaşlarımız kendisine sorsunlar, 12 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? 12 yıldır vatandaş iyi bir süre verdi. İktidarı verdi. Vatandaş dedi ki, 'Sana oy veriyorum. Huzur istiyorum, barış istiyorum, kardeşlik istiyorum.' Geldiler, kendi ceplerini doldurdular. Kendilerini zengin ettiler. Vatandaşa değil, yandaşa hizmet ettiler.” dedi.

Dünyanın imrendiği Gediz Ovası’nda olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Her şeyiyle mükemmel bir ovadayız. Burada dünyanın en güzel üzümü üretiliyor. Hani, ovalarında bal var denir ya, orası burasıdır. Burada üretici aile boyu çalışıyor, alınteri döküyor. Elde ettiği ürünü götürüp satmak istiyor. Alan, kaç liradan alıyor? 2 liradan, 2.5 liradan. Kaça mal oluyor? Bunların hepsini size tek tek anlatacağım. Milletvekillerimiz TBMM kürsülerinden üzümü anlatacak. Çekirdeksiz üzümde dünya birincisiyiz. Yaş üzümde dünya 7.’siyiz. Biz bu konuda Salihli çiftçisinin emeğini, alınterini birilerine yedirmemek gibi bir görev üstlendik. Sizin alınterinizi kimseye yedirmeyeceğiz. Size örnek veriyorum. Çekirdeksiz üzümde dünyada bir numarayız. Tıpkı fındıkta olduğu gibi. Peki çekirdeksiz üzümü kaça mala ediyoruz? Sorduk soruşturduk. 40 dönüm sultaniye çekirdeksiz üzüm alanı olan bir çiftçiyi düşünün. Sorduk, gübre 12 bin lira, mazot 7 bin lira, ilaç 9 bin lira, sulama 4 bin lira, işçi ücretleri 2 bin lira, TARSİM için 4 bin lira, diğer masrafları saymıyoruz. 40 bin dönüm bağda üretilen ürünün maliyeti 66 bin lira. 27 ton üzüm elde ediliyor. Kiloya vuruyorsunuz, kilosu 2,5 lira. Maliyet 2.5 lira. Bir kilo sultaniye üzümünün maliyeti 2,5 lira. Diyeceksiniz ki, 'Bu hesabı nasıl yaptınız? Siz Ankara’da masabaşında oturarak mı bu hesabı yaptınız?' Hayır. Bu hesabı siz yaptınız. Salihli’nin köyünde bir çiftimiz yaptı. Hesabımız doğru mu? O hesabı, 12 yıl devlette hesap uzmanlığı yapan bir kişi olarak söylüyorum, ben de kontrol ettim. Bu hesap doğru. 2,5 lira maliyeti. Kaça alıcısı var bunun? 2-2,5 lira arası. Peki diyorlar ki köylü geçinecek. Az önce bir pankart vardı, ‘Köylü milletin efendisidir’ pankartı vardı. Köylüyü milletin efendisi olmaktan çıkardılar. Bunun hesabını sandıkta soracak mıyız? Ben de söz veriyorum, sizin haklarınızın sonuna kadar arkasında olacağım.” diye konuştu.

'PARALAR AYAKKABI KUTULARINDA İSTİF EDİLİYOR'

Salihli’ye gelirken yolda bir üzüm üreticisi tarafından kendisine fatura verildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Geçen yıl çekirdeksiz üzüm satmış 510 kuruşa. Bu yıl 2,5 lira fiyat açıkladılar. Soruyorum, geçen yıldan bu yana neyin fiyatı ucuzladı? İşçinin mi, suyun mu, mazotun mu? Her şeye zam, ürüne gelince fiyat düşüyor. Biliyorum, ayakkabı kutularında istif ediliyor o paralar. Siz hiç merak etmeyin, ben onu çok iyi biliyorum. Gübrenin fiyatını veriyorum 2002’den bu yana. 29 kuruştan 110 kuruşa artmış. Üre, 26 kuruştan 125 kuruşa çıkmış. Beş kat artmış. İlaçlama artıyor, işçilik artıyor. Çiftçinin alacağı para düşüyor. Eskiden bir kilo üzüme 1 litre mazot alıyorduk. Şimdi 2 kilo üzüme bir litre mazot alıyoruz. Sizin alınterinizi dışarıya kaça satıyorlar? 2012 yılında 225 bin ton kuru üzüm elde edilmiş. 520 milyon dolar gelir elde ediliyor. Kilo fiyatı 2 dolar 31 sent. 2013 yılında 216 bin ton kuru üzüm ihraç edilmiş, 490 milyon dolar gelir elde edilmiş, 2 dolar 26 sent kilosu. 2014 yılının ilk 7 ayında 95 bin ton kuru üzüm ihraç edilmiş. 236 milyon dolar gelir elde edilmiş. Fiyatı kilo başı 2 dolar 42 sent. Türk lirasıyla 570 kuruş. Sizden 2-2.5 liraya alıyorlar, 570 kuruşa satıyorlar. Şimdi siz bunun hesabını sormak zorundasınız. Alınterinin karşılığını almak mı istiyorsunuz? O zaman oturacağız, bunun hesabının soracağız ama siz Salihli’de, Manisa’da, İzmir’de her yerde sormak zorundasınız.” şeklinde konuştu.

AK Parti Manisa milletvekillerinin üzüm hakkında verdikleri vaat ve sözleri hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Biraz da mizah yapalım. AK Parti'nin üç milletvekili var burada. Onların da bazı sözleri var. O sözleri de aldık buraya. Üzüm konusunda neler söylemişler? AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş diyor ki, 'Üzümün fiyatı 3 liranın altına düşerse üzümü ben alırım.' Ben söylemiyorum. '3 liranın altına düşerse üzümü ben alırım.' diyor. O zaman deposunu bulun, kuyruğa girin. TARİŞ’e iki buçuğa satacağınıza 3 liraya alıcısı var. Gelsin alsın. Yine Selçuk Özdağ, ‘Devlet tarafından üzüm üreticisine verilen destek, en az 150 kuruş olsun. Bunun için mücadele edeceğiz.’ diyor. Bulun, desteği versin. Hüseyin Tanrıverdi, en güzel lafı bu etmiş, ‘Üreticilerimiz son iki yıldır ortalama 2,5 doların üzerinde satış yapmıştır.’ Var mı böyle bir şey? Yok. Şimdi gelelim çözüm yoluna. Bu işin çözüm yolu, lisanslı depoculuğu getireceksiniz. Uygulamasını getireceksiniz. Gerçek anlamda üreticinin hakkını vereceksiniz. Madem ki kuru üzümde bir numarayız, o zaman fiyatı biz belirleyeceğiz. Çiftçi kaybettiği an toplumda herkes kaybeder. Birileri serbest bölgeye İran üzümü getiriyor ve yurtdışına Türk üzümü diye satıyorlar. O izni kim veriyor? Üstelik kalitesiz bir üzüm. Kim yapıyor bunları? Yeni teknolojiler var." dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Biz TARİŞ’i yeniden çiftçi dostu bir kuruluş hale getireceğiz. TARİŞ size çalışacak. Fiskobirlik'i batırdılar, şimdi TARİŞ’i batırmaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Her açıdan çiftçinin durumu zor. Herkes büyük bir şüpheyle Türkiye nereye gidecek diye bakıyor.”

'ASKER ORTADOĞU BATAKLIĞINDAN ÇIKAMAZ'

Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, “50 kez bu hükümete dedik ki, ‘Dış politikanı düzelt. Düzeltmesen Ortadoğu bataklığına sürüklenirsin. Yapma etme.’ dedik. Her seferinde itiraz ettiler, 'Bu CHP her şeye itiraz ediyor' diye. Oysa biz yönümüzü batıya, uygarlığa çevirmişiz. Elbette Ortadoğu’ya sırtımızı dönmeyelim. Elbette orada akrabalarımız var ama Ortadoğu bataklığına askerimizi göndermeyelim. Asker giderse o bataklıktan çıkamaz. Biz bunu defalarca söyledik ama bizi dinlemediler. Şimdi görüyorsunuz Türkiye’nin içindeki şartları. Doğu, Güneydoğu’da Atatürk'ün heykelleri yakılıyor, Türk bayrağı indiriliyor. Bir toplumun ortak değerleri vardır. Görüşü, inancı, kimliği ne olursa olsun bayrağımıza bağlıyız, Atatürk’e bağlıyız. Çağdaş uygarlığa bağlıyız. Hükümete soruyoruz, ne yapıyorsun sen? Bir şey yaptığı yok. Gittin, IŞİD’in eline silah verdin. Dedik ki, ‘IŞİD'e silah gönderme.’ El Kaide’ye silah gönderdin. El Nusra’ya silah gönderdin. ‘Ben göndermiyorum.’ dedi. TIR’lar yakalandı. Adana’da mahkeme görülüyor ama mahkeme haberlerini yayımlamak yasak. Hükümetin ayıpları ortaya çıkmasın diye. Şimdi bir bataktalar, bataktan çıkmaya çalışıyorlar. Tüm vatandaşlarımıza sağduyu çağrısı yapıyorum. Provokasyonlara gelmeyin. Sağduyulu olmak zorundayız. AK Parti, ülkeyi kan gölüne çevirmek üzere. Ben bunun farkındayım, siz de farkındasınız. Ülkeyi yönetemiyorlar. Önce hükümetin sorun olmaktan çıkması lazım. Onların tek düşündüğü şey cepleri ve yandaşları. Emin olun, ülkeyi düşünmüyorlar. Neyimiz eksik bizim? Her şeyimiz tam. CHP'ye sonuna kadar güvenin. O partiye güvenin. O parti, Türkiye’nin geleceğidir. O parti uygarlıktır. O parti, Türkiye’yi çağdaşlaştırmaya götürecektir. O partiye güvenin, o partinin iktidarında kardeş kavgası olmayacaktır. O partinin iktidarında atanamayan öğretmen kalmayacak, işsizlik olmayacak. Biz bunu yapmak istiyoruz. O yüzden sizin desteğinizi bekliyoruz. Değişim zamanı. Huzurun, kardeşliğin zamanı. Hep beraber güzel Türkiye’yi yeniden inşa edelim. Biz huzurlu Türkiye istiyoruz. Tarlada, fabrikada bereket olsun istiyoruz. Arzumuz, hedefimiz bu.” dedi.

KÖYLÜLER KILIÇDAROĞLU'NUN ÖNÜNE BİR ÇUVAL KURU ÜZÜM DÖKTÜ

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, üzüm mitingi yapacağı Salihli ilçesine giderken de yol üzerindeki üzüm üreticisi köylerde durup sıkıntılarını dinledi. Konvoyunun geçtiği Turgutlu ilçesi Derbent Mahallesi'nde durup bir kahvehanede köylülerle çay içti, dertlerini dinledi. 15 dakika burada kalan Kılıçdaroğlu, tekrar yola çıktı. Kılıçdaroğlu'nun içinde olduğu parti otobüsü, Ahmetli ilçesi Gökkaya Mahallesi girişine geldiğinde de durdu. Bu sırada mahalle girişindeki kalabalık arasındaki CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, "Genel başkanımız geldi, çay ısmarlamayacak mısınız?" diye sordu. Bunun üzerine köylüler, hep bir ağızdan, "Ismarlayacağız!" diye bağırıp Kılıçdaroğlu'na sevgi gösterisinde bulundu. Kılıçdaroğlu'na mahalli ağızla, "Ne iyi ettin de geldin." diyen köylü kadınlar, birlikte fotoğraf çektirdi. Bu sırada köylülerden Ahmet Dinç, mahalle kahvesinin önünde bir çuval kuru üzümü Kılıçdaroğlu'nun önüne döküp, "Geçen yıl kilosunu 5 liraya verdiğimiz kuru üzümü, bu yıl 2 liraya satamıyoruz. Bizden intikam alıyorlar. İhracatçı dolarlarla para kazanıyor, biz doların yüzünü bile göremiyoruz." dedi. Dinç, geçen sene 5 liradan sattığı kuru üzümün faturasını da Kılıçdaroğlu'na gösterip sıkıntılarına çözüm bulunmasını istedi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, "TARİŞ'in size sahip çıkması gerekiyor. Sizin alınterinizden kâr edilmemeli. Biraz sabredin, her şey düzelecek." diye karşılık verdi.

Gökkaya Mahallesi Muhtarı ve mahalle kahvehanesinin sahibi Kadir Türker ise bir tepsi çay getirdi. Tepsiyi Türker'in elinden alan Kılıçdaroğlu, köylü kadınlara kendi eliyle ikram etti. Kılıçdaroğlu, kadınlara torununu anlattı, sohbet etti. Kılıçdaroğlu'nun, "Salihli'ye gitmem lazım, üzümün sıkıntısı orada anlatacağız." sözleri üzerine kadınlar, "Yolun açık olsun. Bize, akşama kadar otur dersen otururuz. İyi ki geldin, sık sık gel." diyerek uğurladı. Köylülerle birlikte bir bardak çay içen Kılıçdaroğlu, daha sonra Salihli'ye gitmek üzere ayrıldı. Daha sonra yol üzerinde bir başka üzüm üreticisi köy olan Mersindere'de de durarak köylülerin sıkıntılarını dinledi. Kılıçdaroğlu'na gezisi sırasında Manisa ve İzmir milletvekillerinin yanısıra Genel Sekreter Tekin, Genel Başkan yardımcıları Tekin Bingöl, Sezgin Tanrıkulu ve Enis Berberoğlu da eşlik etti. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.