Güreş sporuna  adanmış bir hayat

Güreş sporuna adanmış bir hayat

İşitme Engelliler Milli Takım Antrenörü Necmettin Yılmaz güreş ile geçen ömrünü Merhaba Gazetesi’ne anlattı. Yılmaz “ Ömrüm yettiğince güreşe hizmet edeceğim “ dedi

GÜREŞLE NASIL TANIŞTINIZ ?

 

1964 Ağrı doğumluyum  askerliğimi Erzurum Hasankale’de yaptım.  Güreşle de askerliğimi yaparken tanıştım. Aslında daha önce de karakucak olarak amatörce güreşiyordum arkadaşlarla.  Askerde de güreşirken bölük komutanım Ahmet Tekin beni gördü.  Bana “ Necmettin sen iyi pehlivan olursun. seni karakucak güreşine gönderiyim. Benim kardeşimde güreşçi” dedi. Bende “Komutanım ben istemiyorum” dedim. Askerliğimi  bitirdikten sonra Konya’ya geldim. 

23 yaşında lisansla güreşe başladım

Daha sonra bir karar verdim ve Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü’ne gittim. O zaman müdür Necati Yeğenoğlu idi.  Necati Yeğenoğlu ile görüştüm. Kendisine “ Müdürüm ben güreşi seviyorum ve güreşçi olmak istiyorum” dedim.  O da “ Peki o zaman gel seni güreşe başlatalım” dedi. Öylelikle güreşe 23 yaşında başlamış oldum. Büyükşehir Belediyespor’da  güreşmeye başladım ve 1996 yılına kadar devam ettim.  Yetenekliydim ve lisanslı olarak spora yeni başlamama rağmen tecrübeli güreşçi gibi güreşiyordum.

DAHA SONRA ANTRENÖR OLDUM

1996 yılında  Büyükşehir Belediyespor büyükler güreş takımı dağıldı. Kulüp Başkanı Hasan Oğuz vardı. “ Necmettin, büyük takım dağıldı. Altyapıda da hoca kalmadı sen hocalık yap” dedi.  Ben de “ Başkanım benim diplomam yok” dedim. “ Ben seni gönderirim kurslara” dedi.  Böylelikle antrenörlük hayatım da başlamış oldu.  1996 yılında antrenörlük kursun başvurdum ve Ankara’da 20 gün kurs aldım. O zamanlar  Rus Şahmuradov var. Kursu ondan aldık ve 1997 yılında belgemizi alarak antrenörlüğe resmen adım atmış olduk.

Daha sonra 1998 yılında güreş hakem kursu açıldı Konya’da. 50 kişilik katılımdan sadece 3 kişi kursu başarı ile bitirerek hakem olduk.  Daha sonra milli olduk. 17-18 sene hakemlik antrenörlük yaptım.  Daha sonra güreşe 5-6 sene ara verdim.

ARADAN SONRA TEKRAR  DÖNDÜNÜZ MÜ?

Bu süreç sonrasında Büyükşehir Belediyespor Kulüp Başkanı Cevdet İşbitirici beni davet etti. altyapının başına geçmemi istedi. O süreçte bunu kabul etmedim ancak daha sonra baktım ve bir güreş sevdalısı olarak güreşin gelişmesi için kulübe giderek göreve başladım. 7-8 yıl alt yapıda çalıştım ve ulusal, uluslararası çapta birçok şampiyonluk elde eden güreşçilerim oldu. 50’ye yakın milli sporcu çıkardım.  Minik takımlarda Türkiye 2.’si olduk.  İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un ardından 2. olduk. Bizim için bu büyük başarı. Çünkü biz 11 kişiyle katılırken İstanbul Büyükşehir Belediyespor 33 sporcu ile şampiyona katılmıştı.

SİZCE ANTRENÖRLÜK NEDİR ?

Antrenörlük sadece sporcuya teknik taktik öğretmek değildir.  Tek tek okulları gezerek yetenekli sporcuları bulup kulübe getiriyordum. Sporcuya baba gibi davranmak lazım. Antrenmanlarda çocuklara dikkat ediyordum. Morali bozuk canı sıkkın bir sporcuyu gördüğüm zaman hemen kenara çekip konuşurum. “ oğlum ne derdin var anlat bakiyim” diyorum “ hiç hocam” diyor.  “Oğlum anlat bakiyim” diyorum ve dertlerine çare olmak için elimden geleni yapıyordum. Bu şekilde birçok çocuğa destek oldum. Aileleri ile sürekli iletişim halinde oluyorum.  İşte antrenörlük öyle bir düdük çal teknik göster tamam bitti ile olmuyor.  

BUNDAN SONRA SENİN BABAN BENİM   

Birgün antrenman yapıyoruz  sporcularla. İsmini vermek istemediğim  bir çocuğumuz bana uzaktan “Ne yapıyorsun lan hoca” dedi.  Çocuğu yanıma çağırdım. Neden böyle söylediğini  sordum.  Daha sonra öğrendim ki  çocuk yeni mahallede yaşayan  babasız bir sporcu. Orada çocuğa “bundan sonra senin baban benim dedim.  Sen yeteneklisin kabiliyetlesin dedim. Her türlü yardımı ederim sana” dedim. Bu çocuğumuz şimdi milli takımda  her sene derece çıkarıyor. Annesi dua ediyor.  “Benim çocuğumu kötülüklerden uzak tuttun. Oğlum güreşçi olmasaydı şimdi bataklıkta olacaktı” diye bize hayır duada bulunuyor. Bu tarz çocuklarımızı Türk güreşine sporuna kazandırmak benim için bir şereftir.  Bu tarz insanlarımıza yardımcı olmak lazım.  Onlara yaklaşıp derdiyle dertlenmek lazım belki kötü alışkanlıkları bırakmasına vesile olursunuz       

GELECEK İÇİN DÜŞÜNCELERİNİZ NELER ?

İki senedir milli takım antrenörlüğü yapıyorum 14-15 yaş kategorisinde.  Balkan şampiyonluğu yaşadım. Şimdi de işitme engelliler milli takımında antrenörlük yapıyorum.  Bu çocuklarımıza bir şeyler öğretmek benim için bir şereftir.  Uluslar arası arenada bayrağımızı dalgalandırmak benim için bir şereftir.  Ölene kadar güreşe hizmet etmek istiyorum.

İşitme engelliler biraz duygusal. Normal insanlardan biraz daha hassas oluyorlar.  Mesela sen birine güreşle ilgili bir oyun gösterdin diğerine göstermediğin zaman o sporcu senin gözünün içine bakıyor.  Yani niye bana göstermiyorsun dercesine. Anlayacağınız ekstra ilgi bekliyorlar.  Onlarla çalışmak benim için bir sevaptır.  Onlara her türlü yardımı etmek minderde minder dışında  olsun benim için büyük mutluluk.  Halil Karaçor hocamla beraber inşallah iyi bir derece çıkartmak için çalışıyoruz.

OLİMPİYATLARA HAZIRLANIYORUZ

Bu sene Samsun’da olimpiyat şampiyonası var Temmuz ayı içerisinde. Birinci kampımızı  Niğde Demirkazık’da bitirdik. İkinci kampımıza 17 Nisanda Ankara Eryaman’da yapacağız. 3.  Kamıpmızı tekrar Eryaman’da 4. Kampımızı  Niğde Demirkazık’da yapacağız. 5. Ve son kampımızı  şampiyonanın yapılacağı Samsunda yapacağız.  Kamp sürelerimiz 17 günlüktür.  17 gün sonrasında sporcularımıza 1 hafta izin veriyoruz.

 İşitme engelli güreşçilerimiz hem greko romen hem de serbestte güreşebiliyor. Bu sene olimpiyatlarda 10 sıklette  en az 8 tane madalya bekliyoruz inşallah. Toplamda 20 güreşçiden 15-18 madalya bekliyoruz inşallah.

GÜREŞ SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR

Güreş peygamber sporudur.  Benim yaşam tarzım. Ancak son dönemde  ülkemizde güreşe olan ilgi ve yatırım azaldı.  Konya’da Selçuklu Belediyespor ve Konya Büyükşehir Belediyespor şimdilik altyapıda iyi giden kulüplerimiz  bunun yanında birkaç kulübümüz daha var.  İnşallah Konya etiketli birçok güreşçi yetiştirmek istiyoruz.  bu spora gönüllü hizmet eden birçok hocamız var bunlardan birisi de benim inşallah ömrümüz yettiğince bu spora hizmete devam edeceğim.

İLGİNÇ BİR ANINIZI PAYLAŞIR MISINIZ ?

Güreş yaptığım yıllarda Seydişehir’de kamptayız. Orada Medaş’ın çalışanları var direk dikiyorlar tabi yapılı onlarda. İşçilerden biri “Yav siz güreşçi misiniz diye bize laf attı. Arkadaşımız Bilal Demirhan var kulakları çınlasın ağzı iyi laf yapar.  Evet sen de güreşir misin diye işçiye sordu. İşçi de ben sizi yenerim dedi.  Peki o zaman sen bizi boş ver şu küçük adamla güreş diyerek beni gösterdi. 48 kilodayım en küçük sıklette benim.  Adam “ Ya ağabey bırak şimdi bunu ben mahvederim” dedi. Bilal de “ Ya sen güreş bir şey olmaz” dedi. Adam iyi hırslandı.  Ağırlığı 120 kilo falan var.  Adamla çayırda güreştik.  Şöyle beş on dakika adamı  yordum baktım film bitti. Sonra onu boyunduruğa aldım. Güreşi bilenler bilir meşhurdur boyunduruk.  Sağa sola attım ama bırakmıyorum.  Zorla elimden aldılar.  Bu olayın sonrasında sabah karşılaştık arkadaşla. Beni görünce “ Yav git arkadaş sizinle güreşilmezmiş” dedi   

VETERANLARDA DÜNYA 3.’SÜ OLDUM

2005 yılında Veteranlar Dünya Şampiyonasına Sırbistan’a  gittim. Beş maç yaptım 50 yaşındayım ozaman ve 46-50 grubunda yarışmak zorunda kaldım yani kendimden genç güreşçilerle güreştim.  3. Oldum. Art arda iki maç yaptım 3.maçta yoruldum ancak her şeye rağmen 3. Oldum. Şampiyonaya tekrar gidersem derece yapacağıma inanıyorum.                   

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum