"Hdp, Talan-yağma Ve Ölüm Kararı Verdi; İnsanlık Suçu İşledi"

"Hdp, Talan-yağma Ve Ölüm Kararı Verdi; İnsanlık Suçu İşledi"

Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, HDP'nin demokratik protesto ve dayanışma kararı vermediğini belirterek "Talan-yağma ve ölüm kararı verdi; insanlık suçu işledi." dedi.    Güneydoğu başta olmak üzere ülkenin...

Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, HDP'nin demokratik protesto ve dayanışma kararı vermediğini belirterek "Talan-yağma ve ölüm kararı verdi; insanlık suçu işledi." dedi.

    Güneydoğu başta olmak üzere ülkenin değişik şehirlerinde baş gösteren sokak olaylarını Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendiren Güçlü, HDP tarafından Kobani'ye destek ve dayanışma gerekçesiyle taraftarları ve üyelerinin sokağa çıkmasını talep etmesinin demokratik gösteriler için verilmiş karar olmadığını vurguladı.

    "Demokratik bir siyasi partinin, kendi üyelerine sokağa çıkın demesinden öteye, somut demokratik protesto ve dayanışma biçimini göstermesi gerekir. Demesi gerekirdi ki 'Biz şu şu tarihlerde, şu şu şehirlerde ve alanlarda miting yapacağız.'" diyen Güçlü, mitinglerde kimleri, hangi güçleri ve devletleri protesto edeceğini; kimlerle dayanışma içinde olacağını da açık ve şeffaf bir biçimde ifade etmesi, kararında belirtmesi gerektiğini kaydetti.

    HDP'nin bunu yapmadığını ve aldığı kararla demokratik protesto ve dayanışmadan öteye, talan ve yağma kararı vermiş olduğunu dile getiren Güçlü, şöyle devam etti: "2 günlük olaylar ve gelişmeler de HDP kararının demokratik protesto ve dayanışma kararı olmadığını, talan ve yağma kararı, insanların öldürülmesini teşvik etme, iç çatışmayı körükleyici karar olduğunu ortaya koydu. HDP’nin Kobani’ye destek ve dayanışma gerekçe göstererek aldığı kararın, herhangi bir alanda bir miting ve gösteri ile gerçekleşmediği görüldü. Sokağa çıkan PKK/HDP taraftarları, demokratik gösterilerin ötesinde, yolları kapattılar. İnsanların günlük yaşamını felç ettiler. Etrafa korku saldılar. Otobüsler yaktılar. Dükkanları yaktılar. Dükkanları yağmaladılar. Bankaları yaktılar. Otelleri yaktılar. Butikleri yaktılar. Okulları ve dershaneleri yaktılar. Kuyumcu dükkanları talan ettiler ve soydular. Bunlar yapılırken, özellikle PKK'ya oy vermeyenlere yöneldiler. PKK'lı olmayan derneklere, HÜDA-PAR taraftarı derneklere saldırdılar, orada insanların ölümüne yol açtılar."

    "HDP YÖNETİCİLERİ İNSANLIK SUÇU İŞLEDİ"

    19'un üzerinde insanın öldüğünü hatırlatan Güçlü, on yıllar sonra yeniden yarı sıkıyönetim ilanına sebep olunduğuna dikkat çekti. Olup bitenlere bakıldığı zaman HDP yöneticilerinin insanlık suçu işlediklerinin hemen görüleceğini vurgulayan Güçlü, "HDP'nin aldığı karar demokratik bir karar değildir. Şiddeti ve terörü teşvik eden bir karardır. HDP ve yöneticileri bu olanların hesabını nasıl verecekler?" ifadelerini kullandı.

    "PKK/HDP bir devlet projesi olarak, Kürtlerin demokratik tarzda kendi kaderini kendi iradesiyle tayin etmesini engellemek istediği de bir gerçek." diyen Güçlü, "Bütün bu gerçeklerin yanında, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Atatürk büstünün kırılmasından ve Türk bayrağının yakılmasından dolayı üzüntülerini belirtti. Ama 19 insanın ölümünden, dükkanların talan edilmesinden, iç çatışmanın yaratılmasından üzüntü duyduğunu belirtmeyi gerekli görmedi. Demirtaş'ın açıklamasından, Atatürk büstünün kırılması ve Türk bayrağının yakılması dışındaki tüm eylemleri tasvip ettiği de açığa çıkıyor. Demirtaş ve örgütü bunun hesabını nasıl verecektir? Son gelişmelerin, derin bir stratejinin hayata geçirilmesi olduğu görülmektedir. Yani Kemalist devlet uykusundan uyanmaya başlamıştır. En önemli aracı ve projesi olan PKK'yı harekete geçirmiştir." diye konuştu.

    "PKK/HDP'NİN YAPTIĞI ÜZÜMÜ YEMEK DEĞİL BAĞCIYI DÖVMEK"

    Olup bitenlerin derin bir stratejinin sonucu olduğunu dile getiren Güçlü, bunun sorumlusunun da PKK olduğunu söyledi. Kobani'yi desteklemek için Kürtlerin demokratik bir tazda sokağa çıkmaları, mitingler yapmaları kadar doğal bir şey olmadığını belirten Güçlü, "PKK/HDP’nin bu yolu seçmeyerek, kriminal bir yolu, insanları gelişi güzel sokağa çıkarması, bundan da amaç, yıkıcıların sokağa salınması anlamına gelir. Açık ki PKK/HDP'nin yaptığı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Kandil eğer Öcalan MİT ilişkilerinden memnun değilse ve bunu bozmak istiyorsa halka ve halkın malına zarar vermesine gerek yok. Başka siyasi gerekçeler bulabilirdi. Ama bütün bu olup bitenlerden, PKK/HDP'nin derin bir stratejiye hizmet ettikleri gerçeği yanında, uyuyan derin güç odaklarının da harekete geçtiğini ortaya koymaktadır. Kemalistlerin ve CHP’lilerin el birliğiyle PKK/HDP’yi desteklemesi bu derin strateji görüşümüzü fazlasıyla doğrulamaktadır. Bölgedeki İran ve Suriye sömürgeci devletlerinin, onun destekleyicisi olan uluslararası güçlerin (Rusya, Çin) bu durumdan memnun olduklarından da şüphe yok. Son 2 günde ortaya çıkan gelişmeler, PKK/HDP’nin eylemleri, Kobani’deki halkımızın davasını da kirleten bir gelişmelerdir. PKK’nın bu tutum ve davranışlardan hızla vazgeçmesi gerekir." şeklinde konuştu. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.