Gaflet tam manasıyla uyanık olamama durumudur. Bir şeyler yapılır ilk başta güzel gibi görünür ama sonucu iyi düşünülmemiştir. Ve akıbet hüsran olur.
Sadece kendilerinin menfaatini düşünen insanlar tehlikelidir. Sadece kendi toplumlarını düşünen insanlar da tehlikelidir.
Neden tehlikeli olduklarını şöyle izah edeyim.
İnsan sadece kendi menfaatini düşünürse eğer bir noktadan sonra kendisinin kazanabilmesi için etrafındakilerden nasıl kazanabilirim derdine düşer. Daha fazla kazanmak için ya yaptığı işin kalitesini düşürür ya da etrafındaki insanların hakkına girerek daha fazla kazanç elde edebilir.
Sadece kendi milliyetini, kendi toplumlarının menfaatini düşünenler ise gün gelir etrafındaki komşu millet ve toplumlar kan ağlarken, ülkeleri işgal edilmiş hale düşmüşken burada o işgale müsade etmemesi gerekirken kendi milletinin ekonomik refahı için o işgale destek verir. Misalen Kuzey Irak’ın işgal edilmesi çok zaman önce olmuş bir olay değildir.
Elbette kişiler kendilerinin menfaatlerini düşünecektir, toplumlarının menfaatlerini düşünecektir. Lakin bu menfaat düşünme işi masum ve çalışarak elde edilmelidir. Başkalarının hayatlarından çalarak bir menfaat düşünülmesi zulmün başlangıcıdır.
Şu anda gündemde Gazze’nin tahliye edilmesi var. Başta çok masum duruyor, siviller ölmesin ülkemize buyursun gelsin diye düşünülüyor olabilir.
Bu söylem ABD’nin dışişleri bakanı Blinken geldikten sonra gündeme geldi.
Ortada bir zulüm var, bebek çocuk kadın demeden bombalar yerleşkelere düşüyor ve bir katliam meydana geliyor.
Üst makamdaki insanlar da çözüm (!) olarak orayı tahliye etmeyi konuşuyorlar.
Şimdi şöyle düşünelim, şımarık azgın bir güruh hiçbir hukuk tanımıyor ve çoluk çocuk dinlemeden bombaları peş peşe gönderiyor. Benim memleketime gönderiyor bu bombaları peki niye atıyor bu bombaları?
Niyesi gayet belli, beni yurdumdan etmek istiyor. Kendisine amaç olarak bunu belirlemiş ve bu amacı doğrultusunda her şeyi yapabilir hale gelmiş.
Maddi güç olarak benden güçlü, son nesil teknolojileri var. Ahlakları yok. Hak hukuk tanımıyorlar. Ben bu zorbalığa karşı ne yapacağım? Yurdumdan olmamak için Savaşacak mıyım, yoksa dost bildiğim bir yer bana kucak açacak yanına çağıracak oraya mı gideceğim?
Arkadaşlar bu masum bir olay değil. Gazze’de sivil bulunmaması demek İsrail’in bombalarının kuvvetini arttırmasına olanak tanıyacaktır. Orada yurtları için mücadele eden insanların davasına ihanettir. Ve orası, o belde İslam için yalnızca bir toprak parçasından ibaret değildir.
İçerisinde Mescid-i Aksayı barındıran kutsal şehir o topraklardadır.
Türkiye burada zulmü durdurmak için kilit rol oynamalıyken, gündemde olan şey ne yazık ki orayı tahliye edip İsrail’in işini kolaylaştırmaktır.
Şimdi siz söyleyin, yurdumu işgal etmek isteyen birileri var. Benim dostum bildiğim beni buradan tahliye mi etmelidir yoksa beni maddi manevi destekleyerek yurdumdan kovmaya çalışan işgalcilere karşı benimle mücadele mi etmelidir?
Bizim topraklarımız sıradan toprak parçaları değildir, bu topraklar Allah kelâmı için kanla yoğurulmuştur. Parayla satın aldığımız bir şey değildir, vazgeçeceğimiz bir şey hiç değildir.
İslam beldeleri her bir Müslüman için namus niteliğinde olmalıdır. Birileri namusumuza, şerefimize, onurumuza, değerlimize göz dikecek ve biz de o değerlimizi, şerefimizi, onurumuzu, NAMUSUMUZU o bizden güçlü diye ona teslim edeceğiz. Niye çünkü hayatta kalacağız.
En çok siz yaşayın, şerefi olmadan, namussuzca, onursuzca.
Yaşayın, sanki yaşantınızın bir değeri var.
Şerefini ve onurunu korumak da Müslümanların bir vazifesidir.
Şeref yoksunu bir yaşamla, şerefli bir ölüm kimseye isabet etmez.
“Aslında bütün mesele şerefli bir ölüm içindir.”