İtfaiye aracından benzin sıktılar

İtfaiye aracından benzin sıktılar

Rabia Meydanı katliamının canlı tanığı ve İhvan’ın gençlik liderlerinden Ahmet Hasan Milli Gazete’ye konuştu

Rabia Meydanı katliamının canlı tanığı ve İhvan’ın gençlik liderlerinden Ahmet Hasan Milli Gazete’ye konuştu

Mısır’da darbecilerin yaptığı katliamın tanıklarından Ahmet Hasan, yaşadıkları dehşet dolu anları gazetemize anlattı. Askerlerin meydanlarda toplanan direnişçilere rastgele ateş açtıklarını, her türlü baskı ve zorlamaya rağmen darbe karşıtlarının alanlardan ayrılmadığını belirten Hasan, direnişçilerin üzerlerine benzin sıkılarak yakıldığını da söyledi.

Şehitlerin Bedenlerini Yaktılar

Darbecilerin 6 bin 100 kişiyi şehit ettiklerini ve saldırıları kasıtlı olarak gece düzenlediklerini belirten Hasan, “Saat 3 gibi ikinci saldırıya başladılar. Tank ve buldozerlerin yanında itfaiye araçları da vardı. Biz ilk önce bu araçların yangın çıkarsa müdahale için geldiklerini düşündük. Sonra dehşetle fark ettik ki itfaiye araçlarından çadırlara benzin sıkılıyor. Sonra bu çadırları yaktılar ve şehitlerin bedenleri yanmaya başladı. Akıl almaz bir vahşet anıydı o an. Televizyonlarda gördüğünüz ambulansları İhvan ayarlamıştı ve meydandaydılar. Asker ambulans filan getirmedi. Bizim ambulanslarımız da alandan çıkartılmayınca çok sayıda yaralı bu ambulanslarda vefat etti” dedi.

M. Mustafa Uzun

Ahmet Hasan abi ile son Gazze saldırıları esnasında tanışmıştık. İsrail bombardımana devam ederken Gazze’ye girmiştik ve Hasan abi Cansuyu Derneği adına Mısır’dan aldığımız 20 kamyon ve tır dolusu yardımı organize etmişti. Sonra yeryüzünün tek hafız Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, İsrail’in güvenliği ve Batılıların çıkarları için ahlaksız bir darbe ile devrildi. Biz yine Cansuyu Derneği adına kardeşlerimize yardıma koştuk. Cansuyu Dışilişkiler sorumlusu Şerafettin Mollaoğlu ile beraber Ramazan ayı içerisinde gittiğimiz Rabia Meydanında eylemlere katıldık, Ahmet Hasan abi ile kucaklaştık ve hayırsever vatandaşlarımızın Mısır’daki kardeşlerine gönderdiği yardımları ulaştırdık. 6100 katledildiği saldırıdan sonra uzun bir süre Ahmet Hasan abiden haber alamadık. Meydanda şehit edilenlerden birinin o olduğunu düşündük. Sonra Şerafettin abi sağ ve güvende olduğunu söyledi. Dün ise Mısır’dan kaçarak Türkiye’ye geldi. İdamla yargılanıyor. Onurlu, dimdik, cesur bir İhvan gençlik lideri kendisi. Söyleşiyi tıkanarak yaptık. Gözleri doldu, biz dayanamadık. Çok soru belirlemiştim, soramadım. O, o anları anlattı. Buyrun, ey Ümmet. Kardeşlerimiz böyle katledildi.

Saldırı esnasında Rabia Meydanındaydınız. Zor ama anlatır mısınız o anları?

Sabah 7’ye çeyrek kala saldırı başladı. Rabia Meydanının bütün girişlerinden saldırdılar. Gençler meydan girişlerine barikat olsun diye bazı şeyler yığmıştı. Bunları tanklar ve buldozerler ile ezerek saldırdılar. Tepemizde helikopterler vardı. Her tarafı dumana boğdular ve saldırı başladı.

Karşı koydunuz mu?

Hayır. Gençler; “Biz silahlı değiliz. Barışçıl gösteri yapıyoruz” diye slogan atarken ilk onları vurdular. Her şey bir anda başladı. Her şeyi planlamışlardı. İlk saflardaki gençler arkadaşlarının katledildiğini görünce taş atmaya başladılar. Bunları da hemen vurdular. Biz bir taraftan yaralıları ön saflardan geriye çekmeye ve hastanelere götürmeye çalıştık. Katledilenler genelde başlarından ve kalplerinden, göğüslerinden vuruldular. Beyinleri dışarıdaydı ve biz o saldırı esnasında onları toplamaya çalışıyorduk.

6100 Kişi Şehit Edildi Gençler ne yaptı?

Müthiş bir olay oldu. Askerler hedef gözetmeksizin ateş açınca bir grup genç askerlere karşı slogan atarak; “Biz barışçıyız. Silahımız yoktur. Bize kurşun verecekseniz kafamıza tek kurşun sıkın” dediler.  Askerlere doğru kafalarını işaret ederek yürüyen bu gençlerin hepsi bir anda vuruldu.

Saldırı ne kadar devam etti?

Bu ilk saldırı öğleye kadar devam etti. Biz saldırının durduğunu düşündük. Hala meydandaydık. Yaralıları hastanelere taşımaya devam ettik. Şehitleri bir araya toplayıp saymaya başladık.

İlk saldırıda kaç kişi şehit oldu?

Bizim meydanda sayabildiğimiz tam 2600 şehit vardı. Biz artık saldırmayacaklar diye düşünürken meğer askerler sabahtan beri sıktıkları kurşunlar bittiği için dur emri almışlar. Mermiler gelince yine vurmaya başladılar. Toplam şehit sayımız 6100 oldu. Yaralılar 20 bini geçti. 20 Bin civarında da insanı tutukladılar. Sabah namazı vaktinde meydanda olan 50 Bin civarındaki insanın hemen tamamı ya şehit, ya yaralı ya da esir düştü.

İtfaiye Araçları Su Değil Benzin Sıktı

2. Saldırı ne zaman başladı?

Saat 3 gibi ikinci saldırıya başladılar. Tank ve buldozerlerin yanında itfaiye araçları da vardı. Biz ilk önce bu araçların yangın çıkarsa müdahale için geldiklerini düşündük. Sonra dehşetle fark ettik ki itfaiye araçlarından çadırlara benzin sıkılıyor. Sonra bu çadırları yaktılar ve şehitlerin bedenleri yanmaya başladı. Akıl almaz bir vahşet anıydı o an. 

Yaralıların durumları nasıldı?

Televizyonlarda gördüğünüz ambulansları İhvan ayarlamıştı ve meydandaydılar. Asker ambulans filan getirmedi. Bizim ambulanslarımız da alandan çıkartılmayınca çok sayıda yaralı bu ambulanslarda vefat etti.

Hastanelerde ayrı bir kıyım yaşanmış.

Evet. Rabia Meydanındaki o sizinle beraber girdiğimiz büyük hastaneye girdi askerler önce. Hastaneyi derhal boşaltma emri verdiler. Doktorlar ameliyat başındaydı. Yaralıların kimisinin kalbi, kimisinin kafası açıktı. Doktorlar bu emre itiraz edince; “Siz de bunlar gibi mi olmak istiyorsunuz?” diye tehdit edildiler önce. Doktor ve hemşireler itiraz etmeye devam edince resmen yaralılara saldırdılar ve birkaç yaralıya kurşun sıkarak katlettiler. Herkes bağırmaya başladı. O anda 10 tane doktor ve hemşire katledildi. Askerler dışarı çıktılar ve itfaiye araçları hastaneye benzin sıkmaya başladı. Siz de gördünüz, o hastane tamamen yakıldı. İçeride çok sayıda yaralı vardı, kaçamadı. Çok sayıda doktor ve hemşire de orada can verdi.

Meydandaki diğer hastanede de aynı tablo yaşandı. Orayı da yaktılar ve orada da doktorlar da, yaralılar da şehit edildi. Yaralı bir genci sırtına alıp kaçırmak isteyen bir kadın doktorun elinden yaralıyı alıp kafasına kurşun sıkarak şehit ettiler. O kadın doktorun psikolojisi bozuldu ve şu anda evinden çıkmıyor, kimse ile konuşamıyor.

Çok Arkadaşım Şehit Oldu

Sizin de yakınlarınızdan şehit olan var mı?

Çok. Çok arkadaşım ve dostum, akrabam şehit oldu. (Göz yaşlarını tutamıyor) Bir arkadaşım vardı, düştü yaralandı. Eniştesi onu omuzuna aldı ve hastaneye götürmek isterken onu da helikopterden ateş açarak vurdular. İkisi de şehit oldu.

Meydanı ne zaman terk ettiniz?

Onların bütün vicdansız saldırılarına rağmen meydanı terk etmedik. Sabah 7’de 50 bin kişi vardı alanda. Bunlar ya şehit oldu, ya yaralı ya da esir. En son buldozerler ile alana girip meydandaki her şeyi söküp atmaya başlayınca geride kalanlar ve kadınlar mecburen ara sokaklara girdiler. Tankların üstünden bize; “Ya gideceksiniz, ya öleceksiniz” anonsları yapılıyordu. Meydandaki şehitlerin naaşlarına saldırdılar. Ordu, meydandaki naaşları kamyonlara doldurup götürmeye başladı.

Siz hala meydanda mıydınız?

O esnada meydandaydık ve direniyorduk. Alanı terk etmemiştik. Şehit olmayı bekliyorduk. Her şeyi kaydettik. Gençler askerlere gidip şehitleri taşımak için izin istediler. Bunları derhal vurdular. Bir süre sonra izin verdiler. Biz alandaki şehitlerden 300 kadarını İman mescidine taşıdık. Çoğu yanmıştı, pek azını tanıyabildik. Çoğu tanınmaz haldeydi. Kafalarından vurulmuştu ve beyinleri akmıştı. Direkt başları hedef alınmıştı. Sonra askerler oraya da saldırdı ve şehitlerin naaşlarını kamyonlara doldurarak götürdüler. Bize korku vermek istediler, biz cesaret bulduk. Bizi yıldıramazlar.

Yaralıların Kafasına Kurşun Sıkıp Katlettiler

Rabia Meydanından kurtulan yaralıların bazıları ara sokaklarda katledildi. Bunlar da kaydedildi. Hastanelerde yaralılar tutuklandı. Doktorlar kan kaybından öleceklerini söylediklerinde onlar; “Biz de zaten bunu istiyoruz” dediler. Bir yaralı ayağındaki kurşundan dolayı bağırıyormuş. Asker sesten rahatsız olup onu kafasından vurarak şehit etmiş.

Ertesi gün sabah Ordu ve Baltacılar çöp kamyonları ile alana girdiler. Meydandaki bütün çadırlarla beraber çadırların içinde ve altındaki kömürleşmiş şehit naaşlarını da çöp kamyonlarına doldurup Kahire Askeri Akademisinin arkasında çukurlara gömdüler.

Bütün bu olanlardan sonra Mısır halkı size nasıl bakıyor?

Bizi biliyorlar. Bizim mazlum olduğumuzu biliyorlar. Bu gösterileri sadece İhvan yapmadı. Vicdanlı herkes oradaydı.  Askeri rejimi istemeyen herkes oradaydı. Bugün devam eden gösterilerde de hemen hemen en fazla %3’ü İhvan’a aittir o kalabalıkların. Halk bizi biliyor ve mağduriyetimizi de biliyor. Bize destek veriyor. Bu nedenle zaten iktidarı bize teslim etmişti, şimdi daha büyük bir sevgi mevcut.

Türkiye’nin tavrına nasıl bakıyorsunuz?

Türk halkı her zamanki gibi zalimden değil mazlumdan yana tavır aldı. Bu güzel insanlar zalimlerin değil bizim yanımızda oldular. Mısır’da Müslümanlar Türkiye’yi zaten seviyordu, şimdi bu sevgi kat kat arttı. Türkiye’de yapılan gösteriler bize büyük moral verdi, büyük güç verdi. Sisi ve yandaşları Arabistan’ın, Bahreyn’in, Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanlarında olduğunu söylerken biz de Türkiye’nin bizim yanımızda oluşunun gururunu yaşadık.

Bu süreçte sizi en fazla ne üzdü?

Sisi’nin ihaneti üzdü. Biz ona hiç kötülük yapmadık. O kendisine iyilik yapanları değil hainleri seçti. Mursi’nin yüzüne hep güldü. Bazen ayetleri sorardı. “Bunu nasıl yorumlamalıyız” derdi. Mursi’nin arkasında namaz kılardı. Darbeye kadar hep yüzüne güldü. Sonra ihanet etti. Onu asla affetmeyeceğiz. Bizi aldattı. Binlerce insanı acımasızca katletti. Allah’ın laneti üzerine olsun. İnşallah o bu yaptıklarının karşılığını bu dünyada da görecek.

İnşallah.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.