İyi yönetilemiyoruz

Saadet Partisi Konya İl Teşkilatı Mayıs Ayı Genişletilmiş İl Divan Toplantısı gerçekleşti. Toplantıya çok sayıda parti yöneticisi katıldı. Toplantının basına açık bölümünde açıklamayı Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Veysel Candan yaptı. Tapuda yapılan kanun değişikliği ile kamu arazilerinin yabancılara satışının önünü açıldığını ifade eden Veysel Candan, yabancıların rahatça Türkiye’den kamu arazisi satın alabileceğini söyledi. Candan, “Bir Yahudi çıkıp GAP’tan toprak satın alabilecek. Bu kanunu değiştirenlere tarih okumalarını tavsiye ediyorum. Abdulhamit’in politikalarını okumalarını tavsiye ediyorum. Abdulhamit bir karış toprağı Yahudilere satmadı. O yüzden iyi düşünülmesi gerekiyor. İktidardakiler ‘arazileri alıp götürüyorlar mı’ diyor. Keşke götürseler bundan iyi olurdu. Bizim yanı başımızda kendi kültürlerini toplumumuza aşılayacaklar” dedi. Devletin borç alarak borç ödediğini söyleyen Candan, 240 milyar dolarlık genel borcun, 1 trilyon dolara çıktığını kaydetti. Borç yüzünden tarihte birçok toprak kaybı yaşandığını ifade eden Candan, borç yüzünden kaybedilen Kıbrıs’ın, 1974’te savaşılarak alındığını dile getirdi.

SATACAK YER KALMADI

Memur maaşları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Candan, “Başbakan’a memur zamları yetersiz denildiği zaman, ‘Yunanistan gibi oluruz’ diyor. Hani dünyada ilk 10 ekonomiden biri olacaktık. Bakınız, Konya’dan örnek veriyorum TÜMOSAN, Eti Alüminyum, Krom Magnezit fabrikaları borç ödemek için satıldı. Elde satılacak bir şey kalmayınca memur zamları kısılıyor, vergilere zam getiriliyor. 19 Mayıs’ı bir hafta kutlayarak, milleti konser alanlarına toplayıp sarhoş yaparak, bankaların para satmasına izin verilerek ekonomi düzelmez” diye konuştu. Bütün hazine arazilerinin belediyeye geçtiğini aktaran Candan, “Hazine arazilerini de belediyeler satarak konser düzenliyor. Milleti toplayarak şarkıcılarla eğlendiriyorlar. 100 bin TL parayı bir şarkıcıya verdikten sonrada belediyeler de para yok diyor. Böyle yöneticilik olmaz. Yine ekonomiden örnek veriyim. 1 milyon araç monte edilmiş 1 tane motor üretilmemiş. 5 bin çeşit zirai ilaç üretilmiş kendi üretimimiz yok. Cep telefonunu dışardan ihraç ediyorsunuz. Rafinerileri satıyorlar yine ses yok. Bunlara dur demenin vakti geldi” ifadelerini kullandı.

DİN ADAMLARININ SESİ ÇIKMIYOR

Zinanın suç olmaktan çıkartılarak, kasaplarda domuz eti satışının serbestleşmesini eleştiren Candan, “AB Bakanı diyor ki ‘biz iktidara geldiğimiz de 2 çeşit rakı üretiliyordu, şimdi 40 çeşide çıktı’ bunları AB için yapıyorlarmış. Bütün bu yaşanan olaylara da bir tane din adamı çıkıp bu yaptığınız yanlış demiyor. 9 tane vatandaşımızı İsrail katletti yine ses yok. Bizim vatandaşlarımızın beyni yıkanmış durumda. Bunu görmüyorlar. Biz Saadet Partisi olarak çalışmalar yapıyoruz yüzde 2 oy alıyoruz. Çünkü vatandaşın geni değişmiş. AKP’liye anlatıyorsun ‘CHP’ye mi verelim’ diyorlar. CHP’liye anlatıyorsun AKP’ye mi verelim diyorlar. 2 parti arasında bütünleşmişler. Gözleri başkalarını görmüyor” dedi.

BATI HAYRANLIĞI VAR

Hükümette aşırı bir batı hayranlığı olduğunu ifade eden Candan, şunları kaydetti: “Başbakan ABD’ye gidiyor. O gelmeden Cumhurbaşkanı gidiyor. Arkasından Genel Kurmay Başkanı gidiyor. PKK ile mücadele ederken ABD’nin bilgisi olacakmış. ABD bize bilgi verecekmiş. Sanki ABD bizi kurtaracak terörden. PKK’yı ABD yok ederse kime silah, uçak satacak? Bunlara inanmayın lütfen. Bir adam yılda 10 defa ABD’ye giderse bu aşırı bir batı hayranlığıdır. BOP projesinin eş başkanlığını yürüten sayın Başbakan, 22 İslam ülkesinin parçalanıp 55’e çıkarılmasını içeren batı projesine ortak oluyor. Bakınız Ortadoğu ne hale geldi. Şimdi de Suriye’de savaşan muhaliflerin tüm silahlarını ABD karşılıyor. Amacı orayı da parçalamak. Türkiye olarak biz de bu oyunda başrol oynuyoruz. Barışçıl siyaset böyle izlenmez. Bugün D- 8 olmuş olsaydı; batıdan ayrı bir nizam olurdu. Bizim de ortak paramız, ortak örgütlerimiz olurdu. En önemlisi dünyada huzur olurdu. Genel bir değerlendirme yaptığımız zaman Türkiye’nin iyi yönetilmediği ortaya çıkıyor.”

İBRAHİM ÇİÇEKÇİ