Her Söze Kanmayın
Çocuklarla yazı serisi
Sevgili çocuklar,
Sizin yüzünüz gibi duygularınız da ter temizdir. Kendiniz böyle ter temiz olduğunuz için karşınızda ki insanları da kendiniz gibi zannedersiz. Hâlbuki onların çoğu bozulmuşlardır ve sizi aldatmak, kandırmak için uğraşırlar.
Bu tip insanlara çok dikkat etmelisiniz. Ülkemizde duyguları ile oynanan, tatlı sözlerle ve basit hediyelerle kandırılan o kadar çok çocuk var ki…
Bunun için her kese, her konuşulana ve her size yapılan vaade (iyilik yapmak) inanmayın. Anne veya babanıza danışmadan hiçbir şey yapmayın. Onlar ne diyorlarsa ona göre hareket edin.
Mevlana hazretleri de aşağıda anlatacağım kıssada temiz yüzlü ve temiz yürekli bir tüccarın güveni, çok sevdiği papağanı tarafından nasıl kötüye kullanıldığını göstermektedir.
SEYEHATE ÇIKAN TÜCCAR
“Ticaretle uğraşan bir adamın güzel bir papağanı vardı. Bir gün bu tacir (tüccar) işi gereği Hindistan'a gitmek için yol hazırlığına başladı.
Cömertliği ile tanınan bu tüccar, köle ve cariyelerine tek tek Hindistan’dan ne istediklerini sordu. Her biri ayrı ayrı istekte bulundu. Bu cömert ve iyi kalpli tüccar onların isteklerinin hepsini not aldı.
Sıra çok sevdiği papağana geldi. Ona da; ''Ey güzel kuşum, sen ne istersin?'' dedi.
Papağan, ''Hindistan’da ki papağanları görünce, halimi onlara anlat. Papağanımın size selamı var, de. Sizi özlediğini ve kurtuluşu için çare bulmanız konusunda yardımcı olmanızı istiyor de.'' dedi.
Tüccar, papağanın selâmını ve mesajını oradaki dostlarına götürmeyi de kabul ederek yola koyuldu.
Günlerce yol aldıktan sonra, Hindistan'ın öbür ucuna vardı.
Ağaçların üzerinde papağanları görünce, kendi papağanı aklına geldi. Atını durdurarak onlara; Evde, kafeste beslediği papağanın selâmını bildirdi. Söylemesini istediği sözleri, bir bir aktardı.
Tüccar sözlerini bitirir bitirmez, oradaki papağanlardan biri, birkaç kere titredi. Nefesi kesilerek, kaskatı oldu ve düşüp öldü.
Tüccar bu durumu görünce söylediğine pişman oldu. Kendi kendine,
''Bir canlının ölümüne sebep olarak günaha girdim. Bu papağan, benim papağanımın ya bir yakını ya da çok candan seveniydi, galiba.'' diye düşündü.
Tüccar, Hindistan'daki alışverişini bitirerek birkaç ay sonra memleketine döndü. Herkesin istediklerini birer birer onlara teslim etti. Papağan, ise tüccarın hediyeleri dağıtmasını kafesinden izliyordu. Tüccar papağana döndü ve;
PAPAĞAN FIRSAT KOLLUYOR
''Sevgili kuşum! Bana öyle bir iş yaptırdın ki, sana uyup da nasıl böyle bir cahillik yaptığıma hâlâ yanmaktayım. Bin pişman oldum ama pişmanlık neye yarar?'' dedi.
Papağan bu sözleri duyunca olanları daha çok merak etti. Sevgili kuşunun ısrarlarına dayanamayan tacir, olanları başından sonuna bir bir anlattı.
''Söylediğin yere gittim. Dostlarına selâmını ve söylediklerini aktarınca içlerinden biri, senin gönderdiğin haberin üzüntüsüne dayanamamış olacak ki düşüp öldü. Bu durumu görünce çok pişman oldum. Ne gelir ki elden? Bir kez söylemiş bulundum'' dedi.
Tüccarın anlattıklarını dinleyen kafesteki papağan da, önce titredi, sonra kaskatı kesildi. Kafeste kendini yere attı.
Tâcir kendi güzel papağanının da aynı şekilde düşüp öldüğünü görünce, aklı başından gitti. Ağlayıp sızlanmaya ve dövünmeye başladı. Başındaki külahını yere atarak,
''Ey güzeller güzeli papağanım. Hoş sesli kuşum, yoldaşım, sırdaşım. Ne oldu sana? Neden bu hale geldin?'' diye feryat etti, ağıtlar yaktı.
Ölü papağanı, üzüntüyle kafesin içinden çıkarınca, papağan birden canlanıp uçtu. Yüksek bir dala kondu. Tacir kuşun bu durumuna şaşırdı kaldı. Başını kaldırıp,
''Ey güzel papağanım! Ben bu işten bir şey anlamadım. Sen bu hileyi nereden öğrendin? Böylece benim canımı yaktın'' dedi. Papağan konduğu yerden cevap verdi:
''Sevgili efendim! Hindistan'daki o kuş, yaptığı hareketle bana yol gösterdi. Selâmımı alınca düşüp ölmüş gibi yapması, bana öğütledi. Söz söylemeyi, neşelenmeyi bırak. Çünkü sen, güzel sözler söylediğin için o kafesin içerisine hapsedildin. Kurtulmak için kendini ölü gibi göster. Esirlikten kurtul demek istedi.” dedi.
Papağan, ''Allaha ısmarladık'' diyerek kanat çırptı, uçtu, gitti.
Sevgili çocuklar,
Sizin yüzünüz gibi duygularınız da ter temizdir. Kendiniz böyle ter temiz olduğunuz için karşınızda ki insanları da kendiniz gibi zannedersiz. Hâlbuki onların çoğu bozulmuşlardır ve sizi aldatmak, kandırmak için uğraşırlar.
Bu tip insanlara çok dikkat etmelisiniz. Ülkemizde duyguları ile oynanan, tatlı sözlerle ve basit hediyelerle kandırılan o kadar çok çocuk var ki…
Bunun için her kese, her konuşulana ve her size yapılan vaade (iyilik yapmak) inanmayın. Anne veya babanıza danışmadan hiçbir şey yapmayın. Onlar ne diyorlarsa ona göre hareket edin.
Mevlana hazretleri de aşağıda anlatacağım kıssada temiz yüzlü ve temiz yürekli bir tüccarın güveni, çok sevdiği papağanı tarafından nasıl kötüye kullanıldığını göstermektedir.
SEYEHATE ÇIKAN TÜCCAR
“Ticaretle uğraşan bir adamın güzel bir papağanı vardı. Bir gün bu tacir (tüccar) işi gereği Hindistan'a gitmek için yol hazırlığına başladı.
Cömertliği ile tanınan bu tüccar, köle ve cariyelerine tek tek Hindistan’dan ne istediklerini sordu. Her biri ayrı ayrı istekte bulundu. Bu cömert ve iyi kalpli tüccar onların isteklerinin hepsini not aldı.
Sıra çok sevdiği papağana geldi. Ona da; ''Ey güzel kuşum, sen ne istersin?'' dedi.
Papağan, ''Hindistan’da ki papağanları görünce, halimi onlara anlat. Papağanımın size selamı var, de. Sizi özlediğini ve kurtuluşu için çare bulmanız konusunda yardımcı olmanızı istiyor de.'' dedi.
Tüccar, papağanın selâmını ve mesajını oradaki dostlarına götürmeyi de kabul ederek yola koyuldu.
Günlerce yol aldıktan sonra, Hindistan'ın öbür ucuna vardı.
Ağaçların üzerinde papağanları görünce, kendi papağanı aklına geldi. Atını durdurarak onlara; Evde, kafeste beslediği papağanın selâmını bildirdi. Söylemesini istediği sözleri, bir bir aktardı.
Tüccar sözlerini bitirir bitirmez, oradaki papağanlardan biri, birkaç kere titredi. Nefesi kesilerek, kaskatı oldu ve düşüp öldü.
Tüccar bu durumu görünce söylediğine pişman oldu. Kendi kendine,
''Bir canlının ölümüne sebep olarak günaha girdim. Bu papağan, benim papağanımın ya bir yakını ya da çok candan seveniydi, galiba.'' diye düşündü.
Tüccar, Hindistan'daki alışverişini bitirerek birkaç ay sonra memleketine döndü. Herkesin istediklerini birer birer onlara teslim etti. Papağan, ise tüccarın hediyeleri dağıtmasını kafesinden izliyordu. Tüccar papağana döndü ve;
PAPAĞAN FIRSAT KOLLUYOR
''Sevgili kuşum! Bana öyle bir iş yaptırdın ki, sana uyup da nasıl böyle bir cahillik yaptığıma hâlâ yanmaktayım. Bin pişman oldum ama pişmanlık neye yarar?'' dedi.
Papağan bu sözleri duyunca olanları daha çok merak etti. Sevgili kuşunun ısrarlarına dayanamayan tacir, olanları başından sonuna bir bir anlattı.
''Söylediğin yere gittim. Dostlarına selâmını ve söylediklerini aktarınca içlerinden biri, senin gönderdiğin haberin üzüntüsüne dayanamamış olacak ki düşüp öldü. Bu durumu görünce çok pişman oldum. Ne gelir ki elden? Bir kez söylemiş bulundum'' dedi.
Tüccarın anlattıklarını dinleyen kafesteki papağan da, önce titredi, sonra kaskatı kesildi. Kafeste kendini yere attı.
Tâcir kendi güzel papağanının da aynı şekilde düşüp öldüğünü görünce, aklı başından gitti. Ağlayıp sızlanmaya ve dövünmeye başladı. Başındaki külahını yere atarak,
''Ey güzeller güzeli papağanım. Hoş sesli kuşum, yoldaşım, sırdaşım. Ne oldu sana? Neden bu hale geldin?'' diye feryat etti, ağıtlar yaktı.
Ölü papağanı, üzüntüyle kafesin içinden çıkarınca, papağan birden canlanıp uçtu. Yüksek bir dala kondu. Tacir kuşun bu durumuna şaşırdı kaldı. Başını kaldırıp,
''Ey güzel papağanım! Ben bu işten bir şey anlamadım. Sen bu hileyi nereden öğrendin? Böylece benim canımı yaktın'' dedi. Papağan konduğu yerden cevap verdi:
''Sevgili efendim! Hindistan'daki o kuş, yaptığı hareketle bana yol gösterdi. Selâmımı alınca düşüp ölmüş gibi yapması, bana öğütledi. Söz söylemeyi, neşelenmeyi bırak. Çünkü sen, güzel sözler söylediğin için o kafesin içerisine hapsedildin. Kurtulmak için kendini ölü gibi göster. Esirlikten kurtul demek istedi.” dedi.
Papağan, ''Allaha ısmarladık'' diyerek kanat çırptı, uçtu, gitti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.