Abdullah Leblebici

Abdullah Leblebici

Hayaller başka, gerçekler ise bambaşka

Hayaller başka, gerçekler ise bambaşka

Malum medyamızın gazı ile çıktık Portekiz maçına. Öyle bir hava estirildi ki, maçın mutlak favorisi bizdik.

Ne yazık ki hayaller başka, gerçekler ise bambaşka oluyor. Daha maçın başlarında Portekiz öyle akıllı saha paylaşımı yaptı ki, kendi sahamızdan çıkamadık. Uzun toplarla çıkmak istedik, atılan her top ya taca gitti ya oyuncularımız kontrol edemedi ya da Portekiz’ li oyunculara attık.

Nitekim daha maçın 15. Dakikasında direkten dönen topu hantal kalan defansımız seyredince kalemizde golü görüverdik. 

Uğurcan’ ın ligde ki kalitesini asla tartışmam. Ligimiz vasatın altında olduğu için Uğurcan da ön plana çıkıyor, çok kaliteli bir kaleci görüntüsü veriyor.

Aynı Uğurcan Uluslararası maçlarda berbat. Bunu ifade edince sitem ediyorlar. Gerçekler nedense acı geliyor. 

Müdafaa hattımız Portekiz’ in hareketli forvetleri karşısında çok yavaş kaldı. 

Bin bir zahmetle kazandığımız topları o kadar kolay kaybediyoruz ki evlere şenlik. Burak Yılmaz çok yavaş hemen önündeki oyuncuya bile pres yapmaktan aciz, daha önce de ifade ettim Burak’ a hizmetlerinden dolayı teşekkür etmek vakti geldi geçti diye ama her ne hikmetse yine ilk onbir de sahaya çıktı.

Portekiz gibi çok iyi pres yapan ve koşan takım karşısında ayağa kısa paslar ile çıkmamız gerekirken, uzun toplarla etkili olmaya çalışmak anlaşılır gibi değil.

Maçın 25. Dakikasından sonra biraz toparlandık, birkaç etkili pozisyonumuz oldu ama golü bulmaya yetmedi.

Milli takımın başarılı olması için çok koşması, pres yapması ve rakip sahaya çıkması gerekirken, ilk yarı itibariyle bunu yapamadık. Portekiz gibi hareketli bir takım karşısında üçlü savunma yapmak da neyin nesi. 

Portekiz sahamıza çok çabuk geldiği gibi çok çabuk da geri dönüyor. Biz ise ne hızlı çıkabildik ne de hızlı geri dönebildik.

Nitekim bunun ceremesini 42. dakika da çektik. İkinci golü yedikten sonra ümitlerimiz bir anda yok oldu. İlk yarı da 2-0 tamamlandı.

Gerçekçi olalım, Portekiz, ilk yarı itibariyle bizden çok iyi, özet olarak diyebilirim ki, ekran başında bizler, saha da ise defansımız maçı birlikte izledik.

KOŞMAYI ÖĞRENMELİYİZ

Bu ifademe katılmayanlar olabilir, hepsine saygı duyuyorum, futbolda başarılı olmak için çok koşmalısın. Milli takım başarılı olmak için önce koşmayı öğrenmeli.

İkinci yarı da hem bazı oyuncularımız değiştirilir hem de oyun anlayışımız değişir diye ümit ediyordum ama ne yazık ki ikinci yarıya da pas hataları ile başladık. 

Nasıl bir oyun anlayışımız var bilemedim, topu kazanırken canımız çıkıyor, buna rağmen ışık hızı ile kaybediyoruz.

66. dakika da ilk defa organize bir atak yaptık ve karşılığını alarak biraz olsun umutlandık.  Skor 2-1’e gelince rakibin ataklarını daha ileri de karşılamaya başladık ama 4-5 dakika sonra yine yavaş oyuna döndük ve topun hakimiyetini Portekiz’ e bıraktık. Kondisyonumuz çok düşük, yorulduk. 

83. dakika da Enes’ in ayağına ceza sahası içinde ayağına vurulunca VAR dan uyarı geldi ve hakem penaltıyı verdi. 84. Dakika da topun başına Burak geçti ve dışarı attı maç da burada bitti.

90 artı 4’deki yediğimiz golün bir önemi kalmadı.

Sporseverler neden başarılı olamıyoruz diye kafa yoruyor, başarılı olmak için zihniyet ve kafanın değişmesi lazım. 

Mevcut federasyon yönetimi değişmeden, köhne kafalar gitmeden yani zihniyet değişmeden başarılı olmak mümkün değil. 

Kabul edelim, “Hayaller başka, gerçekler ise bambaşka” 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdullah Leblebici Arşivi