Fakir bekârları da evlendirin
Yuvamız yazı serisi
Allah’ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılan bütün hareketler güzel işlerdendir. Bu harekette menfaat, makam ve mevki beklentisi olamaz. Karşılıksız yardım yapma arzusu, Allah’a inanan ve ahirette karşılığının Allah’ın rızası olacağını bilen insanlara aittir.
Her şeyi maddi boyutlarıyla gören, her işini para ile ölçen insanlar muhtaç durumdaki bir insana yardım yapamazlar. Eğer yapılan bir işte o işi yapılandan karşılık bekleniyorsa o işin adı artık iyilik olmaktan çıkar, bir hizmet veya mal satımına yani ticarete dönüşür.
İki ayrı toplum düşünelim. Birinde, o toplumu oluşturan insanlar birbirlerine her sahada yardımcı olmakta ve yaptıkları hareketlerin karşılığını yardım yaptıkları insandan değil, Allah’tan beklemektedirler. Böyle bir toplumda her hangi bir sahada yardıma muhtaç insan kalmaz, herkes birbirinin elinden tutar ve o toplumda büyük bir dayanışma yaşanır. Ondan dolayı atalarımız yardımlaşmanın müesseselerini ve vakıfları oluşturmuşlardır.
Diğer bir toplum şekli ise materyalist, maddeci insanlardan kurulu bir toplumdur. Herkes kendi çıkarını düşünüyor, bu toplumda insanlar çevrelerinde aç, açık kimselerin olup olmadığını düşünmüyor, görmüyorlar. Gerçi bunlar da bir takım vakıflar kuruyorlar ama bu vakıflar, kurucularına daha az vergi ödemeyi, denetimden kurtulmayı veya vakıf kurucusu ile çocuklarının geleceğini garantiye almak gibi duygularla kurulmaktadır.
Bir an için düşünelim. Hangi toplum, daha mutlu ve mesuttur. Siz bunlardan hangisinde yaşamak istersiniz?
YARDIMLAŞMA İNSANLIKTIR
Toplumu oluşturan insanların manevi yapıya sahip olması, insanların hak ve hukuka dikkat etmeleri, fertlerin iyilik ve yardım sever kişiler olması toplumun bütününü ilgilendiren bir husustur. Toplum, çocuklarının yetiştirilmelerinde onların manevi yapıya sahip olarak yetiştirmelerini sağlamaya mecburdur. Aksi takdirde toplum yaşanılmaz hale gelir.
Evlenemeyen fakir genç kızlara “Çeyiz vakfı, hasta ve kanadı kırık göçmen kuşlara bakılması için vakıf, kalfa ve çırakların iş yeri açabilmesi için karşılıksız hibe veya faizsiz kredi verme esaslarını da bünyesinde taşıyan Ahilik kuruluşları” gibi daha yüzlerce vakıf ve kuruluşlar hayır yapma duygusuyla kurulmuşlardır.
NASIL EVLENDİRELİM
Yuvalarını kurmaya ve kendilerini evlendirmeye mecbur olduğumuz bekârlarımızı, çevremize bakarak anlayabiliriz. Bu mecburiyet iki şeyden kaynaklanmaktadır. Birincisi Nur suresi 32. ayette; “İçinizden bekârları (dul ve boşanmışları) köle ve cariyeleriniz- den ibadetli ve ahlaklı olanları evlendirin. Eğer onlar fakirlerse Allah onları lütfüyle zengin kılar. Allah geniş lütuf sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir” buyurmaktadır.
Dikkat edilirse ayette; “evlendirin...” buyrulmaktadır. Bekârları kimin evlendirmesi gerektiğini inceleyen âlimlerimiz, bunun; bütün müminlerin, devlet ve hükümet yetkililerinin ve yanında sürekli olarak çalışan işçilerin patronlarının olduğunu ifade etmişlerdir.
Evlendirmek, kavramı sadece evlenecek insanların birbirlerini bulmalarında yardımcı olmak manasını taşımamakta, gençler fakirlikten dolayı evlenemiyorlarsa (zamanımızda olduğu gibi) onlara maddi desteğin de sağlanması gerektirmektedir.
İkinci önemli husus ise bekârların sosyal yaşam içerisindeki durumudur. Eğer bekârlarınızı nikâhlayarak evlendirirseniz, zinaya gidebilecek yolları da kapatmış ve huzurlu bir toplumu meydana getirmiş olursunuz.
Yoksa Allah korusun toplumda zinanın önünü alınamaz ve bugün gazetelerde, TV’lerde gördüğümüz cinsel taciz ve tecavüzlerin önlenemediği dehşetle görülecektir. Bu olaylar toplumun helakini de doğuran olaylardır. Ad, Semud ve Lut kavimleri ile Sodom ve Gomera’nın helakleri arkasında hep bu pis işler yatmaktadır.
Adaletiyle örnek Hazreti Ömer (r.a) devlet başkanı sıfatıyla “Bekâr bir genç gördüğümde doğabilecek şer’den dolayı tüylerim ürperir. Ömrümden üç gün kaldığını bilseydim, o üç gün için yine de evlenmek isterdim” buyuruyor.
Varlıklı insanlara, “Fakirlikten dolayı evlenemeyen gençlerimize, gelin olamayan genç kızlarımızın çeyizlerinin hazırlanmasında onlara yardımcı olunuz” diyoruz.
SEN DE YARDIM EDEBİLİRSİN
Fakir gençlere evlenme yardımı yapmak isteyen hayır sahibi kardeşlerimiz bizi telefon, faks ve e-mail yoluyla arayarak; evlenecek gençlere verebileceği ayni ve nakdi yardımlarını not ettirmelidirler. Böylece yardımların direkt olarak birinci elden yapılmış olacaktır. Her işte olduğu gibi bu hayır işinin sloganı “BİR YUVA DA SEN KUR” olacaktır. Tabii zekatlarımız, bu yardımlaşma için kullanılır.
HAY – DER olan Hayırda Yarışanlar Derneğimiz de bu hayır çalışmalarını organize edecek ve gerçekten muhtaç olan fakir gençlerimizi bularak onlara yardımlarınızı ulaştıracaktır.
Evlenmelerin büyük çapta engellenmesine sebep olan, “Başlık parası, çok mehir talebi ve pahalı düğün masraflarını” ortadan kaldırılmalı veya azaltılmalı ve “Nikâhın hayırlısı, külfeti az olanıdır” buyuran Peygamberimizin (s.a.v) sözüne kulak vermelidir.
Yazımı Muhyidin-i Arabi Hazretleri’nin evlenmenin önemini vurgulayan bir sözüyle bitirmek istiyorum. “En üstün sadaka-i cariye, evliliğe vesile olmaktır. Zira onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten vesile olana da bir ecir vardır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.