Hepsi Bu mu?
Ey İnsan!
"Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, ama en büyük âlem sende gizlidir." Hz. Ali
Hayatımızın rotasını düşüncelerimiz belirler. Hayatı verimli kılmanın önemli gereklerinden biri, olumlu düşünmektir. İnsan isterse yapar ... Kendini küçük görse de bir çok hüneri vardır..
Doğru düşünebilmek için “Hepsi Bu mu?” dedik. Tabi ki de hayır!
Ne olursa olsun insan kendisinin terapisti olabilmeli, kendi kendisini motive edebilmeli. Mutlu olmak için küçük sebepleri bir kenara itmemeli, bilakis küçük de olsa küçük görmeden o sebebe sarılırsa kendisine “dar kapı” ların açıldığını görecek ve yaşayacaktır.
Mevlana der ki; “Kardeşim. Sen düşünceden ibaretsin, geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün, gülistan olursun. Diken düşünürsün, dikenlik olursun.”
Olumlu düşünmenin ana kaynağı doğu felsefesi olsa da batı bilmi de bu işe hâlihazırda etkileşimlidir. Beyin ve algıya bağlı olarak kas koordinasyonunun uyumu gibi zihin ve beden arasında etkileşim vardır. Zihnimizdeki olumlu düşünceler bedenimizde / davranışlarımızda olumlu sonuçları oluşturur. Pozitif düşünce, olumsuzluklara razı olmayan, her koşulda yapabilecek iyi bir şeylerin olduğuna inanan ve böylece insan yaşamını olumlu yönde etkileyen düşünce tarzıdır. Başarmak ve hayatı tekdüzelikten daha yaşanılır hale getirmenin yolu pozitif düşünmekten geçiyor. Bu prensip, hayatta güçlü olmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen her insan için gerekli olan temel düşünce tarzını anlatır. Güçlü bir insan olmak için sınırlayıcı düşüncelerden kurtulmalı ve büyük düşünmeliyiz. Bu düşüncemizi gerçekleştirmek için olumlu düşüncenin motivasyonundan yararlanmalıyız. Geçmişin sıkıntılarından ve geleceğin kaygılarından kurtularak şimdiye odaklanmalıyız. Sadece güçlü ve başarılı bir insan olmak mutlu olmaya yetmez. Bunun için diğer insanlara yararlı ve yardımcı olmalıyız. İçimizdeki kin ve nefretten kurtulmak için affetmeli, sahip olduklarımızın değerini bilip yüce Allah’a şükretmeliyiz.
Tolstoy kendimizi toparlamaya ihtiyacımız olduğuna vurgu yapar; “Hayat bizi resmen dört işlemle sınar; gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini” der.
Bir gün iki çocuklu bir aile gezintiye çıkarlar. Çocuklardan biri yorulur ve babasının kendisini kucağına almasını ister. Baba da yorgun olduğunu söyler. Çocuk ağlamaya başlar. Baba bir tek kelime söylemeden ağaçtan bir dal keser, dalı bıçakla düzeltir ve oğluna verir. “Al oğlum sana güzel bir at" der. Çocuk sevinçle ata biner ve sıçrayarak, ata vurarak evin yolunu tutar. Baba gülerek kızına döner ve:
"İşte hayat budur kızım. Bazen zihnen veya bedenen kendini çok yorgun hissedeceksin. İşte o zaman kendine değnekten bir at bul ve neşe ile yoluna devam et ... Bu at, bir arkadaş, bir şarkı, bir şiir, bir çiçek, bir çocuğun tebessümü olabilir."
Etrafa bakıp da böyle bir atı arayan herkes bulabilir. Şunu daima hatırlayınız ki, hayatın ne kadar zor olduğunu düşünürseniz, hayat bir o kadar imkânsızlaşır.
Unutmayalım!... Geminin rotasını kaptan belirler. Hayatımızın rotasını düşüncelerimiz. Bireylerin pozitif yaşamalarını sağlayabilecek bir rota belirleyebilmeleri “zihin denizi”nde gerçekleşecektir. Bu deniz sende ve senin “rota”na rüzgâr olanlarda. Aslında bu rüzgar kültürel birikimle (okumak ve mizah duygusu birikimi),cesaretle ve hedefli olmakla (idealist) mümkündür. Pozitif düşünceye bir şans verin; kaybedecek bir şey yok ama kazanacağınız çok şey var.
Sizi Leonardo da Vinci’nin güzel bulduğum şu sözüyle baş başa bırakıyorum. “Engeller beni yıldıramaz. Her engel beni daha iyiye doğru kaçınılmaz bir değişime iter. Gözünü bir yıldıza dikmiş kişi, kararını değiştirmez.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.