Irak’ta rüşvet kol geziyor

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’ne “Irak’ta Son Durum” hakkında bilgi veren N.E.Ü. Ahmet Keleşoğlu İlâhiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Şehabettin Kırdar, Irak tarihini Osmanlı Devleti’nin son dönemleriyle birlikte ele alarak değerlendirdi. Kerkük asıllı Dr. Şehabettin Kırdar, Osmanlı coğrafyasındaki olayları ancak akıllı insanların anlayıp kavrayabileceğini belirterek İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’nın toparlandığını fakat İslam dünyasının henüz kendine gelemediğini hatırlattı. Irak’ın 1920’de İngiltere mandası altına girdiğini ve Şerif Hüseyin’in kardeşi Kral Faysal’ın kukla olarak Bağdat’ta ilk kral olduğunu ve petrolün de 1927’de Kerkük’te keşfedildiğini söyleyen Dr. Şehabettin Kırdar, 1958 yılında General Abdülkerim Kasım darbesi ile Irak'ta krallığın sona erdiğini ve Cumhuriyetin ilân edildiğini söyledi. 1959’un Temmuz’unda Türkmenlere yönelik bir katliam yapıldığını ve kendi akrabalarının da bu katliamda öldüğünü ifade eden Kırdar, 1963’de Baas Partisi mensubu Albay Abdülselam Arif ve subaylarca darbe yapılarak General Kasım’ın idam edildiğini ve sonra daha başka darbelerin yapıldığını söyledi. Saddam Hüseyin’in 1968’den sonra parti ve ordu içerisinde yükselerek dizginleri ele geçirdiğini, 72’de İngilizlerin kovulduğunu ve Saddam’ın 1979'da Devlet Başkanı Ahmet El Bekir'i kansız bir darbeyle devirerek yönetime el koyduğunu belirten Kırdar, gelişmeleri su şekilde özetledi:

SADDAM, IRAK’TA BÜYÜK KATLİAMLAR YAPTI

“Saddam, 1979-80 arasında Şiiler, Türkmenler ve Kürtlerde büyük bir katliam yapıyor. Kerkük’te 60 kişi Turancılıkla suçlanarak mahkemesiz asılıyor. Şiilerin lideri Mukteda Sadr’ın dedesini asıyor. 88’de Halepçe’de kimyasal silah kullanarak katliamlar yapıyor. 1980 yılında başlayan ve 8 yıl süren Irak-İran savaşında Kuveyt emirliğinin, 90’lı yılarda Irak kuyularından gizlice petrol çektiğinin anlaşılması üzerine Cidde’de yapılan bir toplantıda Kuveyt Emiri, konuşmasında “Sizin paralarınızı selpak yapıp tuvaletlerde kullanacağız, karılarınızı dolarla satın alacağız” vb. ağır hakaretlerde bulunması üzerine Saddam, ertesi gün Kuveyt’e giriyor. 1991’de de Amerika tarafından Körfez Savaşı’yla birlikte Irak işgal ediliyor.”

IRAK’TA RÜŞVET VE YOLSUZLUK KOL GEZİYOR

Kerkük’ten 1991’de Konya’ya geldiğini ve 95’te vatandaşlık aldıktan sonra Irak’taki son gelişmeleri de ele alan Kırdar, Saddam’dan sonra Irak’ta bütün fabrikaların kapatıldığını ve sanayisinin bittiğini belirterek hükümet kuran ve bakan olan şii partilerin ileri gelenlerinin yolsuzluk yaptıklarını ve İran’a aktarılan paranın 127 milyar dolar olduğunu söyledi. İran’ın malları Irak’ta selsebil diyen Kırdar, şu ifadelere yer verdi: “Irak’ın üzerine Amerika ekonomik olarak çökmüş, İran da siyasi olarak çökmüş. Hülasa hırsızlık dizboyu ve hiç yatırım yok. Irak’ta rüşvetsiz bir şey yapamazsınız. Bağdat’ın yüzde 60’ı şii, yüzde 40’ı sünni. 2003’ten 210’a kadar sünni bırakmadılar. Şiiler halka illallah dedirtmişler. Ayaklanmalar üç ay önce Basra’da başladı. O ayaklanmayı çok acımasız bir şekilde bastırdılar. Sonra halk galeyana geldi. Herhangi bir ayaklanma Irak’ı kurtaramaz. Çünkü Irak, İran’ın elinde. İran kolay kolay Irak’tan vazgeçmez. Ama bu ayaklanmalarda şii-sünni terimi ortadan kalktı ve “Iraklı” terimi getirildi. Ayaklanmalarda sloganlar artık “Ne Şii ne Sünniyiz. Biz Iraklı’yız” oldu. Bu gençlerin de arkasında kimlerin olduğunu kimse bilmiyor. Ama Amerika destekliyor. Amerika, önce Irak’ı karıştırdı şimdi de İran’ı karıştırıyor. Meram Uluslararası Gençlik Akademisi gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap kısmından sonra HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Dr. Şehabettin Kırdar’a dernek sekreteri Mehmet Altuntaş ile birlikte hediye takdim etti.

HABER MERKEZİ