M. Emin Karabacak

M. Emin Karabacak

Gül’ü Cennetle Gül’ü Sev Diyeni Cehennemle…-2-

Gül’ü Cennetle Gül’ü Sev Diyeni Cehennemle…-2-

Allah Çocukları Taş Yapar Yalanı

Kutlu Doğum Haftası Münasebetiyle…2

O bir peygamberdi ve çocukları çok severdi. Peki ya onu bize peygamber olarak gönderen ve ona çocukları çok sev diyen Allah’ı ise çocuklara nasıl anlattığımızı bir kez daha anne baba olarak düşünmek gerekir.

Peygamber Efendimizi (s.a.v) çocukları ne kadar sevdiğini gösteren yaklaşımlarla anlatılırken; Cenab-ı Hakk’ı ise çocukların yaramazlık ve olumsuz davranışlarına karşı cehennemi ve taş yapmasıyla anlattık.

Peki, burada sıkıntı nerden kaynaklanmaktadır. Soyut zekâsı (Piaget'e göre; 11 yaş ve yukarısı) gelişmemiş çocuklar, anlatılanları zihinlerinde somutlaştıracaklarından Allah ve peygamber tasavvuru da farklı olacaktır. Somut zekâ devresinde (Piaget'e göre; 3-11 yaş) olan bu çocuklar, anlatılanları görsellikten yararlanarak ve zihninde somutlaştırarak algılayacaklarından zihinlerinde algılamaları da yine farklı olacaktır.

Soyut zekâları gelişmemiş ve somut zekâ evresinde çocukların olumsuz davranışlarına karşı Allah ile korkutarak yapıldığı zaman, çocukların bilinçaltlarında Allah’ı; cehennemi olan ve çocukları yakan biri olarak tasavvur edeceklerdir.

“Annenin sözünü dinlemeyeni Allah taş yapar. Yemeğini tabağında bırakanı cehenneminde yakar. Kötü söz söyleyeni dilsiz yapar…” gibi cümleler kurulur çocukların hatalarına karşı. Bilerek veya farkında olmadan Allah, korkutucu bir araç veya tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır.

Allah’ı azabı ve cehennemi ile korkutularak değil, cennetiyle ve çocuğun kalbine Allah sevgisi yerleştirilerek eğitilmeye çalışılmalıdır. Her anne çocuğuna: “Yavrum, Allah yaramazlık yapmayan ve uslu çocukları daha çok sever. Annesinin babasının sözünü dinleyenleri Allah cennetine koyar…” gibi ifadelerle yaklaşarak onları eğitmelidirler. Yani çocuğun Allah’tan korkması değil, O’nun sevgi, şefkat ve merhametinden istifade etmesi gerektiği öğütlenmelidir.

Korkutarak anlatıyoruz çocuklara Allah’ı; ama O’nu sevmesini istiyoruz. Arpa ekiyoruz, buğday biçmek istiyoruz. Korku ekiyoruz; fakat sevgi biçmek istiyoruz. En kötüsü de bunu Allah adına yapıyoruz. Ne kadar çelişki değil mi?

Çocuklardan Allah’u Teâlâ’yı sevmelerini istiyoruz; fakat çocuğa verilen eğitim şeklimiz sevgi yerine korkudur. Soyut zekâlarının gelişmeyen çocuklara yanlış verilen Allah korkusu; Allah’ı cezalandırıcı, affetmeyen kötü birine benzeteceklerdir. Anne babalar için önemli olmayan ve söylenmesi çok kolay; fakat sonucunun nereye varacağını bilmediği bir sözün ilerde çocukta neler yapabileceğini tahmin etmek hiçte zor olmasa gerekir. Slazmann: dediği gibi: “Çocukları yüce tanrıdan korkutarak yetiştirildiği zaman ileride hissiz ya da dinsiz olabilecekleri.” için çocukların ilerde farklı bir inançla karşımıza çıkmamaları için anne babaların neyi nasıl anlattıklarını bir kez daha düşünmeleri gerekir.

Allah’ı Cennetiyle Anlatmalı

Bir gün ilkokul 1.sınıfa giden bir çocuk: “Baba; insanlar ölünce nereye giderler? diye sorar.

Baba da:“Oğlum, İyiler cennete, kötüler cehenneme giderler.”der.

Çocuk tekrar:“Peki babacığım; çocuklara ölünce cennete mi cehenneme mi giderler?” diye sorar.

Baba da:“Oğlum Allah çocukları çok sever. Onun içinde çocuklar, cennete giderler.” der.

Çocuklarda genelde Allah’ı; cehennemi olan ve cehennemde kötü insanları yakan kişi olarak algılamaktadırlar. Bu da anne babaların çocukların bilinçaltlarını nelerle doldurduklarını göstermektedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Buluğa erinceye kadar çocuktan kalem kaldırılmıştır (yani ona günah yazılmaz)” (Ebu Davud, Hudud,16) buyurmaktadır. O halde çocuklar cehennem girmeyeceklerine göre onlara cenneti olan Allah’ı anlatıp sevdirmeliyiz. Cenneti olan Allah’a da çocuklar, korkuyla değil sevgiyle bağlanacaklardır.

Çocukların dini değerlerle barışık olmaları için cennetin güzelliklerinden bahsedilmelidir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de cenneti şu şekilde tarif etmektedir: Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır…” (Muhammed,15)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Karabacak Arşivi