İslamlaştırma gayreti
Rus uçağı, Suriye’de angajman gereği - haklı olarak - Türk uçakları tarafından düşürülmüştür. Bunu hazmedemeyen Rus lideri Putin, Türkiye’yi tehdit etti ve Türkiye aleyhinde bir dizi tedbir aldı. Bu arada Türkiye’yi suçlamaktan geri kalmadı ve şu şekilde iddiada bulundu: “Türkiye IŞİD'e destek vermekte ve ondan petrol almaktadır. Bu ülkede idarecilerin Türkiye’yi İslamlaştırma gayreti var.”
Putin, aldığı yumruğun etkisiyle kinini ve Rusya’nın kadim düşmanlığını bu şekilde kusarak, Batı’yı kışkırtmayı Türkiye’yi karıştırmayı amaçlamıştır. Bu kadim düşmanlık zaman zaman nüks edeceğini unutmayalım ve ona göre tedbirimizi alalım. Atalarımız ne güzel söylemiş: “Kâfirden dost domuzdan post olmaz.”
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda muhtarlarla bir araya geldi ve bu asılsız iddialara şu şekilde cevap verdi: “Yetkili makamlarda olanlar diyorlar ki: “DAİŞ'ten, Türkiye petrol alıyormuş,” çok ayıp, yazıklar olsun. Türkiye'nin, şu anda petrolünü, doğalgazını aldığı yerler bellidir, DAİŞ'ten bizim bu şekilde petrol aldığımızı iddia edenler bu iddialarını ispatla mükelleftir. Aksi takdirde bu ülkeye kimse iftira atamaz. Ben onları müfteri olmakla sıfatlandırırım. Biz DAİŞ'in eylemleriyle gelir kaynaklarıyla mücadele içerisindeyiz. “Bu ülkede idarecilerin Türkiye’yi İslamlaştırma gayreti var.” Bunu nasıl söylersin. Türkiye’nin yüzde 99’u Müslüman’dır. Böyle bir ifade nasıl kullanılır?.”
Türkiye istediği kadar “DAİŞ’le mücadele etsin, Sayın Erdoğan ve zihniyeti iktidarda olduğu müddetçe bu yaftadan kurtulması mümkün değildir.
Size bir anekdot anlatayım: Oniki Eylül 1980 darbesinde üç- beş din dersi öğretmeni tutuklanmış ve sürgün edilmiş. Öğretmenler, yerinde kalmaları için o dönemin komutanına başvurmuş ve şöyle demişler:
“Komutanım biz Atatürkçüyüz, kararnamemizi durdur.” O da peki demiş, “Cumhuriyet bayramı yaklaştı, her biriniz Atatürk ilkelerinden birini anlatın.”
Onlar da gereğini yapmışlar. “Gördün mü komutanım, biz böyle Atatürkçüyüz, kararnamemizi durdurun” demişler.
Komutan. “Yok, evladım, siz Atatürkçü değilsiniz, haydi gidin yeni yerlerinize” demiş.
Kadim düşmanların diyeceği budur. Onun için oyuna gelmemeli, IŞİD’e karşı misliyle mukabele edilmeli. Çünkü düşmanlık ve dostlukta ölçülü olmalı, gün gelir, düşman dost olabilir, gün gelir dost düşman olabilir. Suriye’deki guruplar bizim komşumuzdur. Buna göre bir strateji geliştirilmeli.
Putin’in, “Bu ülkede idarecilerin Türkiye’yi İslamlaştırma gayreti var” sözü düşmanlığın odak noktasıdır. Tarih boyunca garp ile aramızda yapılan bütün savaşların odak noktası bu gerçek olduğu asla unutulmamalı. Mesela Moğolların Abbasileri, Batı’nın Osmanlı Devletini yıkmasının sebebi budur.
Türkiye, hilafeti kaldırmak, laik olmak ve İslam’ı karşısına almakla kadim düşmanların düşmanlığından kurtulabildi mi? Dinlerine tabi olmadıkça onlar asla Türkiye’den razı olmazlar.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (Bakara: 120)
Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.