Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Hıristiyan Savaşcılar

Hıristiyan Savaşcılar

Nereye gidiyoruz yazı serisi

Büyük çoğunluğu ahlak bozucu, seyredenleri (özellikle çocukları) şiddete, cinayete, şehvete yönlendiren TV’ler, bazen ciddi yayınlar da yapabiliyorlar. Bir gün kanallar arasında gezinirken yatak odamıza kadar giren bir yabancılaştırılmış kanalda, “HIRİSTİYAN SAVAŞCILAR” adında bir belgesele takıldım.

“Evangelist Hıristiyanlar” kiliselerde, değişik toplanma merkezlerinde toplanıyorlar ve İsrail hayranı Hıristiyan olarak yetiştiriliyorlardı. Bu insanlar, İsrail’in gayelerini yerine getirebilmesi için kendilerinin nasıl fedakârlık yapabileceklerini heyecanla anlatıyorlardı.

Yüzde 99’unun Müslüman olduğu ülkemizde “Müslüman savaşçılar” adıyla bir çalışma yapmak veya yapılan çalışmaları tanıtmak hiç de kolay bir iş değilken ve yapanların hemen takibata alınacağı bilindiğinden, belki bu “Hıristiyan savaşçıları” programı bu film nedenle belki ülkemizde takibata alınmasını bekledik. Ama boşuna…

ABD’de, sürekli çalışan İsrail hayranı, Hıristiyan savaşçılar yetiştiriyor, bu hareket ABD’de engellenmiyor, kiliseler tarafından aforoz edilmiyordu. Bir de üstüne üstlük bu çalışmalar bizim ülkemize getiriliyor, bir ulusal kanalda milletimize takdim ediliyordu. Ve bu adamlar, kendi kurdukları ve finanse ettikleri (El-Kaide – IŞİD gibi) gibi güya Müslüman kuruluşları Avrupa ülkelerinde “terörist” ilan ediyorlardı.

24.si̇yon-yildizi-i̇çi̇nde-haç.jpg

HIRİSTİYAN SAVAŞCILAR

Konunun kahramanı iki genç kız, Hıristiyan savaşçısı olduklarını heyecanla anlatıyorlardı. Bu arada 3 000 kişilik bir okulun diploma merasimine benzer bir etkinlik gösteriliyor, bu işlerin yöneticisi durumundaki Papaz, bu genç Hıristiyanlara ne yapmalarını, nasıl çalışmalarını anlattıktan sonra onları “kutsuyor” ve bu gençler başlarında keplerini çıkartarak hep birlikte havaya atıyorlar ve “Hıristiyan savaşçıları” oluyorlardı.

Kendisiyle röportaj yapılan yönetici Papaz; “Hıristiyan savaşçısı” olmanın önemini vurguladıktan sonra; “Biz Hıristiyan Evangelist’leriz. Canımızı, İsrail’in başarısı için adadık. Çünkü kıyametten önce bir büyük savaş çıkacak. Bu savaşta çok kan akacak. Bizler bu savaşta İsrail’in yanında yer alacağız ve onların başarısı için çalışacağız. Zira bu büyük savaştan sonra “Mesih” gelecek. Bizler Mesih’in idaresinde bütün dünya’ya hâkim olacağız” şeklinde açıklamalar yapıyordu.

Nitekim programın bir bölümünde, ellerinde küçük İsrail ve ABD bayrakları olan değişik yaşlardaki erkek ve kadın Hıristiyanlar, Kilise’de toplanmışlar bir taraftan bayrakları sallıyorlar bir taraftan da coşku içerisinde ilahiler söylüyorlardı.

Bu arada İsrail’in, Filistin ve Gazze katliamını yapan tecavüzlerine karşı beddua eden Filistinli Müslüman kadınların feryatlarını ekrana getiriliyor, hemen yanı sıra Yahudilerin son sistem silahlarıyla savaştaki durumları gösteriliyordu.

BUNLARA KİM KARŞI KOYACAK

Elin ABD’li papazı, işte insanları ve özellikle gençleri, savaşçı ruhuyla ve birer savaşçı olarak yetiştiriyordu. “Hıristiyan savaşçılar  “ABD eski Dış işleri Bakanı Condoleezza Rice’nin da belirttiği üzere 22 Orta Doğu ülkesinin yani Türkiye’de dâhil İslam ülkelerinin sınırlarını deştireceklerini açıkça söylüyor, o günün “Hıristiyan savaşçıları” bu günden en azından ruhen birer savaşçı olarak hazırlanıyorlardı.

Bu ideolojilerle yetiştirilen “Hıristiyan savaşçıları”nın karşısında, Orta Doğu insanı yani Müslüman ülkelerin gençlerinin durumları nedir? Bu ülkelerin gençleri, yarın üzerlerine gelecek bu cani ruhlu insanlara karşı mücadele edebilecek ruh ve özelliklerde yetiştirilmekte midirler?

Ne yazık ki hayır. Çocuklarımız hala iddiasız ve ideolojisiz yetiştirilmekte; “At, at, tut. Tut, tut, at” tekerlemeleriyle hayata hazırlanmaktadırlar. Bir kısım gençlerimiz ise içe kapanık dershaneler ve kurslar içerinde hepsi birer “boğazlanacak koyun” şeklindedirler.

Atalarımızın yıllarca ayakta kalmalarını ve cihana hâkim olmalarını sağlayan prensip olan, “İster isen sulh-u salah, hazır ol cenge” esası bugün gençlerimizin lügatinde (sözlük) yer almamaktadır.

İŞİN GERÇEĞİ NEDİR

Yıllarca konu hakkında ilmi incelemeler yapan, uzak görüşlü bir büyüğümüz (Prof. Dr. Necmettin Erbakan) bu konuda diyor ki; “Hıristiyanlık âlemi bugün Irkçı Emperyalist, İsrail tarafından kuşatılmış bulunmaktadır. O halde İsrailiyatı veya diğer adıyla Irkçı Emperyalizmi iyi tanımamız, iyi bilmemiz gerekir. Onu anlamadan bugünkü Hıristiyanlığı anlamamız mümkün değildir.

Son üç asırdan beri (takdir-i İlahi) maddi güç “ırkçı emperyalizmin” eline geçmiş bulunuyor. Bunların maddi güçleri sebebiyle dünyamız, saadet dünyası yerine bir fesat dünyası haline dönmüş, kan ve gözyaşından geçilmez olmuştur.

Asırlarca dünya yüzünde saadet dünyasını kuran atalarımız gibi bizim de, bu asırda saadet dünyasını kurmaya çalışmamız gerekmektedir. Zira Irkçı emperyalizmin şerrinden tüm insanlığı koruyabilmemiz için bir taraftan maddi ve manevi güç hazırlarken diğer taraftan da kötülüklerin karşısına, iyiliklerle çıkmamız gerekir ki, insanlık onların tarafında değil iyiliklerin ve güzelliklerin tarafında yer alsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi